Uyku tutmayınca avluya çıkıp oturdum. Dizlerimi kendime çekip kafamı yasladım. Bugün olanlar geldi aklıma. Civan ağanın tokatı gözlerimin yaşarmasına sebep oldu. Annemin bana onca senedir analık yapmazken. Gelinini kızı gibi sahiplenmesi. Sonra ise Baran. Napıcaktım ben o adamla. Babam'dan daha beterdi. Geçmişimi anlatınca resmen dalga geçmişti. Hiç bitmeyen savaşım vardı.
"Kara kız."
Sidar ağbeyimin sesiyle kafamı yasladığım bacağımdan çektim.
"Ne işin var senin bu saatte burda."
Gelip yanıma oturdu.
"Uyku tutmadı."
Gözleri kısıldı.
"Yanağına noldu senin?"
Civan ağa ile aralarını benim yüzümden bozulsun istemiyordum.
"Her zaman'ki babam işte ağbey. Önemli bir şey yok merak etme."
Kafasını saladı.
"Sen nerden böyle."
Gülümsedi. Vardı bir şey.
"Öyle bir arkadaşlaydık."
İmalı bir şekilde baktım.
"Nasıl bir arkadaş."
Nefesini dışarı verdi.
"Dilda benim sevdiğim var."
Gülümsedim. Tahmin ediyordum.
"Adı ne. Kimlerden. Nasıl biri. Sevgili misiniz?"
Gözlerini açıp bana baktı.
"Yavaş kızım. Adı kader. Ağa kızı değil. Çok güzel sap sarı saçları yemyeşil gözleri var. Ve..."
Heycenla yerimden kıpırdadım. En çok mutlu olmasını ben isterdim.
"Sevgili değiliz."
Şaşırdım.
"Ya nesiniz?"
Tek bacağını diyer bacağının altına koydu.
"Kendisini sevdiğimi biliyor. Zaman istedi benden. Bende verdim."
Sidar ağbeyim gibisi Her kese nasip olmazdı.
"Peki o seviyor mu?"
Gözlerinin içi parladı.
"Öyle olmasını umut ediyorum. Öyle güzel gülüyor ki dilda. Saatlerce izlemek istiyorum."
Gülümsedim.
"Umarım çok mutlu olursunuz ağbeyim."
Saçımı okşadı.
"Sağol dildam."
Başımı göğsüne koydum.
"Ağbey."
"Söyle kara kız?"
Dudağımı dişlerimin arasından çıkardım.
"Sence ben güzel miyim?"
Kafamı kaldırıp yüzüme baktı.
"O nerden çıktı şimdi."
Omuz silktim.
"Hiç öyle. Çıktı işte bir yerden."
Gülümedi.
"Çok güzelsin. Keşke bahtın'da yüzün kadar güzel olsaydı dildam."
Ağlamak istemiyordum. Avlunun kapısına yaslanmış bizi izleyen Civan ağayı gördüm. Bize doğru yürüdü. Karşımıza oturunca ben ayağa kalktım.
"Ben artık yatayım ağbeyim. Geç oldu."
"İyi uykular dildam."
Gülümseyip yanlarından ayrıldım. Onun bulunduğu ortamda bulunmak istemiyordum. Odama geçip yatağıma girdim. Arkamı dönüp gözlerimi kapatım.
"Dilda kalk hayde."
Gözlerimi aralayıp. Başımda duran anama baktım.
"Noldu."
Sırtımdan itirdi.
"Ney noldu. Kınan var bugün."
Komple çıkmıştı o aklımdan.
"Tamam kalkıyorum."
Yataktan çıkıp. Banyoya ilerlerken kolumdan tutu. Önce tutan koluma sonra yüzüne baktım.
"Otur he söyle bir. Konuşacaklarım vardır."
İçimde ki sıkıntı ile oturdum.
"Ne konuşacan?"
"Gelin hamile."
Hiç bir duygu hissetmiyodum. Oysa ne çok hayalini kurardım yiğenim olsun diye. Çocuklara aşık bir insandım. Hele o kişi yiğenim olursa. Ama Civan ağa benim bundan sonra hiç bir şeyimdi.
"Napabilirim."
"Düzgün konuşasın. Anan var karşında."
Analığını görseydim. Konuşurdum belki.
"Allah analı babalı büyütsün. Ne diyim ana."
"Kıza laf etmeyesin."
Kendi ayaklarıya gelen kendisiydi. Sinirle ayağa kalktım.
"Benim kimseye laf ettiğim yok ana. Odama gelen kendisiydi."
Yaklaştı bana.
"Oğlumun katili oldun. Torunumun olma diye diyorum."
Kafamdan aşağı kaynar sular döküldü sanki. Zorda olsa yutkuna bildim. Arkasını dönüp çıkıp giti. Öylece baka kaldım arkasından. Ben yapmamıştım. Kardeşimin katlı ben değilim. Kendime gelmek adına duşa girdim. Çıktığım'da yatağın üstüne kınadığımın olduğunu gördüm. Kısaca bakıp aynanın karşına geçtim. Uzunca inceledim yüzümü. Bunları hakedecek napmıştım ben allahım.
"Kuzum. Seni bakmak için geldim."
Newroz abala baktım. Çok güzel bir kadındı. Yanıma yaklaştı.
"Güçlü kal Dilan."
Onca şeyi yaşayıp. Canıma kıymayınca güçlüyüm sanırdım. Ama öyle değilmiş.
"Olmuyor abla görüyorsun sende."
Tebessüm eti.
"Görüyorum kuzum. Keşke elimden bir şey gelse."
Gelmeyeceğini biliyordum.
"Biliyorum ablam. Hayırlısı olsun."
Elimden başka bir şey gelmiyordu.
"Hadi hazırlan kızım sen."
Kafamı aşağı yukarı saladım. Dolan gözlerimi hemen sildim. Newroz abla çıkınca kızları geldi.
"Abla."
Kafamı bahara çevirdim.
"Efendim."
"Baran ağa çok yakışıklı değil mi?"
Öyleydi.
"Bilmem."
Gelip yanıma oturdu.
"Ne demek bilmesin. Evleneceksin o adamla farkında mısın?"
Malesef farkındaydım. Kafa saladım.
"Ben evleniyor olsam. Havalara uçuyorum olurdum mutluluktan."
Kardeşi Meryem ile güldük.
"Anam duysa bu dediklerini. Bacaklarını kırar."
Gözlerini devirdi. Kız kardeşine.
"Aman ne duyacak. Biz bizeyiz şurda."
Meryem elini beline koydu.
"Sana kalırsa. Mardinde'ki bütün ağlar yakışıklı."
"Baran ağa farklı ama. Hele o ela gözleri."
Newroz abla içeri girdi.
"Kimin ela gözleri kız."
Yanımdan kalkıp. Telaşla kardeşine baktı.
"Hiiç ana kimin olucak."
"Ne oturuyorsun siz daha."
"Kalkıyorduk şimdik."
Akşam saatlerine geliyordu. Dışarıdan gelen seslerle. Misafirlerin geldiğini anladım. Üzerime'de önü ve koları açık kırmızı kınalık vardı. Kendimi bunun içinde mutlu hissetmiyordum. Belki nankörlük ama kendimi hiç bir zaman mutlu hissetmemiştim. Sidar ağbeyim içeri girdi. Baştan aşağı süzdü beni.
"Çok güzel olmuşsun kara kız."
Gülümsedim.
"Sağol ağbeyim."
"Aşağıdan bekliyorlar."
"Senin ne işin var'ki burda. Konakta hiç erkek yok."
"Sana bir şey vermek istiyorum. O yüzden kalmak istedim."
Elini cebine soktu.
"Ne vericeksin'ki ağbey."
Yanıma yaklaşıp. Cebinden çıkardığı kutunyu açtı. Çok güzel ve zarif kolye vardı.
"Bu benim mi?"
Yanağımı okşayıp tebessüm eti.
"Evet."
Daha önce Sidar ağbeyim ve Civan ağa hariç kime bana hediye almamıştı.
"Takayım mı."
Hevesle kafamı saladım.
"Dön bakalım arkanı."
Arkamı döndüğümde. Boynum'da soğukluk hissetim. Ucunda ay ve yıldız vardı.
"Oldu."
Dönüp sıkıca sarıldım.
"İyiki varsın."
Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Gözleri dolmuştu.
"Gözlerin mi doldu senin?"
Eliyle hemen sildi.
"Erkek adam ağlarmı kızım."
Ağlardı ağbey. Erkek adam'da ağlardı.
"Hadi bakalım in sen aşağı. Bende çıkıcam şimdi."
Aşağı indiğimde kızlar bir olmuş halay çekiyordu. Bana ayrılan koltuğa oturdum.
"Kına zamanı geldi. Kınan yakılacak hayde."
Anama baktım gözlerimi devirmemek için kendimi zor tutum.
"Hadi güzel gelinim."
Baranın annesinin sözleriyle ayağa kalktım. Gösterilen yere oturdum. Yanımda haraketlilik olunca. Baran ağa olduğunu anladım. Yüzüm kapalı olsa'da kokusu buram buram geliyordu. Sert erkek kokusu vardı. Kınamı halam yakıyordu. Pekte umrumda değildi şahsen. Hemen bitsin istiyordum.
"Gelin elini açmıyor. Hanımağam."
Açıyordum'ya.
Elime konulan altınla kınam yakıldı. Kına seven biri değildim. Kokusu beni rahatsız ediyordu. Barana anam yakmıştı kınayı. Her kez etrafa dağlınca heme odama çıktım. Kınamı yıkamak için banyoya gireceken Baran girdi içeri.
"Amına koduğmun kınası!"
Burası benim odam olduğunu biniyordu sanırım. Beni görünce şaşırır gibi oldu. Ama sonra hemen kendini toparladı.
"Yok mu kızım sizin evde lavabo!"
Umursamadım.
"Var sen bulamamıştırsın."
Sinirle yüzüme baktı. Benim banyoma girip küfür ede ede elerini yıkadı. Nasıl bu kadar küfür ürete biliyordu? O yıkayıp çıkınca bende yıkadım. Odama göz gezdiriyordu.
"Bune lan böyle. Rengarenk!"
Kendisi siyahtan başka bir şey giymediği için şaşırıyordu. He ama hakını yemeyim bugün beyaz gömlek giymişti. Karın kaslarını saran.
"Çocuk musun kızım sen?"
Keşke olsaydım.
"Değilim. Ama odam çocukluğumdan kalma."
Değiştirmek düşündüğüm en son şey bile değildi. Zaten evleniyordum. Gerekte kalmazdı. Göz ucuyla bana baktı.
"Götüne soktuğum ağbeyin. Hastanede."
Umrumda değildi.
"Neden."
Burnunu çektim
"Dövdüm."
Aşağı inmem lazımdı. Eğer inmesem yukarı gelir ve Baranla bizi aynı odada görebilirlerdi.
"Elerine sağlık."
Değip yanından geçip aşağı indim. Çoğu kişi gitmişti. Gecenin sonu olduğu için normaldi. Kanının başından beri göz göze geldiğim. Her bakışımız kesiştigin'de yüzün'de gülücük açan kıza baktım. Kumral ve güzel bir kızdı. Yanıma gelip oturdu.
"Meraba yenge."
Yenge!
"Meraba."
"Ben Evin. Baran ağanın kardeşiyim."
Gülümsedim.
"Kusura bakma ilk kez görüyorum."
Elini dizimin üzerine koydu.
"Bu sabah geldim. Diyarbakır'da okuyorum."
Ne güzel. Okuyordu.
"Anladım."
"Güzelliğinden bahetmişlerdi ama. Bu kadarını beklemiyorum."
Mutlu olmuştum.
"Teşekür ederim. Sende çok güzelsin."
Gülümsedi. Samimi ve tatlı biriydi.
"Bundan sonra bir aradayız artık. Okulumu Mardine aldırıcam."
Gülümsedim.
"Ne okuyorsun."
"Hemşirelik."
Guruyla söylemişti.
"Sen okuyor musun?"
Çok isterdim.
"Hayır."
"Neden?"
"Ailem izin vermedi."
Dudaklarını büzdü.
"Özür dilerim ben..."
Elinin üzerine elimi koydum.
"Sorun değil."
Etrafa bakındığım'da kimsenin kalmadığını gördüm. Temizer ailesi'de gitmek için. Hazırlanmıştı.
"Görüşürüz yenge tanıştığıma çok memnun oldum."
Sarılınca karşılık verdim.
"Bende memnun oldum. Görüşürüz."
Bütün. Temizer ailesiyle vedalaştık. Baran yanıma gelip eğildi.
"Görüşürüz. Müstakbel karıcım."
...
🖤🖤🖤
Beğenmeyi ve yorum yazmayı unutmayın sizi seviyorum:)
İnstegram: seda_goc35