Yangın Sayılır gxg

By no23body34

114K 6.6K 4.7K

İş yerinde tanışan iki kadının hikayesi... More

Tanıtım ve Özet
•dudaklarımda•
•istediğin kadar•
•nefes al•
•korkunun kollarında•
• "efendim" •
•mavilikler•
•veda•
•'duygu'lar•
•bir fırtına•
•itaat•
•cesaret•
•kumar•
•hınçla sevilmez•
•şefkât•
•aile•
•dokunduğumda•
•bana karşılık verme•
"•nefretim aşkımdan büyük•
•intikam reçeli•
•tanrıçanın dönüşü•
•kimse yenilmez değil•
•işe yaramaz bir şey•
•geçmişten gelen•
•değişim seninle•
•kara saplantım•
•seninle olmak•
•denge merkezi•
•yeniden ve daha renkli•
•depresyon güzeli•
•kimyalar ve gerçekler•
•aşk nefret ve sen•
•güven yıkılınca•
•artık yenilmezim•
•ben seninim•
•her yeni gerçekte•
•bana uygun olan•
•kusursuz gerçek•
"•git ya da kal•
•hayat devam eder•
•sil baştan•
•yine yeni yeniden•
•madalyonun diğer yüzü•
•farklı sonuçlar beklemek•
•yani sayfalarıma yazdıklarım•
•değişen dengeler•
•benim istediğim şekilde•
•seni hak etmek•
•karşılaşmalar•
•her şey aşktan•
•aile bağları•
•beni sev•
•aşkın beni baştan yazar•
•hayatın karmaşık yanı•
•ördüğün duvarların ardında•
•gösteri bitti•
•mutluluğun son kullanma tarihi•
•tüm yalanlardan sonra•
•merkeze dön•
•bizi tutan güç•
•sevgi dili ve ruh eşim•
•fırtınaya dönüşen esinti•
•içimden taşan öfke•
•nefes nefese•
•bana iyilik yap•
•teslimiyet•
•sıradanlığın kıymeti•
•başarının mükafatı•
•mutluluğun farklı tonları•
•değişim diye bir şey•
•yokluğunda•
•zamanın eli•
•zamanın eli 2•
•mutlu sonsuz•

•içimdeki şüphe•

945 92 70
By no23body34


Yorum ve oylarınızı bekliyorum..

İdil masanın başında ben hemen onun sağında oturuyordum. Seval Hanım ve Ayça da karşımdaydı. Ayça'nın annesi Neslihan Hanım da tam benim yanımdaydı.

Seval Hanım geleceği için daha bir özenliydi masa.. Seval Hanım eşi ve çocuklarını getirmediğini söylediğinde onun ailesi olduğunu öğrenmiştim.
Onlar konuşurken genellikle sessiz kaldım.
Babalarının ölümünden, cenazeden uzun uzun konuşuyorlardı.

Halinden tavrından anladığım kadarıyla Seval Hanım da Ayça'yı pek sevmiyordu. Birkaç kez onu terslediğine şahit olmuştum.

"Bana son kazığını attı işte.." İdil şarabını masaya bırakırken söylemişti. Ayça yarım ağız güldü.

"Milyonluk servet kazık mı oluyor İdil'ciğim?" diyerek İdil'e baktı. İdil sandalyesinde geriye yaslandı ve derin bir nefes verdi.

"Benim babamdan bağımsız param vardı zaten Ayça..Ve evet kazık oluyor..Servetinin p'ini bana harcayayım diye değil idare edeyim diye bıraktı.." eliyle Ayça'yı işaret etti.
"Sana..Çocuklara da tabiki.." diyerek göz kırptığında Seval Hanım yanında oturan Ayça'ya kısa bir bakış attı.

"Derdin para mı Ayça? Ömrünün sonuna kadar bitiremezin zaten payına düşeni..Ne istiyorsun daha?" diyerek yemeğine döndü.

"Para değil tabiki..Ama kocamın arkasından böyle konuşmasını istemiyorum suç mu?" Ayça da kendini savunduğunda İdil derin bir nefes verdi.

"İstediğim gibi konuşurum..Öldü gitti..Artık ben varım.." yeniden şarabını yudumladı. Babası ile iktidar savaşını o ölünce de olsa kazanmıştı. Şimdi onun ailesi de işleri de İdil'e emanetti.

"Binlerce çalışanı olmasa bugün bırakıp giderim aslında..Neyse zamanı var..Şirketlerde düzen oturtayım sonra gideceğiz Hazan'la..Dünyayı gezeriz.." diyerek elimi tuttuğunda masadaki herkes bana baktı.

Ben de İdil'e baktım. Böyle bir planımız olduğunu bilmiyordum. Utangaçlıkla gülümsedim.

"Hazan'ın böyle uyumlu olması ne güzel.." Seval Hanım yapmacık bir şekilde söylemişti.
"Keşke benim söylediklerime de uysaydı zamanında.." bir kaşını kaldırıp bana baktığında İdil hemen konuştu.

"Abla..Başlama yine..Her şey iyi şu an..Biz çözüyoruz aramızda.." bana bakıp gülümsediğinde ben de gülümsedim. Beni koruması hoşuma gitmişti.

"Evet evet..Ben de şahit oldum.." Ayça sırıtarak söylediğinde çalışma odasındaki halimizden bahsettiği açıktı.

"Bakalım nerede çözemeyeceksiniz? Merakla bekliyorum.." Seval Hanım imalı konuşurken İdil'e bakıyordu. İdil derin bir nefes verdi.

"Ablam bana güvenmezken Hazan nasıl güvenebilir ki?" şarabının tamamını içti..Gerildiğini anlayabiliyordum.

"Tamam İdil..İstediğinizi yapın.." trip atar gibi söylemişti.
"Dosya mı ne neye bakacaksak bakalım eve gitmem lazım..Çocuklar yarın kampa gidecek.." Seval Hanım ayaklandığında İdil de onunla birlikte kalktı.

"Kahveleri odamda içelim..Bizim biraz işimiz var.." diyerek bana gülümsedi. Onlar gittiğinde Ayça, Neslihan Hanım ve ben kalmıştık.
Yemeği yedikten sonra biz de kahve için salona geçtik.

Masa hızla toplanırken ben de çocuklara bakmaya gittim. Zaten bu evde sevgisinden emin olduğum ve yanlarına iyi hissettiğim tek varlık onlardı.
İkisi Kemal Efe'nin odasında oynuyorlardı. Bir süre onlarla sohbet ettim. Yüzmede ve teniste yaptıklarını anlattılar. İkisi de öyle tatlı ve sevecenlerdi ki..

'Kariyerini bırakmaya değer mi gerçekten?İyi bir şef olabilme şansın varken şu an onun evinde ne yapıyorsun acaba?'

Önem'den gelen bu mesaj ile etrafıma bakındım. Küçük bir halının üzerine oturmuş çocuklarla oynuyordum. Derin bir nefes verdim.
Sadece bir süreç diye tekrarladım kendi kendime..

••••••••••

Herkes odasına çekildiğinde saat gece yarısına geliyordu. İdil siyah saten pijamaları ile uyurken bile özenliydi. Ben de bugün aldığım beyaz ipli ve şortlu takımı giydim onunkisi kadar seksi ve kadınsı değildi daha çok tatlı ve rahat bir takımdı.

"Ablam yine boş boş konuşup canımı sıktı.." yatakta yanıma uzanırken söylemişti.

"Masada söylediklerini diyorsan ben umursamadım.." diyerek onu rahatlatmaya çalıştım.

"Odada da söyledi de..Neyse sevgilimle yatarken bunları düşünemem şu an.." elimi tuttuğunda ben de onun elini sıkıca tuttum.

"Mesela..Çalışma odasında olanları düşünebilirim.." diyerek bana yaklaştığında çarpıkça sırıttım. Hiç vakit kaybetmiyordu gerçekten.

"Zaman vereceğiz dediğimiz kısmı ben de unutmuyorum İdil'ciğim.." imalı bir biçimde konuştum. Derin bir nefes vererek karnıma yattı ve aşağıdan bana doğru bakmaya başladı. Ben de onun saçlarını okşuyordum.

"Zaman..Ama ben seni uyarayım..Bu kadar beklemenin sonu kötü olur.." gülerek söylediğinde ben de güldüm..

"Ben gencim canım dayanırım.." dediğimde bir kaşını kaldırdı.
"Dayanırsın?" soru sorar gibi tekrarladı.
"Tamam hatırlatırım bunu.." pijamamın eteklerinden elini sokup karnımı okşuyordu.

Bir süre sessizdik. Ben onun saçını okşarken o da beni izleyerek karnımı okşuyordu. Öyle huzurluydum ki..

"Staja gitmediğin için teşekkür ederim.." dediğinde bir kaşım hayretle kalktı. İdil ve nezaket teşekkürleri.. Şaşırtıcı bir ikiliydi.

"Başka yerde gideceğim ama .." diye düzelttiğimde başını salladı.

"Tabi sevgilim..Git..Al şu diplomanı yeminle çerçeveletip duvara asacağım ya.." gülerek söylemişti. Bilemiyorum sanki onunla sohbet etmek artık çok kolaydı. Bana güvenen kadar sorunlar yaşamıştık ama artık bana güvendiği için kendini açıyordu. En azından sohbet edebiliyorduk.

"Asamazsın..Ben restoranıma asacağım.." dediğimde derince ofladı.
"Bana hiçbir yararı olmayacak yani bu diplomanın?" diye sorduğunda saçlarını hafifçe çektim.

"Bilmem..Olur belki..Şöyle güzel bi mezun oldum seksi yaparız.." dediğimde bir anda karnımdan kalktı ve ban baktı.

"Hazan..Haziran'a daha altı ay var..Zaman dediğin buysa.." endişelenerek sorduğunda paniğine güldüm..

"Ne olmaz mı?" diyerek onunla oynamaya devam ettim. Altınay seks yapmayacağımızı düşündükçe yüzü geriliyordu.

"Yavrum tamam zaman falan ama..Altı ay çok uzun değil mi? Özlerim ben seni.." huyuma gitmeye çalışarak sakince konuştuğunda güldüm ve omuzlarımı silktim.

"Yan yana yatıyoruz İdil..Özledikçe bakarsın.." dediğimde boynunu eğerek bir kaşını kaldırdı.
Ben hala sırıtıyordum.
Beni belimden yakalayıp çekti ve sırtım yatakla buluştu. O da bir anda bacak arama girip üzerime çıkmıştı.
Artık o üstümde ve yüz yüzeydik.

"Bakmakla özlemim geçmez ki güzelim.." diyerek burnumum ucuna bir öpücük bıraktı. Dirsekleri ile yataktan destek alırken iki eliyle saçlarımı seviyordu. Kendini bana sürtmeye başladığında ikimizde de ince şortlu pijamalar olduğu için onu daha kolay hissediyordum. Altında derin bir nefes aldım. Çalışma odasındaki yakınlaşmamızdan sonra zaten alev almıştım. Bir de şimdi devam edersek zaman diyip durmalarım boşa çıkacaktı.

"Su.." diyerek ona baktım. Alnını omzuma koyarak derin bir nefes verdi. Bıkkın bir nefesti bu..

"Şu odaya damacana koyduracağım artık.." diye söylendi ve üzerimden kalktı. O yataktan çıkarken ben de yan yatıp ona baktım. Sabahlığını giyip bana kısa bir bakış attı ve odadan çıktı.

Yatakta sırt üstü yattım ve sırıtmaya başladım. İdil ile gerçekten huzurluydum. Bana saygı duyuyordu..Değer veriyordu. Kızıp bağırmak ya da o tuhaf şiddeti yoktu. İlgiliydi beni koruyordu.. Düşündüğüm gibi bana güvenene kadar zorlanmıştı artık her şey yolundaydı.

Aşağıdan bir patlama sesi gibi hatta daha çok bir silah sesi geldiğinde düşüncelerim bir anda kayboldu ve hızla doğruldum.

Hemen yataktan çıktım ve koşarak odadan dışarı merdivenlerden aşağı yöneldim.
Ses sanıyorum ki aşağıdan gelmişti.

"İdil..Yapma..Dur.."Ayça'nın ağlamaklı bağırışlarını duyduğumda daha da hızlı koştum..Neler oluyordu böyle?

Mutfağın köşesini döndüğümde şaşkınlıkla olduğum yerde kalakaldım. Karşılaştığım manzarayı izlerken ağzım açık kalmıştı.

İdil elindeki silah ile Kaya'yı ayağından vurmuştu. Kaya yerde yatarken Ayça da Kaya'nın üzerine kapanmış silahı tutan İdil'e daha fazlasını yapmaması için yalvarıyordu. Kaya'nın üstü çıplak Ayça da gecelikleydi.
Anlaşılan bu kez onları İdil yakalamıştı. Hani dikkat edecekti? Neydi şimdi bu?

"Lan it! Sen benim sağ kolumdun lan..Nasıl yaparsın bunu?" Kaya'ya doğru bağırdığında Kaya yattığı yerden gerginlikle konuştu.

"Özrü yok İdil Hanım..Yapmamalıydım.." kabullenmiş gibiydi. Yalvarmıyordu hatasını biliyordu.

İdil elinde silah ile bağırırken ona tek yalvaran Ayça'ydı.

"İdil..Ne olur yapma..Bırak o silahı.." bir yandan da ağlıyordu. Bu ağlaması Kaya'yı sevdiği ve Kaya ölürse diye korktuğu için olabilir miydi?

"Sen karışma...Babam öleli daha bir ay oldu..Bu ne hız lan orospu?" Bu kez Ayça'ya bağırıyordu.

"İdil..Tamam benimle gel..Sonra konuşuruz.." İdil'i diğer kolundan tutup çekiştirdim ama kolunu hızla çekti.

"Karışma Hazan..Sen karışma senlik bir mesele değil..Benim adamım dediğim pislikle babamın karısı...Lan siz beni delirtecek misiniz?" bana kısaca konuşup onlara bakmıştı.

"İnsan yediği kaba pisler mi Kaya?" İdil bağırdıkça evdeki her şey yerinden oynuyordu sanki. Kaya sessizdi. Birkaç dakika sonra ölecek bile olsa sessizdi.

"İdil..Sabah konuşalım.." Ayça bana baktı. "Hazan ne olur al götür onu.." dediğinde ben de ne yapacağımı bilemiyordum.

"İdil..Bırak şu silahı..Tamam kızacaksan yine kız ama ne olur bırak silahı.." İdil'in boynuna sarılmıştım. En azından elinde silah olmadan bağırıp çağırsın..Silah ile geri dönüşü olmayan şeyler yaşayabilirdik.

"Sevgilim..Ne olur bırak..Bu sen değilsin bırak..Sadece konuşalım.." kulağına fısıldıyordum. Ben İdil'e sarılırken o bana sarılmıyor omzumun üzerinden yerde yatan Kaya ve Ayça'ya bakıyordu. Onlara silah doğrultan kolunu omuzdan tuttu .

"İdil..Lütfen..Bak korkutuyorsun beni..Silahı bırak ona gerek yok şu an.." sarılıp sakinleştirmeye çalışıyordum.

Silahı indirdi ve derin bir nefes verdi. Arkasını döndüğünde Ayça sabahlığını çıkarıp Kaya'nın kurşun yarası alan bacağına bastırdı.

"Ne zamandır devam ediyor lan bu?" İdil bir anda üzerlerine yürüyerek sorduğunda Ayça hemen konuştu.

"Yeni..Çok yeni..Yusuf öldükten sonra.." panikle ağlayarak konuşuyordu. Kaya da başıyla onaylamıştı.

"Babam zaten yeni öldü..Bir dakika dayanamadın mı?" Ayça'ya bağırıyordu. Silah hala elindeydi ama kimseye doğrulmadığı için kısmen iyiydi.

İdil koridorda yürürken derin nefesler alıyor ve kendini sakinleştirmeye çalışıyordu.
O dönüp dururken Ayça da Kaya'nın yarasına bakıyordu.

"Bir dakika..Sana güvenilmez..Ben sana güvenmem.." kendi kendine konuşuyor gibiydi.

"Sen her şeyi yaparsın.." hızla Ayça'nın üzerine yürüdü.

"Çocuklar..Çocuklar babamdan mı Ayça?" silahı Ayça'nın başına dayadığında kalbim korkudan patlayacak gibiydi. Silah ile onun başı arasında mesafe yoktu. Nefesimi tutmuş haldeydim. Onları
bu halde yakalayınca aklına neler neler gelmişti böyle?

"İdil..Ne saçmalıyorsun? Tabiki Yusuf'tan..Kaya ile sadece birkaç kez görüştük.." kafasındaki silaha rağmen dili tutulmamış ve konuşabilmişti.

"Siktir git..Bir kere kurt düştü aklıma Ayça.." silah ile Ayça'nın başını ittirdi. Odada birkaç kez adımladı.

"Kalk defol..Çocukları hazırla..DNA testi yaptıracağım..Babam senin gibi bir orospuya güvenmiş olabilir ama ben zerre güvenmiyorum..Hele ki bu gördüklerimden sonra.." otoriter bir şekilde hızlıca emrederek söylediğinde Ayça şaşkınlıkla bana ve Kaya'ya baktı.

Ben de şaşkınlıkla ikisine bakıyordum. İdil ciddi miydi? Yani gayet ciddi söylemişti tabiki ama..Gece gece..DNA testi..

"Şu haini de hastaneye götürmüş oluruz hem.." diyerek Kaya'yı işaret etti.

"İdil..Sakinleşir misin lütfen..Çocuklara böyle bir şey yaşatmayacaksın değil mi? Hayatları boyunca unutamazlar bunu.." diyerek ona baktığımda öfkeli mavi gözlerini bana sabitledi.

"Hazan..Abartma..Alt tarafı test için örnek  alacaklar açık kalp ameliyatına sokmuyorum çocukları.." bana bağırdığında ben de ona bağırdım.

"Neden yapıldığını anlayacak yaştalar..Nasıl bu kadar kalpsiz olabiliyorsun ya?" benim bağırışım onun daha da sinirlendirmişti.

"Sana ne Hazan..Bir de bu orospuyu mu koruyorsun..Gidip yaptıracağız içim rahat edecek bitti.." Ayça'yı işaret etti.

"Bu erkek düşkünü kadın zamanına başkasının piçini babama iteklediyse ben bunu neden kabul edecekmişim ha?" öyle öfkeliydi ki karşısında konuşmaya çekiniyordum ama ona ben konuşmasam kimse konuşamayacaktı. Ayça sadece ağlıyor Kaya da ihanet ettiği için suçunu kabullenmiş öylece oturuyordu.

"İdil görmüyor musun? Anlamıyor musun? Onlar senin kardeşlerin ve sen onların İdil ablasısın..Lütfen bu çocuklara böyle bir şey yaşatma.." resmen yalvarıyordum.

"Zaten senden korkuyorlar..Onların aklında böyle mi kalmak istiyorsun?" söylediklerim onda hiçbir etki yaratmıyordu. Zaten aklına DNA testi olayını koyduğu için. Nasıl vazgeçilebilirdim ki?

"Başlayacağım yapacağınız işe..Ben hallederim.." diyerek hızla yukarı çıktığında ben de peşinden koştum.

Çocukları bir anda yataklarından kaldırıp hastaneye mi götürecekti? Bir şekilde ona engel olmalıydım.

"İdil nereye? Bi dur ne olur sakin konuşalım.." merdivenleri hızla geçerken Neslihan Hanım odasının kapısının önündeydi.

İdil onun tam karşısında durdu.
"Bakıyorum hiç şaşkın görünmüyorsun..Kızının yediği bokları bildiğinden herhalde.." tam onun gözlerine bakarak söylemişti.

Ben de İdil'e yetişmiş arkasından elini tutuyordum.

"İdil..Gel ne olur odamıza geçelim..Sabah istediğin kadar konuşalım ama şimdi olmaz..Gel sakinleş biraz.." dediğinde hızla elini ellerimin arasından çekti.

"Hazan..Bırak..Yapacağım işte bu kadar..Ben öyle şüpheyle falan yaşayamam.." hızla yürüdü. Az ilerideki Lina'nın odasına daldığında seslerden uyanmış ve korkmuş olan Lina yine seslerden korkan Kemal Efe'ye sarılmış yatakta yatıyorlardı.

İdil'i karşılarında gördüklerinde anlık olarak daha da korktular.
"İdil abla..Annem nerde?" dediklerinde İdil onları umursamadı.

"Aşağıda..Hemen gelecek..Korkmayın..Sadece konuşuyoruz.." ben hemen onların yanına giderek yatağa oturdum ve ikisine de gülümsedim.

Birkaç saniye sonra İdil'de yatağın başındaydı.
Elindeki makası fark ettiğimde yatağın etrafından dolaşıp önüne geçtim.

"İdil ne yapıyorsun? Kendine gelir misin yalvarıyorum.." makaslı elini tutarken tam karşısına geçmiş gözlerine bakıyordum.

"Hazan..Çekil şurdan karışma bana..Kalbini kırmayayım.." çocuklara doğru bir adım atmaya çalışmıştı ki dimdik durdum önünde.

"Kır..Tamam benim kalbimi kır ama ne olur bırak..Korkuyorlar görmüyor musun?" sessizce gözlerine bakarak söylüyordum.

"Sen neyi kimi koruyorsun ya..Delirtme beni Hazan..Saç teli alacağım gidecek bakılacak..Bitti.." diyerek beni kenara itti.

Kemal Efe'yi kolundan yakaladı.
"Gel..Kıpırdama.." diyerek başını tuttu.

"İdil..Yapma.." diye diretsem de boşunaydı. Kemal Ege ağlamaya başlamıştı ama İdil umursamıyordu. Lina da korkuyla bir İdil'e  bir bana bir kardeşine bakıyordu.

Kemal Efe'nin başını eğip makasla saçından bir tutam kesti..
"Lina gel.." diyerek ona uzandı. Lina hiç itiraz etmeden yaklaştığında onun saçından da kesti.

"Abarttığın şey bu kadar işte.." diyerek elindeki saç tutamlarını bana gösterdi.

O odadan çıkarken ben hemen çocukların yanına yatağa oturdum. İkisi de ağlamaya başlamıştı..
Korkmuşlardı haliyle..

Gecenin bir yarısı ablaları odaya hışımla girip saçlarını kesince korkmaları normaldi..

Bir süre çocukları sakinleştirmeye çalıştım. Neslihan Hanım da yanlarındaydı. Aşağı indiğimde Kaya yoktu. Sanırım hastaneye galan götürmüş olabilirlerdi. Ayça da koltukta oturuyor ağlayarak düşünüyordu. İdil neredeydi ne yapıyordu hiçbir fikrim yoktu.

"Yaptığını beğendin mi Ayça? Bu nasıl dikkat etmek?" ona hesap sorarcasına söylendiğimde bana baktı. Ağlamaktan gözleri kızarmıştı.

""Ben böyle olsun ister miydim?" bitkin bir şekilde söylediğinde haline acıdım. Yanına yaklaşarak koltuğun karşısındaki orta sehpaya oturdum.

"İstemezsin tabi ama..Evde İdil varken.." şimdiden sonra uyarsam ne değişecekti ki..Zaten olan olmuştu. Sustum..

O ise için için ağlıyordu.

"Kaya demişti..Sana yakalanınca bitirmek istemişti..Ben de..Bitsin istemedim..Konuşmak için çağırmıştım.." ağlayarak konuşuyordu.

"Hazan..." İdil'in sesi ile ikimiz de sustuk. Kapının girişine bakıyorduk. İdil hızlıca giyinmişti ve tüm belirgin öfkesi ile sadece bana bakıyordu.. Anlamıştım ki az önce Ayça'nın söylediklerini duymuştu.

"Hazan..Sen bu şerefesizlerin yedikleri bokları biliyor muydun?" üzerime yürüyerek bağırdığında korkuyla nefesimi tuttum.

Bu öfke çok tanıdıktı. İdil'di bu..Bunca zamandır içinde tutmaya çalıştığı her şeydi..Üzerime geliyordu..Öfkeden kırmızıya dönen mavi gözleri, çatılmış kaşları ve sıkmaktan çatlayan çenesi ile..Tam karşımdaydı.

Suratıma sert bir tokat indirdiğinde tam anlamıyla feleğim şaştı. Kulaklarımda derin bir çınlama ile az önce oturduğum sehpaya kapaklanmam bir oldu. Çenemden yanağıma kulağımdan başıma kadar her yerim acıyla sızlarken gözlerimden yaşlar ardı ardına düştü.

Selaaaaam

Canlar aşkolar nasılsınız??

Ben bugün çok yorgundun ama direndim ve yazdım..Yazım hatası vs varsa sorry..

Yorumlarınızı bekliyorum..

Fikirleriniz benim için önemli 💪🏼✨

Continue Reading

You'll Also Like

56.3K 392 9
terasta boş gözlerle mola saatinin bitmesi için oyalanıyordum, kapı açıldı Selin hanım... Sigarasını çıkarıp boyalı koyu kırmızı dudaklarının arasına...
109K 10.5K 27
•Efsunlu Bir Köy Rüzgarı•
344 71 10
Küçüklüğünden beri diğer insanlardan fazlasını gören ana karakterimiz genç bir kız iken evrende yalnız olmadığımıza emin olur ve büyük bir maceraya a...
31.7K 2.4K 18
"Daha on yedisindeydi bu Zehra, amca oğlu ile nişanladılar. Oğlan düğün için ihtiyaçları almaya ilçeye gitmiş, dönüşte minibüs kaza yapıyor. Kimseye...