Büyük metal kapı onun arkasından aşağı doğru inerek sertçe kapandı. Bright'ı artık göremiyordum. Kapının ardında, binlerce seyircinin karşısında hayatı için dövüşmeyi bekliyordu.
Unatake kolumdan tutarak beni ekrana çekti. Buradan dövüşenleri izleyebiliyorduk. Aynı zamanda arenanın dört bir yanında seyircilerin daha iyi görebilmesi için büyük ekranlar vardı.
Hepsinin önüne geçtim ve ekrana korkuyla baktım. Bright, karşısında duran turkuaz tenli, kısa boylu yaratıkla bakışıyordu.
"Ah..." dedi Unatake. "Bir Lmyli." dedi. Gözlerimi ekrandan ayırmadan, sesimin yettiğince ona bununla ne demek istediğini sordum.
"Kaybın için üzgünüm." dedi Unatake. "Şimdiden. Lmyliler tenlerini elmas kadar sert bir maddeyle kaplayabiliyorlar. Arkadaşının hiç şansı yok."
"Hayır..." dedim. Benden başka kimse duyamamıştı bu küçük dehşete kapılmış fısıltımı. O ölmeyecekti. Bana geri döneceğine söz vermişti. Sözünü tutacaktı. Tutacaktı.
"Özür dilerim." dedi Unatake, ağzımdan aniden bir hıçkırık kaçınca. Ağlamaya başlayarak ekrandan Bright'ı izliyordum. Elinde bir mızrak vardı.
Mızrağın elektro-manyetik kısmını çalıştırmıştı. Lmyli de onun gibi mızrak tutuyordu ve gerçekten de tenini elmasla kaplamıştı. Bu kadar kısa sürede. Bright'ın gözlerinde endişe görüyordum. Bir atak yaparak mızrağı ona saplamaya çalıştı ama mızrak onun elmas kabuğu üstünde küçük bir çizik bıraktı sadece. Lmyli pis bir şekilde gülerek havada mızrağı savurdu. Bright ustaca onun saldırısını karşıladı, onun yumruğundan kaçınmak için kafasını yana çekti. Mızrağını geri çekerek bedenini arkaya doğru itti. Lmyli ona doğru yürürken Bright arkaya doğru yürüyordu.
İlk hamleyi Lmyli yaptı. Bright'ın kafasına doğru hamle yaptı fakat Bright eğilerek kaçtı, yerde yuvarlanıp ayaklandı ve onun sırtına sağ bacağı ile yandan tekme attı.
Lmyli'ye hiçbir şey olmadı fakat Bright acıyla bağırdı ve yere düştü. "Siktir." dedi Unatake. "Ayağı burkulmuş olmalı."
Ayağını tutarak yerde uzanmıştı. Lmyli hiç düşünmeden mızrağı kaldırdı ve onun göğsüne doğru indirdi. Ağzımdan bir çığlık kaçtı. Gözlerimi kaçırdım.
Birkaç saniye korkuyla gözlerim kapalı başka tarafa doğru yönelmişken ortalığın sessiz olması yüzünden gözümü istemsizce açıp baktım. Bright mızrağı, keskin kısmının tam altında bulunan sapından tutmuştu. Kolu titriyordu. Öteki eliyle yere bırakmış olduğu mızrağını aniden alarak öteki mızrağı böldü sonra da bir kez daha yerde yuvarlandı. Şimdi elinde bir uzun mızrak bir de mızrak ucu vardı. Ayağa zorlanarak kalktı, gerçekten de ayağı burkulmuş olmalıydı. Ellerindeki mızraklara baktı ve uzun, sağlam olanı yere attı. Gözlerimde yaş, alnımdan akan terle korkuyla yutkundum. Neden böyle bir aptallık yapmıştı ki?
Eliyle Lmyli'ye ona gelmesini işaret etti. Lmyli ona doğru koştu ve Bright yana kaçındı. Tam yanından geçen Lmyli'nin omzundan tuttu ve bir anda sırtına çıktı. Bacakları ve kolları ile onu sıkı sıkı kavradı. "Ne yapmaya çalışıyor bu?" dedi Unatake.
"Ah... Zeki çocuk." dedi R'khan. Dönüp ona baksam da R'khan daha fazla konuşmadı. Ne yapmaya çalışmış olduğunu anlamış olmalıydı. Bu adamın övgüsünü kazandığına göre bir umut...
Bir eliyle Lmyli'nin çenesini tuttu. Ötekinde hâlâ mızrak başını tutuyordu. Sonunda Lmyli ağzını açınca mızrak ucunu onun ağzının içine sapladı. Lmyli'nin bedeni titredi, Bright'ın kollarını tutan elleri yana düştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seraph Arena (BrightWin)
FanfictionHayatta kalmak için dövüşmeleri gerek ve bu dövüşün sadece tek bir kazananı olabilir. BrightWin