Ben geldimmmmm burayı fazla uzun tutmak istemiyorum.
Kandiliniz mübarek olsun.
Aşağıda açıklamayı yaptım zaten ve şuan için karakter resmi koyamadım. Daha sonra ekleyeceğim. Sizleri daha fazla bekletmek istemiyorum:)
Kitap hakkında bilgi almak için hesabımı (Mavi_isilti) takip etmeyi unutmayın
BÖLÜM GÜNÜ: CUMARTESİ
BÖLÜM SAATİ: 20-22 ARASI***
6. Bölüm - Ender ve Ayza
Gözlerimi Korkut'un mavilerine dikmiş bakarken aslında onun haklı olduğunu biliyordum.
Geçmişte öyle bir takılı kalmıştım ki ne geleceğimi düşünüyordum ne de başka bir şeyi.
Sadece geçmiş vardı hayatımda.. bir zamanlar yaşadığım ve yeni hayatımda bile silip atmadığım geçmiş..
Ama kimsenin bilmediği şeyler de vardı. Üstün körü anlatılan şeylerden sonra bunları söylemeyi bende biliyordum. Asıl önemli olan o bilinmeyenler değil miydi? Bizim geleceğimize yön veren, hayata bir yerden devam ederken geçmişte olanlardan sonra adımlarımızı daha dikkatli atmaya başladığımız şey değil miydi geçmiş?
O'ydu işte. Geçmiş bizim yol gösterenimizdi ama benim için bir yol gösteren olmaktan çıkmıştı. O zaman yaşananlar hiç bir zaman benim için bir yol gösteren olamamıştı.
Bir kızın annesinden öğreneceği ya da öğrendiği şeyler yoktu o geçmişte. Ben öz annemden aldatmayı öğrenmiştim. Göz boyamayı, süslü laflar etmeyi, insanları kandırmayı... Ben öz babamdan sevmeyi öğrenmiştim. Ama normal normal bir sevgi değildi bu. Hastalıklı bir sevgiydi... Babamın anneme olan hastalıklı sevgisi... Ben ağabeyimden kaçmak dışında hiçbir şey öğrenmemiştim, mesela.
Ben onlar yüzünden hayata hep beş adım geride başlamıştım.
Babamın anneme karşı olan takıntılı sevgisi, annemin onu sürekli aldatması, gece gündüz yaptıkları kavgalar, bize verdikleri cezalar, ağabeyimin dayanamayıp bizi terk etmeleri... Hiçbirinin haddi hesabı yoktu.
Bu ev dört bedenin cenazesini barındırırken benim geçmişi unutabilmem imkansızdan da öteydi. Yemin ederim istiyordum. Onlarla olan her şeyi unutmayı, şimdi ki aileme odaklanıp onlarla mutlu ve huzurlu birçok anı biriktirmeyi, sevmeyi, sevilmeyi... Hepsini o kadar çok istiyordum ki... Ama istediklerimin olması için önce bu evde kaybolmuş o bedeni bulmam gerekiyordu. Yıllar öne sessiz sedasız gömülen ruhumu ve benliğimi bulmadan hiçbirini yapamayacağımı biliyordum.
Her şeyden önce kendimi bulmak, hayallerimi öyle gerçekleştirmek istiyordum. Belki bu isteğim yanlıştı ama benim için doğru olan bu gibi geliyordu. Kendi ayaklarımın üstünde durduğumu, yeni bir ailem olduğunu, her şeyin eskide kaldığını daha iyi anlayabilmek için önce buradan başlamam gerekiyordu. İçimden bir ses bana bunu diyordu. Her şeyin başladığı yerden başlamamı. Oysa içimdeki o sesin beni bu eve değil de karşımda oturan adama yönlendirdiğini bilmiyordum..
Ona herhangi bir cevap vermezken dış kapının açıldığını duymuştum ki bu da benim cevap vermekten kaçmam da çok yardımcı olmuştu.
Kapının oradan tekerlek sesi gelirken yanımdan geçen Mavi ve Siyah mutfaktan çıktı.
Dış kapı mutfaktan çıktıktan sonra sol çaprazda kaldığı için gelen kişiyi hemen görürken havlamışlardı.
Bizde oturduğumuz yerden kalkarak girişe çıktığımız da Mavi ve Siyah'ın, Yavuz'un üstüne çıkmış yüzünü yaladıklarını görmüştüm. Yavuz ise yere uzanmış onlara gülüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİRLİK MAHALLESİ - SAKURA -
ChickLitKendi benliğimi ararken seni bulacağımı bilemezdim... ♪ Hayran kurgu değildir. ♪ Kitap kapağı şahsıma aittir.