34. BÖLÜM - "Yenilgi ve Kazanış"

25.8K 1.7K 750
                                    

Multimedya: Mirza Ateş

Duyduğum cümleyle donup kalırken telefonumu daha sıkı kavradım. "Ne ?"

"Avcı kaçmış Alisa. Dışarı da bir yerlerde ve ilk avlayacağı kişi sensin."

"Ne... ne demek bu ?"

"Her şeyi anlatacağım. Artık her şeyi anlatacağım. Neredesin ? Gelip seni almalıyım."

Telaşlı sesine ayak sesleri eklenince yürüdüğünü anlamıştım. Çınar'a baktım. Sorgu dolu ifadeyle yüzüme bakıyordu ama ona ne diyeceğimi bilmiyorum. Onu bu işlere bulaştırmamalıydım. Dahası Mirza'ya burada olduğumu nasıl söyleyecektim ?

"Ben... dışarıdayım. Neredesin ? Ben gelirim yanına."

"Saçmalama" diye tısladı telefonun diğer ucundan. "Yalnız başına olmamalısın. Nerede olduğunu söyle hemen."

Alt dudağımı ısırırken bundan kaçış olmadığını anlamıştım. "Çınar'ın evinde" diye gevelediğimde karşı tarafta bir sessizlik oluştu. "Ne dedin sen ?" Ses tonu alçak ama mermer kadar sertti.

Tehdit içerikli sözüne karşı "duydun" dedim sadece. Hırlamaya benzer bir ses geldi kulağıma. "O herifin evinde ne işin olduğunu ben seni aldığımda söyleyeceksin. Şimdi bana evini söyle."

"Buraya gelmene gerek yok" desem de "söyle" diye diretti. Yapabileceklerini göz önünde bulundurunca "Reina Caddesi'nde" dedim. "Buraya geldiğinde sana konum atarım."

Bir şey demeden telefonu yüzüme kapattığında Çınar "Neler oluyor ?" Dedi hemen. Bacaklarımı koltuktan sarkıtıp doğrulduktan sonra "Önemli bir durum gelişmiş" dedim detay vermeyerek. "Mirza beni alacak."

"Seni ben bırakırdım" dedi sitemle. Başımı iki yana salladım. "Önemli bir durum var. Onunla buluşmam , beni alması lazım."

Tedirgince yüzüme bakarken "yapabileceğim bir şey var mı ?" Diye sordu. Başımı iki yana salladım. Çınar bu işe bulaşmamalıydı.

Yaklaşık yarım saat sonra dış kapı gürültüyle vurulduğunda Çınar sakince kapıya ilerleyip açtı.  Mirza çatık kaşlarının altındaki öfkeli gözleriyle Çınar'ı önemsemeden içeri geçtiğinde kendimi ayağa kalkmaya zorladım. Zorlandığımı görünce kaşlarını çatıp koluma girdi. "Ne oldu sana ?" Dedi telaşla.

"Önemli bir şey değil. Bileğimi burktum çarşıda. Çınar da yardımcı oldu."

Mirza'nın sert bakışları Çınar'ı bulurken "Nedense hep sana yardımcı oluyor" dedi. "Ve ben seni hep onun evinden topluyorum."

Çınar alayla gülümserken "Kader Alisa'yı bana getiriyor" dediğinde donup kaldım. Mirza gerildi. Bir şey diyecekken sessiz kaldı.

"Dua et durum acil. Yoksa seninle seve seve kavga ederdim."

Çantamı alıp belime sarılırken Çınar'ın kaşları çatılmıştı. "Neler oluyor ? Alisa da bir şeyler geveledi."

"Seni ilgilendirmeyen şeylere burnunu sokma hoca" dedi Mirza. Kapıya ilerlerken biz, Çınar sessiz kaldı.

"Teşekkür ederim Çınar. Yardım ettiğin için."

Mirza beni tamamen kolunun altına sahiplenici şekilde çekerken Çınar bana gülümsedi. "Ne zaman istersen yanındayım."

"Gerekmez" dedi Mirza dışarı çıkarken. Birbirlerine attıkları tehditkar bakışlarla dışarıya çıktığımızda kapıda Alp'in öldüğü gün Mirzaların geldiği uçan araba vardı. Bir an gerilsem de belli etmemeye çalıştım. O günü hatırlamak vicdanımı sızlatıyordu.

KARAKUŞ - 1 "MERCAN"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin