Hayalimdeki Alisa'yı buldum :)
Multimedya : Alisa Akar (Yeni)
Zihnimde birden fazla yıldızın yanıp söndüğünü görüyordum. Biri yanarken diğeri söndüğünde etraf karanlıktı. Gözlerimin kapalı olduğunu biliyordum ama neden kapalı olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Her yerim tüm bedenim uyuşmuş haldeydi ve ayakta durduğumdan şüpheliydim. Zar zor da olsa gözlerimi yavaşça açtığımda karşımda olmasını beklemediğim kişi gözlerindeki yoğunlukla gözlerime bakıyordu. İç güdüsel olarak alt dudağımı yaladığımda gözleri dudaklarıma kaydı ve gözlerindeki acı balın yerini içinde yeşili barındıran bir kahverengiye doğru bıraktığını gördüm. Koyulaşmıştı.
"Mirza" dedim çatallı sesimle. Dudağının kenarı yukarı kıvrılırken hala dudaklarımı izliyordu ve bu durum gerilmeme, dudaklarımın uyuşmasına sebep oluyordu. Nedenini anlamadığım bir şekilde dudaklarım yanıyordu.
"Cadı ?"
"Neredeyiz ?" Diye sorduğumda bir elim şakağıma gitti. Başım ağrıyordu ve hafızamı toplamakta güçlük çekiyordum. En son ne yapıyordum ? Anne ve babamı görmeye gitmiştim ama onları bulamamıştım. Sonra... Tabi ya ! Kaldırımda yere yığılmadan önce Çınar'ın beni bulduğunu hatırlıyorum. Onun evinde uyanışımı, koltuğa uzanışımı. Ama sonra... Sonrası yoktu işte. Sonrası karanlık. Karanlığa gömüldüm ve kavuştuğum aydınlık şu andı. Arada neler olduğuyla ilgili hiç bir fikrim yoktu.
"Benim evimdesiniz."
Sesin geldiği yere çevirirken bakışlarımı hemen sağ çaprazımda Çınar kapı pervazının orada durmuş ifadesiz gözlerle bizi izliyordu. "Ah evet. Doğru. Neler oluyor ? Bir şey hatırlamıyor gibiyim."
Mirza'nın derin bir nefes verdiğini duyduğumda bakışlarımın hedefi yüzü oldu. Aniden bileğimden yakaladığında ürperdim. "Artık gitmeliyiz. Geç bile kaldık."
Beni kapıya doğru sürüklerken omzumun üzerinden Çınar'a bakmaya çalışıyordum. "Her şey için teşekkür ederim Çınar. Ve seni uğraştırdığım için özür dilerim."
Dudağının kenarı yukarı kıvrılırken "Sorun değil" dedi. "Bir dahaki görüşmemizde telafi edebilirsin."
Bu sözü Mirza'yı duraksattı ve Mirza'nın keskin bakışlarının hedefi oldu. "Bir dahaki ?" Diye sordu tehlikeli bir tonda. Bir an ben bile ürperdim ama bu tepkisine anlam da veremedim.
Çınar bakışlarını Mirza'ya dokundurmadan pür dikkat yüzüme bakıyordu. "Kesinlikle tekrar görüşeceğiz."
Mirza'nın sürüklemesiyle kendimi dışarıda bulurken soğuk hava yüzüme tokat gibi çarptı. Zihnimdeki boşluk zaten canımı sıkıyordu. Bir de Mirza'nın bu anlam veremediğim tavırları vardı. "Derdin ne senin ?" Dedim sertçe. Beni peşinden sürüklemeye devam ederken "Hoşlandığın çocuk, oydu değil mi ?" Dediğinde sessiz kaldım. Omzunun üzerinden bana sert bir bakış atarak "Değil mi ?" Diye tekrarladığında "Evet !" Dedim yüksek sesle. Neden böyle tuhaf davranıyordu? Üstelik neden Çınar'a böyle takmıştı ?
Tuttuğu bileğimden beni sertçe yanına çektiğinde bir an düşeceğimi sandım ama öyle olmadı. Kaşlarım çatık yüzüne bakarken durduğunda tam karşısında durmak zorunda kaldım. Üstten üstten yüzüme bakarken dişlerini sıkıyordu. Sanki kendini zor zapt ediyor gibiydi. Bu halleri onu ilk tanıdığım zamanki agrasif hallerinden daha farklıydı.
"Onu seviyorsun yani, öyle mi ?" Tehlikeli tonda sorduğu soruya anlam veremezsem de gözlerine bakıp 'evet' demek beni rahatsız edecek gibiydi. Üstelik tereddütsüz 'evet' diyebileceğimi sanmıyordum ama 'hayır' demek de yalan olur gibi geliyordu. Bu sorudan kaçmak için "Seni ilgilendirmez" diyerek kestirip attım. Bu cevabım yüzüme sertçe bakmasına sebep olurken tuttuğu bileğimden beni tekrar yürütmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAKUŞ - 1 "MERCAN"
FantasySenin kaderin daha annenin karnındayken çizilmişti Karakuş, Seçim senin. Kaderine boyun mu eğeceksin yoksa kendin ve arkadaşların için savaşacak mısın ? Alisa her şeyden habersiz yeni güçlerine alışmaya çalışırken kendini Reina'da bulur. Çünkü o iki...