3.BÖLÜM

22.6K 1K 188
                                    

Albay'ın suratında ki sinirli ifade kilometrelerce uzaktan bile belli olabilirdi. Karşısında rahatça oturan askerinin yüzünde ki soğuk ama aynı zamanda zafer kazanmış gibi olan ifadesi onu çileden çıkarmaya yetmişti bile. 1 aydır bekledikleri asker şuanda tam karşılarında duruyordu. Buna sevinmeleri gereken yerde sinirleniyorlardı. Emirlere karşı gelmek zaten Efruz'a annesinden kalan naçizane bir huydu. Annesi İzmir Özkoç gibi bir kadınken Efruz'un böyle bir asker olması çok ama çok normaldi.

Efruz sakince yerinden kalkıp selam durdu.

"Sat Komandosu Üsteğmen Efruz Şahsuvar / Emret Komutanım." Verdiği selamı alan komutan rahat olmasını emretmiş ve yerine oturmuştu. Yüzü hala sinirden kızarık, alnında ki damar hala belirgindi. Ah Efruz Albay'ın damarına basmıştı resmen. Askerliği yanacak olan kişi GürTürk timinden önce Efruz olabilirdi. Sinirlendirmemesi gereken kişiyi sinirlendirmiş bide dalga geçer gibi 'bini arıyormuşsunuz' demişti. İflah olmaz biriydi Efruz. Hiç gülmeden konuşurdu. Sesinde ki soğuk tını herkesi tedirgin ederdi. Bir kişi hariç. Albay Muzaffer Yaldız. Efruz adamı sinirlendirmek için asker olmuş gibiydi. Muzaffer Yaldız İzmir Özkoç'u tanımasa bile namını duymuştu. Kızıda aynı annesi gibiydi. İnatçı ve sinir bozucu.

Diğerleride oturduktan sonra Efruz'da kendine ayrılan yere oturmuş ve komutanının gözlerinin içine bakıyordu. Yarbay karşısında ki askerine gururla ama aynı zamanda sinirle bakıyordu. Bu iki duygu aynı anda nasıl yaşanıyordu bilinmez fakat yaşanıyordu işte.

"Bilgi ver asker." Albay'ın konuşmasıyla ona döndü Efruz.

"14 ayda, 12 kamp, 4 tane mühimmat deposu ele geçirdim. Yani ele geçirmeden patlattım desem daha doğru olur komutanım. 2 ay önce ki kampı patlatmadan önce planlarını çaldım. Hepsi önünüzde ki dosyada. 19 mayısta bir saldırı planlıyorlar. Planlayanlar artık yoklar fakat tek başlarına yapmadıklarına eminim. O yüzden her ihtimale karşı tedbir almak zorundayız. Onun dışında bir şey olmadı komutanım. Siz destek yolladınız, ben eşek cennetine eşek yolladım. "

"Kızım sen manyak mısın.?! 1 ay önce ki emire neden karşı çıktın.!"

"Başladığım işi yarım bırakmamam gerektiğini siz öğrettiniz komutanım."

Omuz silkmiş ve önünde ki sudan bir yudum içmişti. Ne.? Haklıydı. O Efruz Şahsuvardı. Her zaman haklı olurdu. Şimdi olduğu gibi.

GürTürk timi ise şaşkınca karşılarında oturan kadına bakıyorlardı. Albay'la bu kadar rahat konuşması akıl kârı değildi gerçekten. Hadi ama kadının karşısında oturan Muzaffer Yaldızdı. Diğer bir deyişle Deli Asker. Evet...evet Deli Asker. Oda aynı Efruz gibi gençliğinde dağdan inmez, çatışmalarda her kurşunun önüne atlarmış.

"1 hafta izin veriyorum. Defol git gözüm görmesin seni. Geldiğinde 19 Mayıs için hazırlıklara başlarsınız. Ha.! Bu arada bu yeni timin GürTürk. Artık yalnız değilsin."

İşte şimdi olmamıştı. Efruz yıllardır yalnızdı. Sat olduktan sonra bütün görevleri tek başına halletmiş ve bu sayede yalnız kurt dosyasını tek başına üstlenmeye hazır olmuştu. 15 sene önce kapanan dosya onun başarısı yüzünden tekrar açılmış ve dağ kızı olmuştu. Neydi şimdi bu tim zırvalığı.

Ona sorulmuş muydu ki istiyor musun diye.? Hayır sorulmamıştı. İstemiyordu işte.!

"Ne timi komutanım.! Ben yalnız çalışırım."

"Başlatma yalnızlığına asker. Yeni arkadaşlarınla kaynaşmaya bak. Zira artık her gününüz beraber geçecek."

Albay'ın yüzünde ki sinsi sırıtışında ne olduğunu anlamıştı Efruz. Emirlerine karşı geldi diye sırf inadından yapıyordu. Tek başına daha iyi olduğunu bilmesine rağmen ona gıcıklık olsun diye time dahil etmişti onuda. Çıldırmasına ramak kalmıştı. Gerçekten.

EFRUZ ŞAHSUVAR 1 - FİNAL -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin