Adil Takas

                                    

                                          


                          
Jo, sabah olduğunda gitmek için planlar yapıyordu. Çok tehlikeli olduğunu biliyordu burada kalmanın. Er yada geç oradan çıkmak için çabalamalıydı. Kapıdan çıktığı anda o zarif kadın yine karşısına dikilmişti. Tüm güzelliği ile Jo'ya sırıtıyordu. Sanki hiç uyku uyumaya ihtiyaç duymuyor gibiydi. İnsan olduğundan şüphe etmeye başlamıştı Jo.
                          
é" Günaydın Joel. Umarım iyi bir uyku uyumuşsundur."
                          
-" Teşekkürler bayan Esme, gayet rahat ve güzel bir uyku çektim. Toparlandığımı düşünüyorum."
                          
é" Şimdi planın ne peki? Ne yapıyoruz bu etaptan sonra?"
                          
-" Herhangi bir planım yok efendim. Ratones'e geri dönmeyi düşünüyorum."
                          
é" Tamam, gidebilirsin."
                          
-" Kuzenimi uyandırayım, hazırlanması gerektiğini söylemeyeliyim."
                          
é" Gidebilirsin dedim Joel, gidebilirsiniz demedim."
                          
-" Nasıl? Onları almama izin vermeyecek misin?"
                          
é" Gözlüklü çocuğu alabilirsin. Ama Linda benim ile kalıyor canım."
                          
-" Linda mı? Holy onun adı."
                          
é" Karşındaki insanı aptal yerine koymaya mı çalışıyorsun? Hadi onu geçtim, beni nasıl kandırmaya çalışırsın Joel. Televizyonda o kızın resimleri dolaşıyor. Adının da Holy değil Linda olduğu yazıyor. Beni kandırmaya çalışman bir yana, o kızın sıradan bir insan olduğuna inanmamı beklemen beni üzüyor. Holy ne alaka yani? Neden gerçek adını söylemedin? Cinayetten arandığını söylediğine şaşırdım doğrusu. Lakin onu bırakamam Joel, bunu biliyorsun. Marco neden o çetenin adını Linda yaptı? Sen neden Amerika'dan Linda diye birini kaçırmaya çalışıyordun? Bu tamamen Marco ile alakalı bundan eminim."
                          
-" Sadece görev verdi. Ona güven sağlamam gerekiyordu. Bana güvenmesi gerekiyor. Çünkü bir sonraki adımından haberim olmasının tek yolu buydu. Sence güvenilmez biri olduğumu düşünse, benimle ne yapar? Muhtemelen öldürür değil mi? Bunu hiç düşündün mü? Onun yakınlarında olmam için bana güvenmesi şart. Peki şimdi ne yapacağım? Benden Linda'yı getirmemi istedi. Linda'nın kim olduğuna dair en ufak bir fikrim yok. İşin en garip yanı Linda da bundan bir haber. Marco adında birini tanımıyor. Başı derde girdi ve benimle gelmek zorunda kaldı. Yoksa onu ikna edebileceğimi düşünmüyordum gelmesi için."
                          
é" Sana inanmak istiyorum aslına bakarsan. Ama çelişkili davranıyorsun Joel. Yani sana müthiş derecede güveniyorum ama sabah kalktığımda benden çok şey saklamış olduğunu öğreniyorum. Bu da midemi bulandırıyor."
                          
-" Seni öldürme fırsatım vardı ve bunu yapmadım. Seni orada öldüremez miydim? Şüphen olmasın. Ama ben bu topraklardaki kaderi değiştirmeye çalışıyorum. Sana yardım etmemin amacı senden etkilenmem falan değil. Bu söz konusu bile olamaz. Ben senin bu toprakları adil bir şekilde yönetebileceğin için senin yanında olmak istiyorum. Haklıya hakkını vereceğini düşündüğüm için. Senden Linda'yı saklamamın sebebi de buydu işte. Gitmemize izin vermeyecektin. Linda'yı esir alacaktın çünkü isim şaibeli. Ama onu benimle oraya göndermezsen Marco büyük ihtimal ile seninle aramda bir şeyler geçtiğini öğrenecek ve ifşa olacağım. Sonucunda da beni öldürecek. Sen de Marco'nun attığı adımlardan hiç bir zaman haberdar olamayacaksın."
                          
é" Güzel konuşuyorsun Joel. Gerçekten çok güzel ifade ediyorsun kendini. Ama sana söylemem gerkene bir şey var. Dediğini yapamam. Linda'yı bırakamam. Elimdeki bir koz o benim için. Marco'nun istediği bir şeye sahibim. Bu büyük bir üstünlük diye düşünüyorum.",
                          
-" Beni anlamıyorsun! Beni öldürecek. Bu görevi başaramadığım için beni öldürecek."
                          
é" Götürürsen de öldürecek, Edu'nun senin yüzünden öldüğünü öğrendi. Ona söyledim."
                          
-" Ne yaptın dedin? Söyledin mi? Bunu nasıl yaparsın bana? Hani kimsenin bir şeyden haberi olmayacaktı?"
                          
é" Linda'nın bilmesi lazımdı. Çünkü sen onu götürürdün. Şuan götürmeyi göze alamazsın."
                          
-" Ortalık çok kötü karışacak. Senin yüzünden olduğunu da bilmeni istiyorum."
                          
é" Git ve Marco ile konuş. Gelip bana teslim olursa Linda serbest kalır." 
                          
-" Desene, çok kan dökülecek."
                          
é" Bu bir tehtid mi?"
                          
-" Ben herhangi bir tehtidde bulunabilecek konumda değilim. Lakin Marco'yu bu kadar kızdırmak kötü sonuçlar doğuracaktır."
                          
é" Ona ihanet ettiğini öğrense, yine böyle savunabilir misin onu?"
                          
-" Onu savunmuyorum, seni uyarıyorum. Davranışlarının sonucunda çok insan ölecek."
                          
é" Derhal burayı terket. Git ve görevine başla. Marco teslim olmaya gelmeden Linda yok."
                          
Joel, kapıdan dışarıya çıktı. Çiftliğe gidecekti ama ne yapacağını bilmiyordu. Marco'nun öğrenmiş olması durumu kötü etkileyecekti. Linda'nın bedeninde olması buna avantaj sağlamıyordu. Ondan kurtulmaya çalışsa Linda'nın bedenine zarar verecekti. Her şartlar altında ölümü yakın gibiydi. Linda'nın bu konuda bir çözüm yolu bulmasını umuyordu.