4. BÖLÜM - "Mirza Ateş"

                                    

                                          
Ensemdeki ve başımdaki inanılmaz ağrıyla gözlerimi aralamaya çalıştığımda neler olduğunu hatırlamıyordum. Bana ne olmuştu ? Neredeydim ?
                          
"Anne ! Su !"
                          
Gözlerim kapalı anneme seslenirken annemden farklı bir ses ilişti kulaklarıma.
                          
"Alisa ?"
                          
Kaşlarım yabancı sese karşı istemsizce çatıldı. Yavaşça gözlerimi araladığımda mavi gözlerini yüzüme dikmiş bana endişeyle bakıyordu. Zihnimdeki sis perdesi yavaşça aralanırken "Destina ?" Dedim sorarcasına. Anılar yavaş yavaş zihnime akın etmeye başlamıştı. Başımdaki ağrı yerini belli edince yüzümü buruşturdum. En son yemekhanedeydim. Sonra...
                          
"O bana ne yaptı ?!" Diyerek yerimden doğrulmaya çalıştığımda Destina yardımcı oldu. Yatağımdaydım.
                          
Destina derince iç çekti. "Seni uyarmıştım."
                          
Elim başıma giderken ters ters Destina'ya baktım. "Bana her şeyi anlatmaya ne dersin ?"
                          
Yatağımın üzerine tamamen çıkarak bağdaş kurdu ve anlatmaya hazır bir hale geldi. "Bak, o gördüğün kişiler bu okulun çetesi. Sana daha önce söylemiştim ve sen de 'burası ilkokul mu?' demiştin. Ama bu gerçek. Onlar okulun en güçlüleri. Hepsi türünün nadir örnekleri."
                          
Kaşlarım çatılırken "onlardan hayvan gibi bahsediyorsun." Yemekhanede başıma gelenleri hatırlayınca "gerçi çok insancıl davrandıklarını da söyleyemeyeceğim" dedim. 
                          
"Bahsettiğim onların şekil değiştirenlerin nadir türlerinden oldukları. Bu yüzden bir çeteler zaten. Mesela sana bunu yapan kişi. Yağız. O bir Siren ve bu okuldaki Siren sayısı iki elin parmakları kadar. Üstelik Yağız en güçlüleri. Gerçi diğerleri de kendi türlerinin en güçlüleri. Bu yüzden herkes o çeteden çekiniyor."
                          
Siren kelimesi zihnimde yankılanırken evde bulduğum o kitapta bu kelimeyi gördüğümü hatırladım. Dahası Doğu Sirenlerin yapabileceklerinden bahsediyordu.
                          
"Bu Sirenler, tam olarak nasıl kişiler ?"
                          
"Sirenler zihin yönetebilirler. Form değiştirmeseler de özellerin en güçlülerinden. Düşünsene, zihnine girip seni delirtebilir hatta şizofren olmana sebep olabilir. En güçlü zihin kontrolcüleridir Sirenler. Yağız da bir Siren. Duyduğuma göre çetenin göz bebeğiymiş. Hepsinin arkasını Yağız topluyormuş."
                          
"Bana yaptığı uyku büyüsü gibi bir şey değildi zaten. Herkesin bulanıklaşıp Yağız'ın netleştiğine yemin edebilirim" dedim dehşet içinde. Destina korkuyla başını salladı.
                          
"İnanırım. Sirenler hakkında daha bilmediğimiz çok şey olduğunu düşünüyorum."
                          
"Ya diğerleri ?" Dedim başımdaki ağrı artık yok olmaya başladığında. Bu da bir çeşit yan etkiydi sanırım.
                          
"Şu sana asılmaya çalışan, Uras. O bir akrep. Akrep adam."
                          
Bu kez de Akrep adamlarla ilgili okuduklarım zihnimde yer edindi. Kuyruklarında zehir olduğu aklıma gelince ürperdim ama bana ahlaksızca asıldığı aklıma gelince sinirlenmeden edemedim. "Sapık akrep."
                          
"Onun çapkınlığı okulda nam salmış."
                          
"Tahmin etmek zor değil" dedim gözlerimi devirerek.
                          
"Diğeri ise Özgür. O daha kendi halinde senin benim gibi biri. Onların yanında nasıl bulunuyor hayret ediyorum. Şu kısa sürelik gözlemimde bile onlardan çok farklı olduğunu anladım. Zaten Özgür bir kurtadam ve bu okulda onun gibi çok var. Neden onların çetesinde anlamış değilim."