Canlarım nasılsınız? Finalden önceki son bölüm geldi. Bol bol oy ve satır arası yorum bekliyorum. Ben yazarken çok heyecanlandım umarım siz de bölümü heyecanla ve keyifle okursunuz😍😈😨
~~~~~~~~~~~
" Anne, baba yalvarırım ne olur bırakın beni! "
" Sakine teyze, Ali amca sakın onu bırakmayın. Şuanda sizinle konuşan kişi Dicle değil içindeki cin. "
Can'ın sözleriyle çaresizlik ve korkuyla birbirlerine bakan Ali Bey ve Sakine Hanım, ne yapacaklarını bilemez halde öylece kalakalmışlardı. Bu yaşadıkları felaket ne zaman son bulacaktı?
" Anne! Baba inanmayın ona! Kızınız Dicleyim ben ne olur bırakın beni canım çok acıyor! "
Sakine Hanım bakışlarını kızına çevirdiğinde doğrudan onun gözbebeklerinin içine baktı. Can haklıydı, dakikalardır kendisini bırakmaları için yalvaran, ellerinin arasında çırpınan kızı Dicle olamazdı çünkü bu gözlerdeki bakışlar onun bakışları değildi.
" Anne ne olur dua okuma canımı yakıyorsun! "
Can, bir yandan Dicle'ye mukayet olmaya çalışırken bir yandan da cinlerinin yardımıyla birazdan yapacakları ritüel için hazırlıklarını yapıyordu.
" Bırakın beni! Yoksa öldürürüm! Bu kızı öldürürüm! Hiç acımam nefessiz bırakırım! "
Hakan ve Mert ise yapacakları ritüel için gerekli olan eşyaları almak için konaktan bir saat önce çıkıp gitmişlerdi. Can, Dicle'nin bu acıya daha fazla dayanamayacağını bildiğinden hiç vakit kaybetmeden telefonunu cebinden çıkarıp Hakan'ın numarasını buldu ve aceleyle onu aradı.
Mardin'in tozlu ve ıssız yollarındaki ölümcül sessizlik, Hakan'ın telefonunun çalmasıyla bıçak gibi kesilmişti. Elindeki poşetleri hızla arabanın bagajına koyan Hakan, telefonunu cebinden çıkarıp arayanın Can olduğunu görünce hiç vakit kaybetmeden aramayı yanıtladı.
" Can, Dicle'ye birşey mi oldu?! "
Derin bir nefes alan Can, gözlerini bir an olsun Dicle'nin üzerinden ayırmıyordu.
" Hayır olmadı ama olabilir. Hemen gelmeniz lazım, içindeki cin git gide zıvanadan çıkmaya başladı. Dicle'yi öldürmekle tehdit ediyor beni. "
Hakan duyduklarıyla içinden küfürler savururken sakin olmaya çalıştı.
" Tamam sen ona mukayet ol, biz on dakikaya konaktayız. "
Hakan telefonda konuşurken Mert onu arabanın kontağını çalıştırmış halde bekliyordu. Hakan bagaj kapısını kapatıp hızla sağ tarafındaki ön koltuğa oturduğunda Mert gaza yüklendi ve konağa doğru hızla arabayı sürmeye başladı.
Korkuyordu, Dicle'sine ilk göz ağrısına birşey olacak diye çok korkuyordu. Bir diğer yandan da kendisini suçluyordu. Asmin'i hayatına almasa bunların hiçbiri gerçekleşmeyecekti. Simirna'nın da kardeşi Dicle'nin de başlarına gelenlerin sebebi kendisiydi.
Hakan telefon görüşmesini bitirdikten sonra Can'ın söylediklerini anlatmaya başladı. Duyduklarıyla gaza daha da yüklenen Mert, içinden bu kabus dolu günlerin bitmesi için dua ediyordu.
Dicle'yi daha fazla zapt edemeyeceğini anlayan Sakine Hanım son çareyi onu yatağa bağlamakta bulmuştu. Dicle bağlandığı yatakta çırpınırken içinde hapsolduğu cinin etkisi altında olduğu için çığlıklar atıyor annesine, babasına ve odada olan herkese küfürler ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ERVAH - TAMAMLANDI ( MARDİN'DE BİR MUSALLAT HİKÂYESİ)
ParanormalAZAB-I AŞK HİKÂYEMİN ARDINDAN YENİ FANTASTİK PARANORMAL HİKAYEMLE SİZLERLEYİM. TELİF HAKLARI SAKLI OLUP BANA AİTTİR!!! ESİNLENME VEYA KOPYALAMA KARŞISINDA YASAL İŞLEM BAŞLATIRIM!!!