∞ ∞ 29. Bölüm Devamı

16K 1.3K 123
                                    

Can bir ara açtığı dolaptan düşen beş altı kitabın altında kalıyordu. Tibet ise eski ahşap kapının önünde içeri ne yaptıklarını merak etmeye başlamıştı bile. Neredeyse yarım saat oluyordu ve hala çıkmamışlardı. Can yere düşürdüğü kitapları toplamaya koyulmuşken Simya'da bakabildiği kadar dolaba bakmıştı. Can masanın altına düşmüş kitabı alırken içe gömülü bir çekmeceyi fark etti. Kitapları kaldırdıktan sonra o gömülü bölmeyi açtı. Günlük ve kolye gözlerinin önünde duruyordu.

Günlüğü eline alıp Simya'ya gösterdi ancak sevinçleri kursaklarında kalmıştı. Kapının iki kere çaldığını duyuldu. Bu Tibet ile gelen olursa haber vermek için kullanacakları yoldu. Simya günlüğü kot ceketinin iç cebine sokuşturdu. Ne yapacağız dercesine birbirlerine baktılar. Birden nerede duysalar tanıyacakları o tok erkek sesi duyuldu. Profesör Arel odasına erken dönmeye karar vermişti. Paniklemiş halde elleri ayakları iyice birbirine dolaştı. Ne yapacaklarını şaşırmış halde birbirlerine baktılar. Can işaret parmağı ile köşede duran ahşap küçük kapıyı gösterdi.

Dışarı da ise Tibet son bir gayret profesörü oyalamaya çalışıyordu. Aslında oyalasa da arkadaşlarının oradan çıkamayacağının  farkındaydı. O odada ne ışınlanma nede uçma gücü bir işe yarardı. Tibet asalar ve asalı büyücüler hakkında çok saçma bir diyaloga girmiş, gerekli gereksiz her şeyi soruyordu. Simya terden su gibi olmuştu, kalbi ciddi manada yerinden çıkacaktı artık. Saniyeler birbirini kovalıyordu ve her an müdürün odasında hırsızlık yaparken yakalanabilirlerdi. Can'ın işaret ettiği küçük kapıdan içeri girdiler. Burası bir süpürge dolabıydı ve iki kişi için oldukça küçüktü. Can gibi uzun boylu biri için oraya girmek büyük bir sıkıntıydı. Profesör Arel artık asalar ile ilgili saçma sorulardan sıkılmışa benziyordu.

"Başka sorun yoksa odama girebilir miyim?" dedi kızgın bir tavırla, yakasındaki iğneyi düzelterek odasının kapı koluna uzandı. Profesör Arel odaya girdiğinde, Tibet kapının ağzında gözlerini sıkıca kapatmıştı, karşılaşacağı manzarayı görmek istemiyordu. İçeride iki arkadaşının korkmuş ve panik içindeki hali sanki beyninden bir film şeridiymiş gibi geçti. Profesör Arel arkasında gözü sıkı sıkıya kapalı öğrencisine dönerek bu sefer daha fazla kızarak tabi böyle bir şey mümkünse "Tibet lütfen kapıyı kapatır mısın?" diye bağırdı. Tibet usulca gözlerini açtı ama arkadaşları odada değildi.

Kafasından aşağı bir galon sıcak su dökülse ancak bu kadar haşlanmış hissedebilirdi. Ruh değişimi önce kaynar suya batırılmış sonrada soğuk suya atılmış gibiydi. Sıkıca tuttuğu kapı kulpunu bıraktı, şöyle bir daha göz attıktan sonra odadan çıkıp kapıyı sessizce çekti. Acaba nasıl kaçtılar diye düşünürken bu sefer daha anaç bir sesle kendine geldi.

"Profesör Arel odasında mıydı?" dedi Profesör Elena üstündeki sarı ışıltılı yeleği ve uzun yerlere kadar sürülen siyah eteğiyle her zamanki gibi göz alıcıydı. Her daim oldukça bakımlı ve güzel giyinen bir kadındı. "Evet, efendim odasında" dedi Tibet panikten terlemiş yüzünü silerek, yavaşça koridorda yürümeye başladı. Aklı odaya giren ama çıkamayan arkadaşlarında kalmıştı.

İçeride sıkışıp kalan Can ve Simya için durum daha felaketti. Küçücük tozlu bir süpürge dolabında sıkışıp kalmışlardı ve iki kişi için kesinlikle yeterli alan yoktu. Simya gözleriyle ne yapacağız der gibi Can'a bakıyordu ama onunda ne yapacakları konusunda bir fikri yoktu.

Kafasının içinden tonlarca şey geçiyordu, acaba bir profesör gelip süpürge dolabını açar mıydı? Ya da bu okulda temizliği kim yapıyordu? Evet, doğru dedi, bu okulda temizliği kim yapıyor diye hiç düşünmemişti. Sıkışık, karanlık bir dolabın içinde Can'ın üstüne doğru yaslanmış şekilde durmak sağlıklı düşünmesine yardımcı olmuyordu. Kapının aralığından sızan minik güneş ışığı sadece birbirlerinin gözlerini görmelerine yetiyordu. Simya bir elini hemen yanlarındaki taş duvara dayamışken diğerini mecburen Can'ın omzuna koymuştu ve hareket edemediğinden kendisini çok kötü hissediyordu. Can uzun bacaklarını toplamış hem tozlu hemde pis dolaba sığabilecek bir konum ayarlamaya çalışmıştı.

BÜYÜLÜ DÜNYA (1. Kitap) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin