Otuz Dokuzuncu Bölüm

48.1K 3.3K 336
                                    


Babasının sesine rağmen duraksamadı.

Zeynep'in doktoruna ulaşamıyordu. Lanet olası adam her ne konuşuyorsa bir türlü bitmek bilmemişti. Tekrar denedi. Tekrar ve tekrar... Hızla danışma masasına yaklaştı. "Zeynep nerede?"

Kadın hemen yerinden kalktı. Son durumu teyit etmek için telefona sarıldığı aralıkta Ziya Artuklu oğluna yetişmeyi başardı. Gergin bir şekilde ahşaba vurduğu parmaklarını takip etti. Kulağında tuttuğu telefon dikkatini çekti. "Açmıyor mu?"

Başını iki yana sallayarak reddetti. Kadının bekletmesi sabrını zorlayan bir başka damlaydı. "Evet!" diyerek çıkışmasıyla korkutsa da umursamadı.

"Üçüncü kat, efendim. Cevdet Bey, Zeynep Hanı-"

Fazlasını duymayı gerek görmedi. Asansör sırasının önündeki kalabalığı geçip merdivenlere yöneldi. Basamakları ikişerli çıkarak üçüncü kata ulaşması bir dakika bile sürmedi. Karşısında beliren tabela az önce yarım kalan cümleyi tamamlıyordu. 'Doğumhane' Döndü ve biraz ilerideki ilk kapıdan geçti.

İki adamın tuttuğu bir kapı daha vardı. Camın diğer tarafında bekleyenler kalabalığı taradı hızla. Yasin ve Elif'i buldu bakışları. Leyla neredeydi? Korkak ifadesini kaçıran Elif ile vakit kaybedemeyecekti. "Ne durumda?"

"Yirmi dakika oldu. Leyla Hanım, herkesi kontrol altında tutmamızı istedi." Ellerini pantolonun arka cebine sıkıştırıp Mehmet Ayaz'a yaklaştı. "Adamlar silahlı... Bütün güvenlik kameralarının çalıştığından eminiz." Başıyla doğumhane kapısını işaret etti. "Tek çıkış var. İçeri giren herkesi aradım."

Burada neler yaşandığını anlayamıyordu.

"Zeynep Hanım, sinir krizi geçiriyor gibiydi. Hastaneden gitmek istedi. Leyla Hanım, onu güvende tutmak için doğumda eşlik ediyor."

Leyla Karaca daha ne kadar şaşkınlık yaratabilirdi?

Ve daha ne kadar tahmin edilemez olabilirdi?

Arkadan gelen sesler kapıyı geçince Yasin başını eğip birkaç adım uzaklaştı. Mehmet Ayaz döndü ve nefes nefese kalan Ziya Artuklu'yu karşıladı. "Zeynep doğumda..."

"Ne demek doğumda? Nasıl?" Birkaç saniye süren şaşkınlığı boyunca bakışlarını oğlunun arkasında kalan kısımda dolaştırdı. "Daha erken değil mi?"

"Bilmiyorum." Birkaç gün sonra Fransa'ya geçme planının ve doğum için yaptığı hazırlıkların farkındaydı. Sol elini, alnında ağrıyan noktaya bastırdı. "Almira'ya haber vermeliyim." Ve Gerald'a... Telefon trafiği yüzünden uzaklaştı. Rehberinde kısa bir turlama yaptıktan sonra ilk isim için karar verdi. Sinan'ın aramayı yanıtlamasını bekledi.

"Önemli mi? Bir görüşmedeyim."

"Uzatmayacağım." Duyulmayacağı bir mesafede olduğunu kontrol etti. "Zeynep'i doğuma aldılar." Hareketlenişinin seslerini işitti. "Güvenlik için gerekli talimatları verdim."

"Öyleyse..."

"Gerald'ın Türkiye'ye girmesi söz konusu olabilir."

Nefesinin sesini rahatça işitti. "Harika!" Bunca sıkıntının arasında daha ne kadar sorun yüklemesi yapılacağını merak ediyordu. "Neler yapabileceğime bir bakacağım. Benden haber beklemesini söyle. Birkaç telefon görüşmesi yapmalıyım."

"Yasal çerçevede halletmeye çalış."

"Tabi ki yasal çerçevede olacak, Artuklu. Ben bir avukatım!"

Tartışmayacaklardı. Karşılıklı olarak telefonları kapattılar. Mehmet Ayaz, rehberindeki ikinci isme ulaştı. Kadın daha ilk çalış da yanıtladı. "İyi günler, Almira."

Damat Kaçırma (Final)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin