Çam Şeytanı
Ozanlarda geçirdiğim 3 saatin sonunda aslında burada değil de dershanede olmam gerektiği aklıma geldi. Korkuyla yerimden sıçradım. PS3 kolu elimden fırladı.
"N'oluyor oğlum?" Ozan benim dövüşçüme sert bir darbe indirip yere yıktı. Kolu bırakmamdan faydalanarak beni yenmesini umursamadım. 5 maçın 3 tanesini zaten ben almıştım.
"Abi benim dershanede olmam lazımdı. Rehberci kesin annemi aramıştır. Bildiğin sıçtım." Ozan fırlayıp montumun olduğu yere gitti. Ben de hızlı adımlarla kapıya yöneldim.
Ozanların evinden fırlayıp kendi evime doğru Usain Bolt hızında koşmaya başladım. Annemden önce telefona yetişmezsem beni öldürecekti. Tabi işkence ettikten sonra.
***
Eve vardığımda suratım pancar rengine dönmüştü. Nefes almakta zorlanıyordum. Kendimi en kötü senaryoya hazırlamıştım. Anahtarı yavaşça çevirdim ve kapıyı ittim. Kapı yarım açılmışken aradan çekip ses çıkarmadan kapattım. Dış kapıdan direk salona geçiyorduk. Annemi görmemek umuduyla minik adımlarla yürüdüm.
Annem oradaydı. Kanepede sızmış öylece uyuyordu. Televizyonda da yemek kanalı açıktı. Seslere kulak kabarttım. Ablam daha gelmemişti.
Rahatlamış bir şekilde annemin telefonunu almak için sehpaya yöneldim. Ama telefon orada değildi.
Kız kardeşim kendi odasının kapısına yaslanmış elinde telefon bana bakıyordu.
Küçük şeytan.
Ver onu bana, yalnızca dudaklarımı oynatmıştım. Annemi uyandırmak istemiyordum. Baş belası kardeşim Berna beni dinlemek yerine telefonda birkaç düğmeye bastı.
Sayın Eyşan Düzyatan, dershanemiz öğrencisi oğlunuz Bora Düzyatan'ın dershaneye gelmediğini size bilgilendirmek için bu mesajı bırakıyoruz. İyi günler.
Seni küçük orospu.
Anlaşma, dedi o da dudaklarını oynatarak. Odasına girdi. Ben de montumu astıktan sonra odasına gittim.
Yatağının ucuna oturmuş beni bekliyordu. Onun tam karşısına geçtim. Telefonu kapmak için hamlede bulunacak olsam da Berna geri çekildi. Gözlerinde hiç hoşlanmadığım bir bakış vardı. Birazdan yine seni belaya bulaştırıcam nihahahahah bakışı.
İki kere sıçtım.
"Mesajı silerim." diye başladı. Benim devam etmemi istercesine elini salladı. Kollarımı kavuşturdum. Eee dercesine suratına bakıyordum. "Yarın gece yokum beni idare et."
O an kardeşimin nerede ne boklar karıştıracağını merak etmem gerekirdi. Abinim ben nereye gidiyorsun ulayn diye bağırınmam ve dizini kırıp evde oturmasını sağlamam falan filan. Biliyorum fakat bizim ailede işler öyle yürümezdi. Kız kardeşilerimin ne haltlar karıştırdığı umurumda değildi. Elbette ucu bana değmediği sürece.
"Anlaştık." dedim. Berna mesajı silip telefonu bana uzattı. Telefonu kaptığım gibi odadan çıktım. Ama kapının önünde durup ona son bir bakış attım.
İntikamımı çok pis alacağım seni küçük çam şeytanı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bora
Teen FictionBora’yla tanışın. O ne sportif ve kaslı ne zengin ne de bir kötü çocuk. O sadece Bora. Bildiğimiz erkek yani. | WATR Watty'14 En İyi Humor Hikayesi |