45: İHANETİN İZLERİ

51.2K 3.2K 1K
                                    

Statless - Bloodstream

Gabrielle Aplin - The Power Of Love (Bölüm parçalarını mutlaka dinlemenizi öneriyorum.)

Bazı şeylerin anlamını bilmezdik ama ilk duyduğumuzda bile ne olduğunu bilmeden o kelimeden ürkerdik, kötü bir şey olduğunu anlardık. Şuan o anı yaşıyordum. Anlamını bilmiyordum söylediği kelimelerin ama kötü bir şeydi, hissediyordum. Hatta kalbimi sıkıştıracak kadar kötüydü. Anlamını bilmiyordum ama o ifadesiz maskesine bürünmesi bile bu elimdeki şeyin kötü olduğunu hissettiriyordu.

"O ne demek Damian?" Sessiz kaldı. Karşısına baktı boşça. Bu hareketleri daha da korkmama neden oluyordu.

"O elindekini bırak ve odana git Freya." Kelimeleri ve ses tonu sinir bozacak kadar soğuktu.

"Sana bir soru sordum Damian. Beni sürekli geçiştirmenden bıktım." Yine sinir bozacak bir şekilde güldü. Bu keyifli bir gülüş değildi.

"Kimse seni zorla burada tutmuyor Freya." Bunun anlamı işine gelmiyorsa defol git demekti. Az önce yaşadıklarımızdan sonra bunu yapması berbat hissettiriyordu. Sanki o anlar onun için hiçbir anlam ifade etmiyormuş gibi davranıyordu.

Belki de gerçekten etmiyordu. Belki de benimle bir oyuncak gibi oynuyordu. Belki de Nadia'ya da aynısını yapmıştı, onu kendisine böyle bağlamıştı. Elimdeki şırıngayı aldığım çekmecenin içine fırlattım. Yüzüne bir kez olsun bakmadan çıktım, daha az önce ikimizin de uyuştuğu banyodan.


Sadece dakikalar önce onun kucağındaydım, nefesini hissedecek kadar yakındım ve huzurluydum. Tek bir hareketiyle mutlu yapabiliyordu beni, tıpkı tek bir kelimesiyle paramparça yapabildiği gibi.

İşte bu yüzden yasaktı o bana. Onunla hiçbir duygu normal olamıyordu, her şey uçlardaydı. Öfke güçlüydü, avı güçlüydü, tutku güçlüydü.

Odama girdim titreyen bedenimle. Vücudumun sadece soğuktan titremediğini biliyordum. Damian yine yapacağını yapmıştı, yine mahvetmişti beni. Üzerimdeki havlusunu fırlattım üstümden. Kokusunu içime çekmek sakinleşmeme neden oluyordu ve ben sakin olmak istemiyordum.

Odamın ışığını açtım bitkince ve giysi dolabıma yürümeye başladım. Garip hissediyordum ve bu gariplik sadece Damian'ın söyledikleri yüzünden değildi.

Tam dolabıma ulaşacağım sırada bir şey oldu. Tüm korku ateşimi fitilleyecek bir şey. Arkamda bir şey vardı. Ses yoktu, hareketlilik yoktu ama hissediyordum. Arkamda bir şey vardı.

Korku tüm bedenimi sadece saniyeler içinde ölümcül bir hastalık gibi zehirle sarmalamıştı. Titriyordum, bu sefer heyecandan ya da öfkeden değildi.

Korkumun altında ezilen cesaretimi toplamaya çalıştım. Cesur değildim ama arkamı dönecektim. Ne olduğunu görmeliydim. Merakım, korkumu yendi ve çok yavaş bir hareketle arkamı döndüm.

Sadece bir kaç adım ilerimdeydi, bu o karartıydı. Uçurumdan düşmeme neden olacak karartıydı. Dudaklarım arasından yüksek bir çığlık koptu bilinçsizce. Ona yakındım, karartıya yakındım.

Bu bir insan değildi ama ne olduğu da belli değildi. Hiçbir şey yapmıyor orada öylece göremediğim yüzünü eğmişti. O sadece bir karartıydı, gecenin tüm karanlığını toplayan bir karartıydı. Elleri görünmüyordu, ayakları görünmüyordu ve öylece hareketsiz duruyordu.

Geriye doğru bir kaç adım attım. Odadan hemen çıkmazsam artan korku katsayımla kendimden geçebilirdim.

Bu şey neydi bilmiyordum ama onun önünde yarı çıplak, ıslak iç çamaşırlarımla durmak daha da güçsüz hissettiriyordu.

SONSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin