"Ama daha seni bile hatırlamıyor."dedi Seth olmayan.
Daha beni bile hatırlamıyordu. Bu söz binlerce kez kulağımda yankılandı.
"Seth...Seth sana diyorum. Git ve Eomer'e haber ver."dedi diğer ikiz. Seth de benim kadar olmasada kendinde değil gibiydi.
Kardeşinin seslenişiyle kendine gelip. "Ta..mam gidiyorum. Eomer adı batasıcaya haber vermeye."dedi. Amari'ye olan bakışlarından hoşlanmasamda şuan sorun ettiğim kişi kesinlikle Seth değildi.
Seth gidecekken "Bende geliyorum."dedim.
Bana karşı çıkmalarına izin vermeden "Ona bir şey söylemeyeceğim."dedim ve önden yürümeye başladım.
Hızıma yetişip yanımda yürümeye başladı, Seth.
Yanlarına vardığımızda Eomer olacak itin eli hala Amari'nin belindeydi. O eli alıp...
Seth dişlerinin arasından "Prens Arion, seni çağırıyor Eomer."dedi.
Amari'ye baktım. Hatırladığım gibiydi. Üzerindeki zırh ona farklı bir hava katmıştı. Kulağında sivri detaylı bir küpe vardı. Saçları sanki biraz uzamıştı ve gözleri...
Gözleri farklıydı. Hatırladığımdan oldukça farklı.
Bana bakışlarını çevirdiğinde bende gözlerinin içine bakmaya devam ettim. Kalbim kuşun kanat çırpma hızına ulaşmış olmalıydı. Bu deniz mavisi gözlerse ışığını kaybetmiş gibiydi. Kalbim sıkıştı sanki.
Bana bak ve beni tanı diyordu ,gözlerim. Benim eski halimi hatırlamayan bu halimden nasıl tanıyacaktı ama umut etmiştim işte. Umutlarımızı da kaybetsek geriye neyimiz kalırdı ki.
"Amari sen odamıza git. Ben geleceğim." diyen kişiye en öldürücü bakışlarımı gönderiyordum. Amari ile aynı odada kalmak ne demekti? Ben Amari'ye dokunmaya ,saçlarının kokusunu içime çekmeye kıyamazken ...düşünmemeliyim. Amari benim sevdiğim ilk an ki kadar saf ve temizdi. Hep de öyle kalacaktı.
Beni fark etmiş olacak ki "Sende kimsin?"diye bana bakarak sormuştu Eomer. Amari'den gözümü ayırmazken ki Amari de gözlerini benden alamıyordu.
"Prenses Hesia'nın birliğindenim."dedim.
"Peki " dedi ve Amari'yi kendine daha da çekti, sanki mümkünmüş gibi. Amari'nin yüzü gülmüyordu.
Zihnimde yankılandı. "Sensiz mutlu değil."
Sinirden çenemi o kadar kasıyordum ki , az sonra dişlerimin otuzikisi de yere düşecekti.
"Burada ne işin var?"diye sordu bu seferde . Beni merak etmişti. Kendimi yumruklarımla tanıtmayı o kadar çok isterdim ki.
Umursamazca "Hiç."dedim.
"Hiç."diye beni taklit etti ve başını sallayarak Amari'ye döndü. Dudağına uzandığında öksürmeye başladım. Gören, duyan verem olduğumu sanardı. Eomer tek kaşını kaldırıp bana kötü kötü baktı ve merdivenlere yöneldi.
Amari ise yalnız kalmıştı.
~:~ :~ :~ :~ :~
~42~
En başından başla