~38~

118K 8.2K 1.9K
                                    

Kratos

Buzdan sarayın koridorlarında yürüyor ve geçen seferki yaptığım hataları yapmadığıma emin olmak istiyordum. Mesela zihnimin tekrar kontrol altına alınmadığından yada önceden geçtiğim yolların çıkışa gitmediğinden.

Çevrede askerlerin dolandığını gördüğümde bir odaya daldım. Odanın içindeki çifti rahatsız etmiş gibi görünüyordum. Kadın çığlığı basacakken adam kadının ağzını kapattı. "Sessiz ol herkesi buraya mı toplamak istiyorsun?" diye kadına sorduğunda kaçak et mevzusunun döndüğünü anladım.

Kadın adamın elini azından çekerken "Ama efendim." diye itiraz edecek gibi endişeyle bakışlarını bana yönelttiğin de üzerine çarşafı çekmeye çalıştı.

Kadını bakışlarıyla susturan adam yüzünü bana döndü ve "Sende kimsin ?" diye sordu.

"Kusura bakmayın. İşinizi böldüm ama siz devam edin ben hemen çıkıyorum." dedim ve kapıyı aralayıp dışarıyı kontrol ettim. Bir düzine askerin bu yöne doğru geldiğini gördüğümde kapıyı tekrar kapattım ve yüzümü bana garip garip bakan çifte döndüm.

Genç görünümlü sivri kulaklı adam yataktan doğruldu ve eline nereden bulduğunu bilmediğim bir sopayı aldı.

Kadın çırıl çıplaktı. Kendisini çarşafla saklamaya çalışıyordu. Adamın ise üzerinde uzun beyaz bir gömlek vardı. Neredeyse dizlerine kadar geliyordu. Boynunda da parlak sarımsı taş kolye görebiliyordum.

Adam yataktan çıkıp karşıma geçtiğinde ne çok yakındı nede çok uzak.

"Bir kaçak." dedi. Gözlerini üzerimde gezdirmişti. "Elf değilsin." diye tespitini dile getirdiğinde güldüm. "Bakınca anlaşılıyor demek." dalgaya vurdum.

Adam kaşlarını çatarken elindeki sopayı daha sıkı kavramıştı. Beni alt edebileceğini düşünmüş olmalıydı.

Kadın yatağın işinde huzursuzca kıpırdanıyordu.Gözleri sivri kulak ile benim aramda mekik dokuyordu.

"Seni yakalarsam kesin terfi alacağımı hissediyorum."dediğinde güldüm ve başımı sağa sola salladım.

"Tahminen o manyak prensesiniz çok fazla ödül verir. Ama manyak olduğunu dikkate alınca eminde olamıyorum." Bana manyağın tanımını yap deseler di. O kızı önlerine atardım. Kendileri görseler daha iyi olurdu.

"Prenses arıyorsa bulaşmamak adına git diyebilirdim. Ama seni bıraktığım duyulursa durumum pekte iyi olmaz." dedi ve üzerime doğru gelerek elindeki sopayla hamle yaptı.

"Senin beni bırakabilmen için önce yakalaman gerekiyor." dedim.

Savurduğu sopa darbesinden kaçarken "Dans mı ediyoruz?" diye sordum. Onunla dalga geçmem dikkatini toplamasına engel oluyordu. Sinirlendikçe hamleri başarısızlıkla sonuçlanıyordu.

Ona karşı hiç hamle yapmamıştım. Hamlelerini boşa çıkarmakla yetiniyordum. Bu odada kaldığım sürece askerlerin uzaklaşmasını umuyordum.

Ne ben sesimi yüksek çıkarmıştım. Nede karşımda çabalayan sivri kulak. Kızsa sessizce bizi izliyordu.

Sivri kulak hafiften terlemeye başladığında benden biraz uzaklaştı. Elini kolyesine getirdiğini gördüğümde ne yapacağını anladım. Elimde oluşturduğum ateş topunu sivri kulağa savurduğumda şaşkınlık içinde geriye savruldu. Gömleğinin eteği alev almıştı ve kızdan hafif bir çığlık yükselir gibi oldu ama eliyle ağzını kapatmıştı. Yatağa dahada sinmişti.

Kaçak Prenses -Ateş-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin