18:CANAVAR

62.1K 4.4K 404
                                    

               

Takida - Purgatory

Benim için zaman kavramı yoktu, kayıptı. Ne dünü bilirdim ne de yarını. Sadece bugünüm vardı benim.

Diğer zamanları düşünmeye ne halim vardı ne de hevesim. Sadece şu an. Ne süslü kelimeler anlatırdı arafımı ne de anlamlı cümleler. Sadece ben bilirdim bu anımı. Ne ölüydüm ne de diri. Sadece bilinmezliktim. Kalbimin atmayı ne zaman kestiğini biliyordum fakat ne kalbimin gerçekten ne zaman öldüğünü bilmiyordum. Çürümüş, yaşlanmış gibi ağırdı hiçbir şey hissetmeyen bedenim. Kalbimin koştuğumda, beyaz yalanlar söylediğimde ki hızlı atışını özlemiştim. Nefes almayı, gülmeyi, ağlamayı özlemiştim.

Derinlerine inersem boğulacağım düşüncelerimden uzaklaşarak açtım gözlerimi. Hala yanmaya devam eden şöminenin yanında ki istasyon saatleri havasındaki saate baktım. Neredeyse gün doğmak üzereydi. Gözlerim şöminenin ışığında aydınlanan odadaki Damian'ın yüzüne kaydı. Derin bir uykuda görünüyordu. Yüzü odanın cılız ışığında bile soluk görünüyordu. Yaraları hiç saymıyordum. Tam gözlerimi ondan ayıracağım sırada Damian'ın hemen kafasının arkasındaki görüntü dikkatimi çekti. Oturduğum koltuktan rahatsız edici hala değiştiremediğim elbiseyle kalktım. Salonun ışığını açıp hızı adımlarla Damian'ın yanına döndüm. Kafasının altından kırmızı bir sıvı akıyordu. Bunun kan olduğunu tahmin etmek için dahi olmak gerekmezdi. Uzandığı yastıkta büyük kurumuş kan lekeleri belirgin bir şekilde parlıyordu. Ne yapacağımı bilemeyerek etrafıma bakındım. Aaron'a ulaşmam gerekiyordu. Damian hiçte iyi görünmüyordu. Onu ne hastaneye götürebilir ne de birini arayabilirdim. Çaresizlik dört bir yanımı demir duvarlarla kuşatmıştı. Banyoya koşup elime gelen havluları hızla alıp sıcak suya değdirip hızla Damian'ın yanıma geri döndüm. Kafasının arkasına havluyu yavaşça bastırdım. Damian'ın kolunu tutarak hafifçe sarstım.

"Damian!" Beni duymuyordu. Tekrar dürttüm kolunu, bu sefer daha sert. "Damian!" Üzerinde doğru biraz daha eğildim nefes aldığını bile anlayamıyordum. Bu sefer bağırarak adını haykırdım. "Damian!" Yine ses yoktu. Fakat gözleri varla yok arası bir şekilde titredi. Kolunu hafifçe sıkmaya devam ettim. Bir kaç saniyenin ardından gözlerini zorlukla çok ağır bir şekilde açtı. Bana baygınca baktı. "İyi misin?" Konuşmak için dudaklarını araladı fakat geri kalanında acıyla yüzünü buruşturdu. "Nasıl yardım isterim?" Yarı açıkgözlerini kırpıştırdı. "Aaron'a nasıl ulaşabilirim?" Diye sordum inatla.

"T- telefonlarıma cevap vermez." Derince soluklandı. "Sadece uyusam yeter." Gözleri tekrar kapanmaya başladı. Koluna sertçe asıldım.

"Bana şu cihazın yerini söyle." Damian yorgun ve alaycı bir biçimde yarım ağız sırıttı.

"Bırak da şu dünyadan bir pislik eksilsin." Tekrar sertçe asıldım koluna.

"Saçmalamada dediğimi yap."

"Arka cebimde." Dedi yeniden kapanan gözleriyle. Elimi siyah pantolonunun arka cebine zorlanarak soktum. Elime sadece pantolonun ince kumaşı gelmişti. Oyalanmadan elimi diğer cebine soktum. Elime gelen ilk şeyi hızla çıkarttım.

"Bu nas-" Tam konuştuğum sırada Damian'ın bilincini tamamen kaybettiğini fark ettim. Elimdeki cihazın yanındaki düğmelere rast gele basmaya başladım. En baştakine bastığımda elimdeki cihazın ekranında ışık çıkmıştı. Ekranın üzerinde yazdığı gibi hızla yana kaydırdım. Bu sefer kutu kutu bir sürü şey çıktı karşıma. Hepsine teker teker bastım ve hiçbirinden bir şey anlamayıp geri kapattım. Gözlerim tekrar Damian'a ulaştı, baygındı belki de daha beteri. Elimdeki telefon dedikleri şeyi nasıl kullanacağımı bilmiyordum. Bir tuşa daha bastım ve karşıma fotoğraflar çıkmaya başladı. Az önce ki yere tekrar girdim ve bir tuşa daha tıkladım. Bu sefer isimler çıkmaya başladı. En başta Aaron yazıyordu. Hiç düşünmeden üzerine bastım. Birden değişik bir zil sesi çalmaya başladı. Aaron'da gördüğüm gibi telefonu kulağıma götürdüm. Uzun bir süre çaldıktan sonra kapandı. Pes etmeyerek tekrar ardım ve yine aynı sonuç. Yeniden ve yeniden devam ettim buna. Ne kadar doğru yapıyordum bilmiyordum ama bundan daha fazla yapabileceğim bir şey yoktu. Tekrar aradım ve uzunca çalmaya devam etti ben yine kapanacağını düşünürken telefondan ses geldi.

SONSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin