Bir kar tanesinin toprakla buluşması ve ardından yok olup gitmesi gibiydi yaşadığım herşey. Sonu ölümdü, ve ölüm bana hızlıca geliyordu. Toprağın bağrına bastığı insanlardan olmak ise en son ki hayalim bile değildi. Yaşadığım şeyler pek iç açıcı değildi çoğunlukla. Ama ben herşeye rağmen bu hayatın içinde olmayı seviyor, dünya üzerinde ki oksijeni kucaklamak istiyordum.
Sahi ya; Azrail in bana gelmemesi için ne yapmam gerekiyordu?
Var mıydı, bir çözümü bunun? Yoksa sadece aptalca bir umuttan mı ibaretti?
Elimde tuttuğum çatalı pastama batırdım ve bir parça böldüm. Gözlerim etrafımda olan şeylere odaklanmak istiyordu ama ben kafamı inatla gömdüğü yerden kaldırmıyordum.
"Dur ben çayını yenileyeyim, oğlum." Annemin cümlesi ile bakışlarım yerden kalkarak o tarafa döndü.
O günün üzerinden bir hafta geçmişti ve üçüzüm Kara bizimle yaşıyordu. Her ne kadar bencillik gibi gözükse de annemi ondan kıskanıyordum. Babamı değil. Çünkü; Kara buraya taşındığında bana olan davranışları değişmemişti. Ama annem in davranışları her geçen gün değişmişti. Onun için şimdi ben görünmez bir parçaydım. Umut ise... Hayır, ona karşı olan davranışları da değişmemişti.
"Gerek yok," diye mırıldandı Kara. Gözlerimi diğer tarafa kaçırdığımda Alparslan ile göz göze geldik. Bana gülümsediğinde, dudaklarımın iki tarafı bilinçsizce yukarı doğru kıvrılmıştı.
Bakışlarım ondan kaçıp mesaj yüzünden titreyen telefonumu buldu. Hemen elime aldım.
'Beyaz-At' Adlı Kullanıcıdan Mesajınız Var!
Beyaz-At: Merhaba, gönlümün çiçeği.
Siz: Mrb.
Beyaz-At: Ne oldu? Canın mı sıkkın? Geleyim mi?
Siz: Canımın sıkkın olduğunu nereden çıkardın?
Beyaz-At: Kısaltma kullandın?
Beyaz-At: Geleyim mi?
Siz: Gel, lütfen.
Anında çevrim dışı oldu. Bu yaptığına gülümsedim. Buruktu ama gülümsemeydi bu.
"Baba,"
"Efendim kızım?"
"Beyazıt gelecekmiş de iki dakika yanına çıkabilir miyim?"
"Hayır," Babam ağzını açmadan başka bir ses yükseldi. Bu ses Alparslan'a aitti.
"Ama neden?"
"Daha sabah buluştunuz,"
"Abi lütfen," dedim sesimi ağlamaklı çıkararak. Hareleri gözlerimde gezindi ve sıkıntılı bir nefes verdi.
"Tamam," diye mırıldandığında babama döndüm.
"Sen de tamam mısın?" Gülerek başını onaylar anlamda salladığında hızla ayağı kalktım ve salondan çıkmadan önce onlara öpücük attım. Dışardan gelen korna sesi ile yüzümde ki sırıtış daha da büyüdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY ÇİÇEĞİ |GERÇEK AİLEM|
ActionBir kızın görünmezliği, sevgisizliği, kimsesizliği bir hatadan kaynaklanıyor ve bu hata yıllar sonra fark ediliyorsa? Bu yanlış kimin sayesinde gün yüzüne çıkıyor?