Herkese merhabalar. Biz geldikkk...
Biz zaten bu aralar çok sık geliyoruz aman nazar değmesin diyelim. (nazar boncukları, konfetiler ve dua.)
Geçen bölüme yapmış olduğunuz tüm yorumlara ve bu hikayeye genel olarak gösterdiğiniz tüm ilgiye teşekkür ederim. Çünkü bu yolu sizinle yürümek daha keyifli ve her zaman ilham verici.
İyi ki varsınız, hep olun.
............
Kızın bakışları ve kelimeleri aynı şeyi söylüyor olsaydı Alaz'ın keyfi çokça kaçabilirdi. Oysa Asi hala elindeki çerçeveyi izlerken hafifçe omuz silkti. Bardan sonra içtiği büyük boy kahve ve Yaman ile aşağıda geçirdiği vakit üzerindeki alkol sarhoşluğunu atmıştı ancak dudaklarında hala Asi'nin tadı vardı.
Asi'nin bakışlarındaki o bastırmaya çalıştığı yırtıcı tarafı görebiliyordu. Sakin görünümünün altında çıkardığı tırnakların farkındaydı. Asi kız onu kıskanmış olabilir miydi?
"Rüya'ya aşık olup olmadığımı mı sormaya çalışıyorsun?" diye sordu savsak adımlarla üçlü koltuğa ilerleyip bedenini bırakırken.
"Sormuyorum." dedi Asi çerçeveyi yerine bırakırken az önceki o sakin tavrı az da olsa dağılmıştı. Alaz'ın yüzündeki o tekinsiz, ne tarafa çeksen oraya gidecek ifade onu huzursuz ediyordu. "Biliyorum." diye devam etti ifadesini kontrol etmeye çalışarak. Daha önce bu odaya geldiğinde de dikkatini çekmişti bu çerçeve ama o an üzerine uzun uzadıya düşünmemiş veya daha doğru şekilde uzun uzadıya düşünmeyi istememişti. Şimdi de böyle bir isteği yoktu aslında ama odaya girdiğinde gözü istemsizce çerçeveye takılı kalmıştı. Alaz'ın kız kardeşlerine ne denli değer verdiğini biliyordu o yüzden bir taraftaki komodini onlara ayırmışken diğerine Rüya ile olan bir fotoğrafı koymasının da tek bir açıklaması olabilirdi. Bunun kendisini huzursuz etmesi canını sıkıyordu.
"Öyle mi Asi kız?" diye sordu Alaz, tek kaşı merakla havalanırken. Halbuki kendisi bile emin değildi artık. Hayır ya da emindi. Rüya'ya aşık değildi. Tamam belki Asi'ye de aşık değildi ama kızda başka bir şey vardı. Bambaşka, Alaz'ın adını koyamadığı bir şey vardı.
"Öyle." diye onayladı adamı Asi, bir an için ne yapacağını bilememiş sonrada sanki kendi odasındaymış gibi bir rahatlıkla adamın yatağına oturuvermişti. Belki Alaz'ın odası bu denli boş olmasa odada gezinip bir şeyleri inceliyormuş gibi yapabilirdi ancak bu dört duvar giyinme odası dışında hiçbir özel eşya barındırmıyordu.
Kızın bu teklifsiz rahatlığı yüzündeki gülümsemeyi büyütürken bir kez daha omuz silkti Alaz. "Belki de haklısın." dedi kızın bakışlarındaki o hoşnutsuz ifadeyi arttırırken. "Sen Yaman'a ne kadar aşıksan." dedi kendinden emin bir sesle. Kendisinin Rüya'ya aşık olmadığından ne kadar eminse Asi'nin de Yaman'a aşık olmadığından artık o kadar emindi. "Bende Rüya'ya o kadar aşığım."
Hiç mi yani, diye sormak istedi Asi'nin içindeki arsız, utanmaz bir ses. Oysa Yaman'ı çok sevmekle birlikte artık aşık olmadığını biliyordu. Yaman'a duyduğu şeyin aşk olduğunu sanmıştı ama Asi hep realist olmuştu ve şu an Alaz'a bakarken dahi içinde kıpırdanıp duran o yoğun arzunun bir başkasına aşıkken olmayacağını kabul ediyordu. Belki her tutku aşk barındırmıyordu ancak aşkın içinde kesinlikle tutku olduğuna inanıyordu.. Alaz'ın kulisteki bakışları ile Yaman'ın bakışlarını karşılaştırmak zorunda kalıyordu istemsizce.
"Sence bugün nasıl olmuştum?" diye sordu birden bire. Sanki zihni bir anlığına kontrol yeteneğini kaybetmiş gibi dökülüvermişti kelimeler ağzından.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yazılmamış Hikayeler
FanfictionYabani dizisinden tanıdığımız Asi ve Alaz'ın muhtemelen hiç yazılmayacak anlarına dair tek veya birkaç bölümden oluşacak hikayelerdir.