Odaya girdiğimde Barış komutan masasının karşısında olan tekli koltukta telefonuna bakıyordu.
"Komutanım beni çağırmışsınız?" Bakışları bana dönerken kapıyı kapatıp ona doğru birkaç adım yürüdüm.
Ayağa kalkıp karşımda durdu."Siz askeriyeye yemek mi sokuyorsunuz?" Bu adam bunu nerden öğrenmişti şimdi ya
"Yok komut-" Sözümü yarıda kesti. "Yalan söyleme Mert gibi seni süründürürüm burada," Sesi şimdi tam olarak o sert halini almıştı. "Siz içeri yemek mi sokuyorsunuz?"
He amına koyduğum he. "Evet komutanım" Tek kaşını kaldırdı. "Git onları da çağır bahçeye gel"
"Yirmi bir!" Sırtıma ayağını bastıran ayı yüzünden kollarım titriyordu. "Bir!" Baştan başlamıştı ne güzel.
Adam dakikalardır hepimize şınav çektiriyordu. "Semih bey senle işimiz var, ne yavaşsın öyle" Altay komutan azrail gibi başıma dikildi.
Barış bitti bu başladı anasını satayım. Kollarım titreye titreye en sonunda göğsüm yerle buluştu. Yanıma eğilen birini hissettim.
"İyi misin?" Barış komutan önlerde ki saçlarımı geriye itti. "Sizce?" Nefes nefese konuştum. "Bok gibisin" Tesbit gibi tesbit.
Kafamı diğer tarafa çevirdiğimde Emirhan abi Mert abinin yüzünü eliyle yelliyordu.
Bertuğ ise Mustafa ve Arda ile üst üste tepe oluşturmuş yatıyordu.
Barış komutana döndüğümde gülümseyen yüzüyle karşılaştım. "Noldu komutanım?" İfadesi ciddileşti. "Sanane lan"
Sanki küfür ettik neydi bu sinir.
Mustafa ve Bertuğ beni yerden kaldırdığında yatmak için odaya dağıldık.
"Kim söylediyse onu bulup götünden kan alacam" Emirhan abi kırk saattir sinirle söyleniyordu. "Abi yeter"
"Yok etmez, lan bi sucuk keyfimiz vardı geceleri"
Yarın çarşı izni vardı, yani dışarıdan yemek yeme şansımız vardı. "Abiler ben yatar" Mustafa yatağa atlayacakken Bertuğ onu ayağından tutup yere düşürdü.
"Bu enerji nerden geliyor acaba" Arda yanıma oturdu. Bertuğ ve Mustafa yerde güreş yaparken Emirhan abinin üstlerine atlaması sonucu hepsi dolaba çarptı.
Merih komutanla beraber Barış komutan içeri girdiğinde Bertuğ ayağa kalkayım derken Merih komutanı da yere düşürmüştü.
Barış komutana baktığımda o da bana baktı. "Komutanım iyi misiniz?" Merih komutan bana döndü. "Mükemmelim Semih'im"
"Siz niye gelmiştiniz komutanım?" Mert abi sordu. "Ne ses yapıyorsunuz diye" Barış komutan cevapladı, tekrar bana baktı.
"Komutanım hep bunlar yapıyor ya" Emirhan abi bana yastık fırlattı. "Şikayet ediyor bide velet!"
"Yarın çarşı izninde sapıtmayın" Barış komutan sertçe söyledi, diğerlerine değil doğrudan bana bakıyordu. "Komutanım hiç öyle şeyler yapar mıyız?" Gülümsedim.
Dudağının köşesi belli belirsiz kıvrıldı.
Onlar çıktıklarında herkes yataklarına dağılmıştı, tabi Mustafa ve Emirhan abi dedikodu yapıyordu.
Onlar dışında ses çıkaran yoktu, muhtemelen hepsi uyumuştu.
Kafamı yastığa koyduktan birkaç dakika sonra bende uyuya kalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komutan |Barsem
Non-FictionSemih, askeriyeye geldiği ilk günden bazı şeyleri batırıp komutanına içinden demesi gereken sözleri dışından söylemişti. [Gerçekle alakası yoktur eğlence amaçlı yazılmıştır.]