• K.İ. | Bölüm 39 - Çaresizlik

1K 64 2
                                    

Eveeeett! Yepyeni bir bölümle geldim canlarım. Öncelikle nasılsınız, umarım iyisinizdir herşey yolunda gidiyordur. Sizlerin vermiş olduğu destek gerçekten beni duygulandırdı. Fazlasıyla mutluyum, daha kaç bin olacağımızı hayal edemiyorum. Böyle kısa bir sürede bu kadar okunma çok güzel bir duygu.

Oylarınız için hepinize çok ama çok teşekkür ederim.

Şimdi sizi yeni bölümle yalnız bırakıyorum.

...Lorensi size keyifli okumalar diler...

Bölüm Otuz Dokuz - Çaresizlik

“Sen ne zamandan beri seviyordun da söylemiyordun bize?” diye sordum İlker’in omzuna kolumu atıp, bir de ona alttan bakarken. Üstündeki takım elbisenin yakasını düzeltirken, aynada bana baktı ve ben de ona döndüm.

“Uzun zaman oldu. Sen ve eniştem evlenmeden önce” dedi ve saçlarına şekiller vermeye koyuldu. Derin bir nefesin ardından, omuzlarımı kaldırıp indirdim ve kocamı özlediğimi fark ettim. Kim bilir o da beni özlemiş miydi acaba?

Saat akşam altıya geliyordu. Ablam ve ben dışarıya çıkmış, kendimize uygun bir kaç parça kıyafet almıştık. Şimdi ise üzerime giyinmiş olduğum, yazlık, krem renginde ve üzerinde griye kaçan kelebeklerin yer aldığı ince askılı bir elbise giymiş, üzerine ise bel kısmımo kapatacak şekilde krem renginde kısa bir hırka giymiştim. Ayaklarıma krem ve beyaz rengi karışımı Converse bir ayakkabı geçirmiş, saçlarımın önlerinden birer tutam alarak krem renginde ki kurdele tokayla başımın arkasında sabitlemiştim. Hırkanın kollarını bileklerimden aşağıya çekmiş, uçlarını parmaklarımla öylece tutarken bakışlarım parmağımda ki alyansa ve tek taşa takıldı.

Ve ben bir kez daha ne kadar aşık olduğumu hatırladım.

“Hazır mısın?” diye sordum İlker’e ve öne doğru bir adım attım. Lakin ben ikinci adımı atmadan, aniden başımın dönmesiyle adımlarım yerinde durdu, yana doğru sendelendim.

“İkra! İyi misin?”

Yutkundum, İlker’in yeşil gözlerine bakıp, başımı belli belirsiz salladım. “İyiyim iyiyim. Aniden başım döndü” dedim ve derin bir nefes alıp verdikten sonra iyice doğrulup, İlker’e gülümsedim. Telaşlı bakışları gözlerime bakarken, “iyiyim” dedim bir kez daha. “Tansiyonum düşmüş olmalı” dedim kendimi böyle avutarak. Ama dün sabah kalkınca da başım dönmüştü. Yarın hastaneye gidince, bir test yaptırıp, bir de emar çektirsem iyi olacaktı. Umarım kötü bir durumla baş başa değildim.

“İlker! Oğlum hadi annem, geç kalacağız!” Annemin içeriden gelen sesine karşı ikimiz de birbirimize bakıp, gülümsedik ve İlker’in “nasılım?” diye sormasıyla “yakıyorsun” diye karşılık verdim. Alnıma bir buse kondurdu ve biz odadan birlikte çıktık. Kapı önünde elinde çikolata ve çiçekle bekleyen abimin gülümseyen bakışları hem beni, hem de İlker’i bulunca, "uzaktan görsem ikiz olduklarını anlarım" demesiyle kaşlarımı çattım.

“İkisi de birbirinden iyi olmuş. Biri çok güzel” dedi bana bakıp gülümseyerek. “Diğeri abisi gibi yakışklı” dediğinde de İlker’e bakmıştı.

Derin bir nefes aldık ve aniden İlker’le birlikte aynı cümleyi kurduk.

“Biz de uzaktan baksak senin bizim abimiz olduğunu anlardık!!”

İlker ile birbirimize bakıp şaşkınlıkla gülümsedik. Aynı anda kurmuştuk cümleyi.

“Ben de sizin ablanızım!” diyen Ablam, bize arkadan sarılmasıyla ben ve İlker’de ona döndük.

KURŞUN İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin