Hola canlar ben geldim:)
Umarım iyisinizdir beni sorarsanız iyiyim:)
Lütfen okuyup geçmeyin oy verin ve yorum da yapın emeğimi görmezden gelmeyin;(Satır arası yorum yaparsanız da sevinirim sizi bölümle baş başa bırakıyorum:)
❄️
Kısa bir hayatın kahrını çekmek fazla zordu insan oğlu için. Kısacık ömründe ya çok çabalamak ya da çok çalışmak zorundasın anne baba tarafından zengin değilsen hayata yenik başlıyorsun. Devrim şanslı doğanlardan biriydi. Babası Diyarbakır'ın en zengin adamıydı istediği her şeyi yapma lüksüne sahipti. Bugüne kadar ailesinden çok bir şey istememişti sadece üniversiteyi İstanbul'da okumak istemiş ilk başta herkes karşı çıksa da zamanla Devrim hepsini ikna etmişti sadece babası kalmış onu da annesi ikna etmişti.
Buraya geldiğinde her şey mükemmel şekilde ilerlerken Ömer Karanlıyı gördüğü anda onu araştırma sevdasına tutulmuş kaç tane karanlık adam varsa hepsini araştırmış herkes hakkında istediği bilgiye sahip olurken Ömer hakkında istediği kadarına sahip olamamıştı. Nereye girerse girsin kime sorarsa sorsun öğrendikleri beş parmağını geçmiyordu.
Şimdi ise Ömer Karanlının inine girmiş bundan da şikayetçiydi. Dışardan gizemli iyi bir adam gibi görünse de içerde asla dışarıya yansıttığı kişilikte değildi.
Devrimin o hayaline sığdırdığı adam bu adam değildi kesinlikle. Bir an önce istediği diski verip hesaplaşmasını bitirip gitmekti zor olacaktı ama başaracaktı.
Cümlesini bitirmeden aldığı tebrikle kaşları derince çatılırken üstüne başına baktı. Bu adamın nasıl her şeyden haberi olabiliyordu?
"Nasıl yani nasıl bu kadar çabuk haberin olabiliyor?" Rahatsızlığını açıkça belli ederken Ömer'e söz hakkı vermeden ikinci sorusunu yöneltti. "Üzerime kamera falan mı taktırdınız desem buna ben izin vermeden cüret edemezsiniz." Mimikleri değişip dururken durumu sorgulamaya başladı.
Bu kadar kısa süre de nasıl olurda haber alabilirdi bu adam orda başka adamları da mı vardı? Aklında deli sorular.
"Sakin ol kimsenin sana bir şey taktığı yok!" Dedi Ömer demir kadar sert sesiyle. Devrim kulaklarını rahatsız eden sesle yüzünü buruşturarak telefonu kulağından uzaklaştırdı. "Unuttun mu ben Ömer Karanlıyım." Hiç şüphesiz dünya üzerinde egodan ilk ikinci sıra da yer alırdı.
Devrim ölüm fermanını imzalamak adına küçük adımlar atmaya başladı. "A şey bir hard diski alamayan o adamdan mı bahsediyoruz?" Sesinin altında yatan ima ve alay telefonun uçundaki adamın sinirlenmesine neden olurken Devrimin keyfi yerine gelmeye başladı.
"Diyarbakırlı!" Dedi uyarıcı ve korkunç bir tonda.
"Benim bir adım var Karanlı." Taksinin içinde olduğunu unutmuş Ömer'le laf dalaşına girmişti adeta. Öyle ki taksicinin sesini bile duymamıştı.
"Abla geldik." Kaçıncı seslenişinden Devrim adamı duymuş olacakki telefonu kulağından uzaklaştırıp yaş almış adama odaklandı.
"Dayı sen benden büyüksün ne ablası yeğenim deseydin en azından." Bu seferde telefonun ucundaki adamı unutmuş taksiciyle konuşuyordu.
Taksici anlamsız bir ifade ile kıza bakıyor ne diyeceğini de bilemiyordu genelde taksisine binen kadınlara abla diye hitap ediyordu.
"Bir dahakine denk düşersek derim." Dedi ifadesi bomboştu. Devrim gözlerini devirip ödemesini yaptıktan sonra taksiden indi. Nadir taksi kullanan bir insandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURŞUNİ(mafya)
ActionSarmaşık gibi ağların tuzağına sarılmış bir hayat! Hayatını gölgelerde yaşayan; gölgeler ve siber dünyayı lanet olan ve lanetinden kurtulmadan, kurtulmak istemeden sonuna kadar gitmek için her şeyini ortaya koyan bir adam; Ömer Karanlı! Özgürlüğe ha...