...Lorensi size keyifli okumalar diler...
Bölüm Otuz Beş - Tatlı Heves
Gözlerimi, ansızın dudaklarımda hissettiğim sıcak dudaklar ile araladım ve Ömer Asaf'ın hemen başımın dibinde diz çöktüğünü, bana buruk bir gülümsemeyle baktığını fark ettim. Dudaklarımda ansızın sıcak bir tebessüm peyda oldu, yumuşak yatağın üzerinde sırt üstü dönüp "günaydın" dedim esneyerek.
"Günaydın."
Dün karakoldan geç saatlerde dönmüş, ifade verdikten sonra içim biraz olsun rahatlamıştı. Neyse ki ikimizde güzel, ama sonu kötü biten bir günü geride bırakmış, ikinci güne yepyeni bir şekilde merhaba demiştik.
"Erken kalkmışsın?"
"Sürprizim var dedim ya" deyince, bedenim hızla doğruldu.
"Doğru! Sürprizin vardı" dedim heyecanla. Eğilip açıkta kalan boynuma sıkı bir öpücük bıraktı, "evet vardı" dedi ve ekledi. "Hadi kalk giyin, gidiyoruz."
Kaşlarımı çattım. "Nereye?"
"Soru soracak mısın?"
Güldüm. "Tamam, ben hemen hazırlanıyorum."
Ayağa kalkıp banyoya girmemin arasından sadece bir iki dakika geçmişti. Üzerime bahar elbisesi olan, yeşil ve üzerinde beyaz papatyaların yer aldığı bir elbise geçirdim. Başıma yine şapkamı alıp, yüzüme hafif bir makyaj yaptıktan sonra Ömer Asaf'ın beline silahını yerleştirmesiyle ona gülümseyerek döndüm.
"Ben hazırım."
"Valizlerimizide alalım."
Kaşlarımı çatarak, "a a..." dedim ve ekledim. "Buraya gelmeyecek miyiz bir daha?"
"Hayır. Gidip de bir daha buraya dönmek istemeyeceğin bir yere gidiyoruz, hadi çıkalım." Dudaklarımı birbirine yasladım, onun valizi tutmasıyla ben çantamı ve telefonumu yatağın üzerinden alıp, çantamı omzuma taktım ve bir diğer elimle telefonumu tuttum. Diğer boşta kalan elimi tutan Ömer Asaf'a baktım, gülümsedim ve başımdaki şapkayı biraz geriye doğru kaldırıp, bir kez daha önüme döndüm. Odadan birlikte, hiçbirşey unutmadan çıktık, anahtarı resepsiyona verip, Ömer Asaf'ın beni ilerletmesiyle birlikte yürümeye devam ettik.
"Hadi söylesene artık."
"Az kaldı."
Derin ve heyecan dolu bir nefes aldım, Ömer Asaf'la otel kapısından, yani bahçe tarzı yerden çıkar çıkmaz karşımda görmüş olduğum karavan, gözlerimi kocaman açmama neden oldu. Aniden Ömer Asaf'a döndüm, "bu" dedim şaşkınlıkla.
"Kampa gidiyoruz."
Dudaklarım birbirinden ayrıldı, gözlerim açıldı ve ben hızla karavana yaklaştım. "Asaf" dedim içimdeki heyecanı zaptedemeyip.
"Bu çok güzel. Bu benim hayalimdi" dedim hala bunun gerçek olup olmadığına anlam veremeyerek.
"Beğendin mi?"
"Çok" dedim hızla ona dönerek. Kollarımı açtım, ona koştum. Adeta boynuna atladım ve başımı omzuna yasladım.
"Çok teşekkür ederim."
Kolları belime dolandı, burnu boynuma değdi ve kokumu içine çekmek ister gibi derin bir nefes aldı.
"Gidelim mi?"
Hızla başımı salladım ve onun valizi karavana taşımasıyla renkli karavana baktım. Ön tarafın kapısını açıp, içeri geçtim ve içerisinin küçük olmasıyla daha da gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURŞUN İZİ
ActionTerörler tarafından kaçırılan genç doktor, kendini hiç beklemediği bir anda mermilerin içinde bulur. Terör örgütü liderinin yaralanması ve göğsüne saplı kurşunu çıkartmaları için kaçırılan doktor, ve doktorun orada olduğunu bilmedikleri için operas...