\33 BÖLÜM/ Hastane

6.8K 410 276
                                    


İyi okumalar 🌜

🌚🌝

Biz haberi aldığımız zaman Fernando fırlayarak otelden çıktı. Bende hemen arkasından koşup arabaya bindim. Arabanın kapısını kapar kapamaz araba sanki uçak gibi uçtu. Büyük bir hızla arabayı sürdü. Hız sınırını geçmekte zorluyordu. Bir polis görürse 1 yıl hapis, 5 yıl araba cezası. Evet, kendimden uydurdum.

Artık ona çatık kaş demek istemiyorum çünkü onun kaşlar gözlerinin içine girmeye çalışıyordu. Kalın elleri direksiyonu kırmaya hazır görünüyordu. Beni arabanın içinde sağa sola fırlattı.

"Biraz yavaş mı gitsek, ha?"

Sesimi duymuyordu sanırım Antonio'yu düşünüyordu. Şimdi hangi hastaneye gideceğimiz hakkında bir bilgim yoktu. Fernando'dan da bir şey soramıyorum. Dokunursam patlayacak gibi görünüyor. Sessiz kalmak en iyisi.

Yapamıyorum, soracağım...

"Fernando, hangi hastaneye gideceğiz?" Yüksek sesle sordum ve bir yerlerden tutundum. Cevap vermedi. Göz devirdim. Lütfen önemli soruları ciddiye al.

"Fernando-" demek isterken bir anda freni basmasıyla öne doğru savruldum. Kafam cama deyecekken Fernando'nun eli buna izin vermedi. Başımı geriye doğru çekip teşekkür edecekken öylece kaldım.

"Ne?" Dedim şaşırarak. Fernando arabadan inmiş hasteneye doğru koşuyordu.

"Bu kadar hızlı olamazsın" dedim arabadan inip onun peşinden hastaneye doğru koşarken.

Fernando'nun resepsiyona sormadan odaları tek tek kontrol ettiğini gördüm. Herkes şaşkınlıkla Fernando'ya baktı. Bazı kapıları açtığımda hemen çığlıklar sesleri geliyordu ve hemen kapıyı kapatıyordu.

Fernando'nun yerine ben gidip resepsiyona sordum. Odanın numarasını söyleyince hemen Fernando'nun yanına koştum. Başka bir kapıyı açmak üzereyken hemen elini tuttum. Gözleri beni buldu.

"Hangi oda olduğunu biliyorum" dedim ve üçüncü kata çıktık.

Odaya geldiğimizde doktor karşımızda belirdi.

"Merhaba, biz uçak kazasının yakınlarıyız" dedim aceleyle.

"Ben de sizi bekliyordum." dedi doktor.

"Antonio nerede?" Fernando derin bir sesle söyledi. Sabırsızdı.

"Uçaktan 4 kişi hastanemize geldi. Bunlardan 3'ü ağır yaralı ve ameliyata alındı. Aralarında bir kız da vardı. Onu başka bir odaya aldık."

Marta'dan bahsediyordu. Doktorla beraber odaya girdik. Marta sedyede uzanmış tavana bakıyordu. Gözlerinin içi göle dönmüş ama yüzünde hiçbir akıntı yoktu. İki elleri üzerinde, öylece dalmıştı. Yüzünün bazı yerlerinde çizik ve yara vardı. Saçlarının arasından kan akmış ve izi kalmıştı.

Fernando yavaş adımlarla Marta'ya yaklaştı. Marta, Fernando'yu görünce yüzünden gözyaşları aktı. Güçlü bir kadının böyle ağladığını görmek beni de duygulandırdı.

Dudaklarını büzdü, "Fernando" deyip ağladı.

Fernando, "Şşş sakin, geçti" diyerek Marta'nın saçlarını okşadı. Gözlerim hemen Fernando'nun Marta'nın saçındaki ellerine gitti.

İSPANYA BEYEFENDİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin