• K.İ. | Bölüm 20 - Verilen Sözler

1.8K 78 7
                                    

Merhaaaaabaaaaa... Bomba gibi bir bölümle geldim. Ay çok mutluyum, gerçekten yazmak istediğim sahneleri yazmış olmak ve sizlerle paylaşmak çok güzel bir duygu.

Şimdiden oy vermeyi unutmayın sevgili okurlarım, sizleri seviyorum.

...Lorensi size keyifli okumalar diler...

Bölüm Yirmi - Verilen Sözler

Günlerin ardından bir ay geçmişti. Ömer Asaf bu bir ay içerisinde durmadan göreve gidip duruyor, hatta görüşmeye pek bir fırsat bulamıyorduk. Bende haliyle zamanımı hastanede geçiriyordum. Durmadan hasta bakıyor, Yusuf hocam ve Deha'yla ameliyathanelere girip çıkıyor, hastalara umut olmaya devam ediyorduk.

Peki bu bir ay içerisinde ne mi oldu?

Kız arkadaşım Akel'i tim ve kızlarla tanıştırdım. Tanışmak istediğini, onlarla arkadaş olmak istediğini söyleyince kıramadım. Böylelikle birlikte bir gün askeriyeye gittik ve hep beraber sabah kahvaltısı yaptık. Ömer Asaf ve tim, göreve giderken, biz de orman kenarında birlikte bir yürüyüş yapmıştık.

Time yeni gelen Teğmen Feyza'nın Ömer Asaf'a olan bakışları beni fazlasıyla rahatsız ediyordu. Ne kadar çok farkediyor olsam da, görmezden geliyor, katlanmaya çalışıyordum, çünkü o bir askerdi. Ayrıca ben ela gözlüme sonuna dek güveniyordum.

Ömer Asaf'la tam yedi aydır beraberdik. Yani tanışmamızın ardından yedi ay geçmişti. Yedi aydır güzel bir şekilde ilerleyen bir ilişkimiz vardı. Sürekli evlenmekten bahsediyor lakin bir türlü teklif etmiyordu bana. Üzülüyor muydum?

Sanırım evet...

Ben onunla vakit geçirmek, artık rahat rahat dolaşmak istiyordum. Yedi ay boyunca, onu ailemden sakladım. Sadece abim biliyordu o kadar. Ayrıca bu bir ay içerisinde abim kaçırıldığımı bile öğrenmişti. Geçenlerde, akşam saatlerinde çay içerken, annem yanlışlıkla ağzından kaçırmıştı. Abim başta bize sinirlenip, trip atsada onun gönlünü özür dileyerek almıştım.

Ve asıl o kaçırılmanın sonucunda aşkımı bulmuştum ben. İlk ve tek aşkımı. Asla ama asla vazgeçmeyecek olduğum ela gözlümü bulmuştum. Şimdi ise hastaneden çıkmış, Akel'in bana mesaj attığı kafeye doğru ilerliyordum.

Ömer Asaf' ın hal ve hareketlerinin değişiminin üzerinden bir hafta geçmişti. Bir hafta boyunca bambaşka biri var gibiydi karşımda. Gözlerime bakarken eskisi gibi gülmüyor sanki bir şeyin cevabını aramak ister gibi bakıyordu. Ona ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Tek isteğim benimle ilgili hiç bir sorunu olmaması. Ona yanlış davranışta bulunmamak ve kalbini kırmamaktı.

Akel ile konuşup, beni kafeye çağırmasının ardından, gitmek istemesem de biraz ısrarından dolayı vazgeçip, kabul etmiştim. Şuan konum atmış olduğu kafeye doğru yol almış, üstümdeki kalın kazak ve beyaz pantolonum ile dolunayın tepede yer aldığı karanlık göğün altında yürüyordum. Kızların da oraya geleceğini söylemişti. Ne kadar çok istemesem de gitmenin zararı olacağını düşünmüyordum. Evden de Akel'le bulaşacak olduğumu söyleyerek çıkmıştım. Kış ayına girecektik ve yağmur yavaş yavaş gün geçtikçe hızını azaltıyordu. Sonbahar ayını fazlasıyla seviyordum.

Çok geçmeden bizim eve yakın olan kafenin önüne varmam ile, içeride yanan ışıkların derecesinin az olması kaşlarımı çatmama neden oldu. Omzumda ki çantamla birlikte kafeye adımladım, yavaşça içeriye girip kapıyı kapadım. İçerisinin boş olması, ışıklardan tek bir ışığın açık olması beni biraz ürkütürken, "Akel!" diye seslendim etrafa. Ses gelmeyince bu sefer "Bahar!" diye sesimi yükselttim.

KURŞUN İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin