Biz geldikkk.
Bu kez oy ve yorum konusunda önceki bölümle kapışırız diye düşünüyorum, cömertliğiniz karşısında hayla şoktayım haylaaa ksjxndsmö
Seviyorum ulan! Oy da vermesen, yorum da yapmasan, seviyorum seni ♡
ﮩ٨ـﮩﮩ٨ـ♡ﮩ٨ـﮩﮩ٨ـ
Sabaha kadar uykuyla verdiğim mücadeleden vazgeçip erkenden kalktım ve kimseye görünmeden evden çıktım. Dün abimle bahçede yaptığımız konuşma, İnci denen kadının geçirdiği uyuşturucu krizi yüzünden yarım kalmıştı. Sümbül abla Mercan'ı oyalarken abim ve ben, İnci'yi sakinleştirmekle meşgul olmuştuk. Abimin söylediğine göre İnci tedavi olmak şöyle dursun, muayeneye gitmeyi bile reddediyordu ve bu yüzden kullandığı bir ilaç yoktu. İnci'yle ilgilenecek halde değildim çünkü öğrendiklerim yüzünden darmadağın bir haldeydim. O an aklıma ilk gelen şey Koray'ı aramak oldu. Koray'ın gelmesi ve sakinleştirici iğne yardımıyla İnci'yi etkisiz hale getirmesi biraz zaman almıştı. Gecenin geç saatlerine kadar İnci'nin savaş alanına çevirdiği salon ve mutfağı toparladık abilerimle birlikte. Giray ve Koray'ın da dediği gibi İnci hastaneye yatmalıydı. Sadece kendisine değil etrafına da zarar veriyordu. Üstelik evde küçük bir çocuk vardı. Mercan yaşında bir çocuk için annesini o halde görmek korkunç bir travmaydı, kesinlikle uzak tutulmalıydı.
Bütün gece düşündüğüm tek şey Mercan'dı. O da tıpkı benim gibi annesi tarafından yurda terkedilmiş, belki gelir umuduyla aylarca beklemişti. Bana göre Mercan biraz daha şanslıydı çünkü karşısına Serhat gibi biri değil, Giray çıkmıştı. Benim gibi kötü tecrübeler edinmeden kurtulmuştu yurttan. Üstelik annesi artık yanındaydı. Her ne kadar evladından sevgisini esirgeyen bir kadın olsa da annesiydi sonuçta. İnci kim bilir neler yaşamıştı da kendi çocuğundan nefret edecek hale gelmişti? Hiçbir anne günahsız, küçücük yavrusundan sebepsiz yere nefret etmezdi. Sağlıklı düşünemediği belliydi.
Acaba Mercan, annesiyle Giray'ın evlendiğinden haberdar mıydı? Abimin onun için nasıl bir fedakârlık yaptığını şimdi değil ama ileride mutlaka anlayacaktı. Sırf Mercan da benim gibi ziyan olmasın diye hiç tanımadığı, sevmediği bir kadınla evlenmişti abim. Bu yaptığıyla benim de gözümdeki perdeyi kaldırmıştı. Bana verdiği değeri ve çocukluğundan beri benim için yaptığı fedakârlıkları düşündüm sabaha kadar. Ömrünü bana adamıştı ama ben son zamanlarda yaptıklarımla onu çok üzmüştüm. Kendi kararlarımı alacak yaşa geldiğimi idrak etsin diye kırmıştım kalbini. Amacım değil ama uygulama şeklim yanlıştı.
Akademinin bahçesinde, bir ağacın dibinde oturmuş ders saatini bekliyordum. Çok erken saatte geldiğim için güvenlik beni içeri almak istememişti. Onlara Koray Soykan'ın kız kardeşi olduğumu söyleyerek kimliğimi gösterdim de öyle girebildim bahçeye. Koray bazen çok işe yarıyordu.
Neredeyse iki saattir aynı yerde oturuyordum, sırtım ağrımıştı. Çantamı yastık yaptım ve sırt üstü çimlere uzandım. İnsanlar yavaş yavaş bahçeyi doldurmaya başlamıştı ama ilk derse neredeyse yarım saat vardı. Tam karşımdaki dev binanın kapısının üzerindeki yazıya baktım bir kez daha. Kocaman harflerle YEGÂNE AKADEMİ yazıyordu. Daha önce sahibi olduğu hastanenin ismini düşününce bu pek Rüzgâr'lık bir isim değil gibi gelebilirdi ama aslında tam da Rüzgâr'lıktı. Benim için açtığını söylediği bir eğitim merkezine bundan daha uygun bir isim olamazdı. Ona da tıpkı abim gibi haksızlık ediyordum değil mi? Benim için yaptığı onca fedakârlığı göz ardı ederek Rüzgâr'ı da üzüyordum.
Başımın altındaki çantamdan gelen telefon sesiyle kalktım ve telefonu çıkardım hızlıca. Abim arıyordu, sanırım evde olmadığımı yeni fark etmişti. Yeşil tuşu kaydırıp açtım hemen. "Efendim abi?" Umarım haber vermeden çıktığım için bana kızmazdı. Artık onu kızdırmak ya da üzmek istemiyordum. Başında yeterince sorun vardı, bir de ben sorun çıkarırsam hayatı daha da çekilmez olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FÜG
Teen FictionFÜG SERİSİ Zihnimdeki Kaçış Yaralı bebek Uyanış 1. Kitap son güncelleme ˚₊· ͟͟͞͞➳❥ 14 ağustos 2024 . . . Bu kurgu tamamen bana aittir ve tüm hakları saklıdır. . . . Kapak: pinterestten alıntıdır.