Bölüm 25: Değişken Önder

                                    

                                          
BÖLÜM 25
▪──── ⚔ ────▪
DEĞİŞKEN ÖNDER
Samimi, küçük kahvaltımız bir anda savaş alanına dönmüştü. Fawn dev ve yuvarlak masanın bir ucunda dizlerini kendine çekmiş sessizce diğerlerini dinlerken Kairon, Nori ve Zaiden söyleniyordu. Evet, Zaiden saniyeler içinde iki defter sayfası harcamıştı. Sanırım oluşturduğum planı pek de mantıklı bulmamışlardı.
Kusursuz bir plan mıydı? Katiyen hayır. Peki ben planımın arkasında mıydım? Kesinlikle evet. Çünkü en mantıklı çözüm buydu.
Onlara güvenemeyiz.
Gözlerim Zaiden'ın son yazdığı cümlenin üzerinde şöyle bir dolaştı. ''Güvenmek zorunda değiliz. Anlaşma şartlarını karşılamaları yeterli.''
Başımıza gelen bunca şeyden sonra hala düşmanlarımızla anlaşma yapabileceğimizi mi düşünüyorsun?
''Bak,'' dedim biraz önce planımı anlatırken söylediklerimi tekrar ederek. ''Delhin ve Dane'i Ocreya yolculuğumuz sırasında da gördük. İkizler haydut olabilirler. İşlerinde fazlasıyla başarılı olabilirler. Ama hizmet etmeyi seçtikleri kişi artık aynı kişi değil. Miath'da, savaş sırasında Dane'in ne kadar aptalca şeyler söylediğini hatırlamıyor musun?''
Miath Krallığı'ndan kaçışımızda bunları düşünecek pek vaktim olmamıştı. Krallığın yıkılışının getirdiği dehşetle bir süre doğru düzgün düşünememiştim bile. Yaşananlar nefes almayı unutturacak kadar trajikti. Ancak sonrasında, olanları gözden geçirme fırsatım olmuştu. Şüpheli gördüğüm her şeyi zihnimden geçirmiş, olasılıkları tartmış ve bir sonuca varmıştım. 
Tam bir gerzek gibiydi.
''Çok konuşan bir gerzek. İşinde iyi olan tecrübeli biri asla o kadar detaylı konuşmazdı. Sarayı üstümüze yıkacaklarını söylediğinde ekibini değil, bizi uyarıyordu. Bize tünellerden bahseden de oydu. Böbürlenir gibi davranırken aslında bize bir çıkış yolu sunuyordu ve Ethel'a çaktırmadan ancak bu şekilde başarabilirdi bunu.''
Zaiden kısa bir süre duraksayıp masada oluşan sessizliği dinledi.
Dane ve Delhin'in bizim tarafımızda olduğunu söylüyorsun öyle mi?
Başımla onayladım.
Ama Ethel değil?
Kafamı iki yana salladım. ''Ethel hala Euria'ya hizmet ediyor. O iri yarı sevgilisi de aynı şekilde. Ancak Dane ve Delhin bizim tarafımızda. Eğer yardım istersek, bir şekilde onlara ulaşabilirsek destek çıkacaklarına şüphem yok. O zindanlarda nedense doğruyu söylediklerini hissetmiştim. Dane konuşurken tamamen dürüst davranıyor gibiydi. İçgüdülerim bu yönde.''
Bu çok uzak bir ihtimal Siyah Kuğu.
''Daha iyi bir fikrin var mı? Koca bir orduya savaş açmak yerine görevi içeriden halledeceğiz işte.''
''Benim oyum Saige'den yana,'' diye söze girdi Nori bir anda. ''Almamız gereken iki kişi var, bunun için iş birliği yapmak, içeri sızmaya çalışmaktan ya da kaba kuvvet uygulamaktan çok daha mantıklı.''
Zaiden ona ölümcül bir bakış attı. Nori bu görevi düşünürken abisinin güvenliğine öncelik veriyordu. İşin sonunda kimin ölüp kimin kalacağından ziyade abisine kavuşup kavuşamayacağını düşünerek plan yapıyordu. Onu suçlayamazdım çünkü onun yerinde olsam benim de yapacağım şey tam olarak bu olurdu. Önce sevdiğim insanı kurtarmaya odaklanırdım, müttefiklerimi korumaya değil.