"Beyefendi, polis çağırmak zorunda kalacağım." dedi o sırada doktor. Sinirlensem bile o an ona bir cevap verirsem biliyordum ki odağım bozulurdu. Odağım Üsteğmen olmak zorundaydı. Ona doğru bir adım daha attım.
Bir kez daha ona yaklaşmamam gerektiğini söylemişti. Ona doğru bir adım daha attığımda yerde bulduğu bir parçayı bana doğru fırlattı. Kollarımla kendimi savunabildiğim için, sadece ufak çizikler almıştım fakat canımı acıtmıyorlardı.
Yerden bir cam kesiği aldığında bu sefer bunu bana fırlatmamıştı. Sağ eliyle tuttuğu cama bastırdığında kendisine zarar vermeye kalmıştı. Ne olacağını umursamadan üzerine koştum. Onu duvara yaslayıp sert bir şekilde elindeki cam parçasını aldım. Acıyla inlediğinde elimden başka birşey gelmiyordu.
"Özür dilerim ama gözlerimin önünde kendine zarar vermene izin veremem." diye fısıldadım kulağına ancak o, büyük ihtimal ile bunu hatırlamayacaktı.
Bedeni bana doğru dönük olduğu için defalarca vurmuştu bana. Yaralı olan omzumdan dolayı yüzümü acıyla buruşturmak zorunda kalmıştım. Doktorların yanımıza geldiğini farkettiğimde Üsteğmen'i kendime çektim.
Her iki elini tuttum ve hareket edememesi için sertçe belinden kavradım. Gene de, bu hareketlerim ona zarar vermeyecek şekildeydi. Doktor elindeki iğneyi Üsteğmen'in boş bir anında koluna yapmıştı. Daha sonrasında da hızla geriye çekilmişti zaten.
Üsteğmen yarım saat daha bu hareketlerine devam etti fakat bu sefer ben tutuyor olduğum için hiçbir şey yapamamıştı.
O yarım saat boyunca bütün odak bizde olmuştu. Bir süre sonra sakinleri ve hareketleri durdu. O zaman bittiğini anladığımda onu kucağıma aldım. Sadece birkaç dakika içerisinde de gözleri tamamen kapandı. O zaman buradaki herkes, derin bir nefes almıştı.
"Boş bir odaya götürelim." dedi konuştuğum doktor. Dediğini kafamla onayladım ve onu takip etmeye başladım. Hemen yakınındaki bir odaya soktu beni. Üsteğmeni yatağın üzerine bıraktım ve battaniyeyi üzerine örttüm.
"Kelepçe takmamız daha uygun değil mi? Bizim canımıza gelen birşey yok fakat hem hastaya hem de size zarar veriyor ve belli ki siz daha büyük yara alıyorsunuz."
"Umurumda değil. Kelepçe takmanıza iznim yok. Kırdığı ne varsa parasını ben ödeyeceğim. Ona bu yaptığından hiç bir doktorunuz bahsetmeyecek." dedim. Üsteğmen'in yakını olarak ben sayıldığım için birşey diyememişti doktor.
Adam odadan çıkarken bir hemşire girdi odaya. Üsteğmenin sol elindeki yaraları tek tek temizledi. Sol elinde fazla birşey yoktu. Sağ elini de temizledikten sonra sarmak zorunda kalmıştı.
"Uzatın kolunuzu, sizin de yaranıza bakayım." dedi hemşire. Kafamla onayladım ve koltuğa oturdum. Kolumdaki yaraları temizledikten sonra omzumu açtı. Omzumdaki bandajları tek tek açtıktan sonra aynılarını yaptı ve tekrar sardı yarayı. "Geçmiş olsun." dediğinde kafamla onayladım ve odadan çıktı.
Gözlerim tekrar Üsteğmen'e döndü. Gitmekle gitmemek arasında kalıyordum. Uyandığında neden burada olduğunu ve ne olduğunu soracaktı. O zaman doktorlar elbette birşeyler söylemek zorunda olacaktı ve büyük ihtimalle beni de söyleyeceklerdi. En azından, bunları benim söylemem daha doğru olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASKER'İM
Teen FictionOnlar Fetih Tim'iydi ve artık bende bu tim'in içerisindeydim. Bu, öylesine toplanmış bir tim değildi. Gözlerimi açtığımda bir tekme daha yedim karnıma. Daha sonra bir tekme daha. Kan gelmeye başladı ağzımdan. Fetih Tim'inin bulunduğu odanın ortasına...
6. HİSLERİN BAŞLANGICI
En başından başla