Herkese merhabalar..
Bu bölümün yayınlanma tarihi öncelikle Pazar olarak belirlenmişti ama sonrasında bir takım sebeplerden ötürü Çarşamba olarak tarafımca güncellenmişti ama şimdi Pazartesi gecesi yayınlanıyor. Yani bu bölüm beklediğimizden erken mi geldi yoksa geç mi, emin değilim. Emin olduğum tek şey bir önceki bölüme yapmış olduğunuz yorumların ben çok mutlu ve bir o kadar da motive ettiği.
Bu bölümü de aynı oranda sevmenizi ve yorumlarınızı benden esirgememenizi dilerim.
İyi okumalar.
.................................................................
Kendisini saran kolların farkındaydı Asi ve elbette kokunun... Sabaha yakın yüzüne vuran nefesle uyandığında bile irkilmemişti Asi. Alaz buradaydı. Yatağın diğer tarafında yatmış sayılmazdı hayır aksine her ikisi de yatağın sağ yanını paylaşıyordu ve aynı yastığı. Hala uyku akan gözlerini bir iki kez kırpıştırmış ve Alaz'ın tüm yakınlıklarına rağmen yapmadığı şeyi yapıp kollarını adama dolamış ardından da başını adamın göğsüne düşürmüştü Uykunun kadını yeniden ele geçirmesi ilkinden çok daha kolay olmuştu ancak ikinci kez uykusundan uyandığında gözlerini açması daha zordu.
Hala kendisini hapsettiği kolların arasındaydı, ışığın farkındaydı ve sıcaktı. Üzerindeki ince, yıpranmış tişörte rağmen çok sıcaktı ancak Asi ne gözlerini açmak ne de kendisini sıkıca saran kolların arasından çıkmak istiyordu. Adamın göğsüne biraz daha sokulup, yanağını bir kedi gibi Alaz'ın tişörtüne sürdü.
"Uykucu, güzel bir kedi yavrusu." diye mırıldandı Alaz, sesi uykudan yeni uyanmış olmasının etkisiyle boğuklaşmıştı, bir eli usulca kadının saçlarında geziniyordu. "Günaydın."
Derin bir nefes doldurdu Asi ciğerlerine, ömrünce bu kollarda uyanmış gibi hissediyordu, bu onların rutinleriymiş gibi. "Günaydın." diye mırıldandı gözlerini ışığa alıştırmak için yavaşça açarken. Başını hafifçe geriye atıp adamla göz göze gelmeye çalıştı ama hem kendisini saran kollar o kadar sıkıydı hem de Asi'nin bulunduğu yerden başını kaldırmaya o kadar takati yoktu ki oldukları pozisyonda aralarındaki sessizlik bir süre devam etti.
Nihayet gözleri ışığa tamamen alıştığında ve Alaz'da artık Asi'nin yüzünü görmek ihtiyacı ile kollarını gevşettiğinde başını hafifçe geriye atıp bakışlarını sabitledi Asi.
"Günaydın." dedi bir kez daha uzanıp adamı öpmek istiyordu aslında ancak zaten yeterince yanlış bir halde olduklarının farkındaydı ve bir o kadar da doğru. Alaz ile aralarında şeye ad koymalarına gerek yoktu. Birlikteydiler.. Asi, bunun başka bir ihtimali içermediğini biliyordu ve adamında kendisi ile aynı yerde durduğunu farkındaydı ama yine de bir dur noktaları olması gerektiğini de biliyordu. "Malikanede kalacaksın sanıyordum."
Asi'nin dudaklarından soru işareti ile birlikte dökülen cümlesi ufak bir iç geçirtti Alaz'a.
"Oda çok küçüktü." dedi küçük bir çocuk gibi. Oysa buna tezat oluşturacak şekilde uyku mahmurluğundan boğuklaşmış sesi, kısılmış gözleri ve dağılmış saçları ile Asi'nin içini gıdıklıyordu. "Sonra basıktı, merdivenlerde çok dikti."
"Soysalan malikanesinin çatı katı küçük, basık ve merdivenleri dik bir odaydı öyle mi?" diye sordu kaşları hafifçe havalanırken. Birbirlerine o kadar yakın duruyorlardı ki konuştukça nefesleri tenlerini okşuyordu. Sağ eli uzanıp adamın şakaklarına dokundu. Sıcaktı ve Alaz'da terlemişti ama içinden bir yan adamın terlemesine sebep olan tek şeyin sıcak olmadığını biliyordu. Giderek büyüyen yoksunluk hissi adamı zorluyor olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yazılmamış Hikayeler
FanfictionYabani dizisinden tanıdığımız Asi ve Alaz'ın muhtemelen hiç yazılmayacak anlarına dair tek veya birkaç bölümden oluşacak hikayelerdir.