Ayağındaki topuklulara inat geceden ıslanmış kaldırımı hızlı adımlarla ezip geçiyordu.
Arabasını zorlukla bir boşluk bulduğu alt sokağa park etmiş ve tam on dakikadır durmadan koşuyordu.
Maç öğleden sonra saat üçteydi.
Ve üçe dakikalar kalmıştı.
Sabahın köründe uyanmış olmasına rağmen geç kalmış olması sinirini bozsada saatlerce uğraşmış olduğu kombininin güzel olması bütün sinirini alıp götürüyordu.
En sonunda stadın tam karşısına geldiğinde ise kapının önündeki insan kuyruğunu gördüğünde geri geri gitmek istedi ayakları ama o sırada stadın büyük kapısının hemen kenarında bekleyen Hakan'a ilişti gözleri.
Berra'nın kendini tanıması için sabah dediği gibi siyah bir deri ceket ve içinde de mor renkteki bir tshirt ile kendisini bekliyordu.
Küçük adımlarla sağa sola adımlar atarken karşıdan gelen kızı gördüğünde ise hemen tanımıştı genç adam.
Üç ay önce telefon ekranına dalıp gitmiş Çağan'a sataşmak için elinden telefonunu çekince ekranda gördüğü ve sayesinde bir yumruk yediği kız şimdi tam karşıdan ona doğru geliyordu.
Aklından geçen düşünceler ile gülümserken Çağan'dan yediği yumruğu anımsar gibi dudağının kenarını kaşımıştı fark etmeden.
Berra sonunda onu beklediğini düşündüğü kişinin yanına sık nefesleri ile geldiğinde genç oğlan gülümseyerek işaret parmağını uzattı.
''Berra?''
Soğuktan morarmaya yüz tutmuş dudaklarını zorlukla oynatarak sahte bir şekilde emin olmaya çalışır gibi sormuştu.
Gülerek elini uzattı ve adını dün öğrendiği kişinin o olması için içinden dualar etmeye başlamıştı bile.
''Sende Hakan olmalısın?''
''Evet,ta kendisiyim.''
Gözünü kırparak genç kızı onayladıktan hemen sonra Çağan'ın gözünü oyabileceği aklına gelir gelmez gülümsemesi yavaşça silinir gibi olmuştu.
Aklına gelen düşünceleri atmak için kafasını iki yana sallayarak elindeki telefonundan saate baktı ve hızla genç kıza doğru döndü.
''Lan.Maçın başlamasına 3 dakika kalmış.Koş,koş!''
Berra'nın bu ani tepkiye şaşırmaya bile vakti kalmadan dirseğinden sıkıca tutan bir elle dönen kapının hemen yan tarafındaki normal kapıda bekleyen güvenliğe doğru ilerlemeye başlamışlardı bile.
Dirseğindeki elin bir anda çekilmesi ile yine ne olduğunu anlayamazken güvenliğin açtığı kapıdan içeriye girmişlerdi.
''Kusura bakma.Ben şeyden yaptım yani.''
Hakan yaptığı salaklığa içinden söverken bir yandan da maçın başlangıcına yetişmeye daha doğrusu yetiştirmeye çalışıyordu.
En sonunda büyük bir kapının önüne geldiklerinde ise içerideki sesler buradan bile duyulur cinstendi.
Kapının iki yanında bekleyen uzun ve iri yarı iki adam kapıyı hiçbir şey sormadan açıp içeriye girmelerini sağladı.
Berra kapıdan içeriye ilk adımını attığında gördüğü kalabalık yüzünden donup kalmıştı resmen.
İnsanların çığlıkları birbirine girmiş ve büyük bir uğultu oluşturmuştu.Hiç görmediği,duymadığı bu kalabalık ve uğultular hem korkunç hem de güzel gelmişti genç kıza.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEPENTHE | Texting
Teen Fiction@Magazindetoksu yeni bir gönderi paylaştı. Şok! Şok! Şok! Genç basketbolcu Çağan Akın Arsal 8 ay önce yumruk yumruğa kavga ettiği takım arkadaşının eski sevgilisi ressam Berra Akça ile mi görüşüyor? Başarılı basketbolcu ve güzel ressam bir partide o...