otuz bir

3.2K 184 38
                                    

Yumduğum gözlerimi açmazken dikkatle kapıdaki sesleri dinliyordum. Gürültülülerdi. İşte şimdi Toprak'ın kapı önü muhabbetlerini neden sevmediğini çok iyi anlıyordum. Gidin artık! Diye bağıracak noktaya gelmiştim. Sessizce oflarken gözlerimi kapalı tutmaya devam ettim. Koray'ın gülen sesini duyduğumda sinirlerim daha da bozulmuştu. Daha ne kadar konuşacaklardı böyle?

En sonunda kapının kapanma sesini duyduğumda derin bir nefes aldım. Sessizlik. Yüzümde bir gülümseme belirirken duyduğum adım sesleriyle anında bastırdım gülümsememi. Tamam da...Şimdi ne yapacaktım? Sadece buraya kadar düşünmüştüm. İlerisi yoktu? Zihnimin içerisinde öylece donakalmıştım sanki. Ne yapacağımı bilemez bir durumdaydım.

Sırf İpar'ın yanında kalabilmek için uyuyor numarası yapmıştım. İpar'ın bile haberi yoktu. Bir an için, çok içten bir şekilde yanında kalmak istemiştim ve böyle bir çözüm bulmuştum. Burada kalmak istiyorum diyemezdim, kimse anlam veremezdi buna. Zaten yorgundum ve başımı koltuğa yasladığım anda uykum gelmişti. Bu sayede aklıma böyle bir fikir gelmişti ama şimdi ne yapacağımı bilmiyordum.

İpar'ın yaptığım bu küçük numarayı anlamasını istemiyordum. Bir anda gözlerimi açsam olmayacaktı, uyuma numarası yapmaya devam etsem hiç olmayacaktı. Öylece kalakalmıştım. İpar'ın onunla kalabilmek için uyuma numarası yaptığımı anlaması beni utandırırdı. Kaçışım yoktu, kesin anlayacaktı. Söz konusu İpar olduğunda benim ile ilgili bir şeyi anlamaması mümkün müydü sanki? Üstelik böyle çocukça bir şeyi...Oflamamak için zor tutuyordum kendimi.

Üzerimde hafif bir ağırlık hissettiğimde dahi aralamadım gözlerimi. İpar üzerime bir battaniye örtmüş olmalıydı. Her an orta yerimden çatlayabilirdim. Her zaman mantıklı düşünen yanım bir anda devre dışı kalmıştı. Ne yapacağımı bilemez hale gelmiştim. Numara yapmaya devam etsem olmayacaktı, yavaş yavaş uyanma numarası mı yapmalıydım acaba? "Aç gözlerini, gittiler." İpar'ın gülümseyen ses tonunu duyduğumda anında aralandı gözlerim.

Dudaklarım şaşkınlıkla aralanırken zihnimde alarm çalıyordu. "Uyuyordum!" Dedim hızlıca. "Sen battaniyeyi örtünce uyandım." Aptallığım yüzünden kendime kızma işini sonraya bırakıyordum. "İnanamıyorum sana," Dedi İpar kafasını onaylamazca iki yana sallarken. Hemen karşımda ayakta duruyordu. "Uyuma numarası mı yaptın sahiden?"

Dudaklarının arasından tatlı bir kahkaha dökülürken hızlıca hemen yanıma oturmuştu. Bir eli bacağımdaki yerini alırken hafifçe sıktı. Gülmeye devam ediyordu. Yüzüm daha fazla asılırken ona doğru döndüm. Göz gözeydik. "Ya İpar! Gülme!" Dedim huysuzca. "Tutamıyorum kendimi." Ses tonu öyle güzeldi ki, uzun bir süre sonra ilk defa böylesine içten kahkaha attığını görüyordum.

Bakışlarım önüme dönerken sessizce mırıldandım. "Duvar kemireceğim utancımdan." İpar'ın hala bana baktığını hissedebiliyordum. Ne bekliyordum ki? Nasıl olmuştu da anlamayacağını düşünmüştüm?Kötü bir şey mi yapmıştım ki? Sadece...Yanında olmak istemiştim ama bunu nasıl yapacağımı bilememiştim. Evet, aramızda samimi bir bağ olduğu herkes tarafından görülüyor olabilirdi belki ama bu samimiyet derecesi burada kalmak isteyeceğim kadar değildi kimsenin gözünde. Belki de eve gitmeliydim. Hem, İpar'a fikrini sormamıştım bile.

Ona dönerek hafifçe yanağına dokundum ve kafasını başka bir yana çevirmesini sağladım. "Bakma bana," Dedim sessizce. Beni dinlemedi, ellerini nazikçe çeneme yerleştirdi ve göz göze gelmemizi sağladı.

"Benden kaçmayacağını bilsem şu an seni öperdim." Dediğinde bakışlarımı kaçırdım. Bir şey söyleyemedim.

"Bir an mantıklı düşünemedim." Dedim kendimi açıklamak istercesine. "Sana sormaya da fırsatım olmadı. Eğer sabah erken kalkacaksan...Ya da ne bileyim. Gidebilirim." Şu an burada olduğuma inanamıyordum. İpar'ın evinde kalacaktım? Evet, daha önce de kalmıştım ama bu sefer farklıydı.

hiç söylenmemiş bir şarkı | gxg Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin