4. BİR, İKİ, ÜÇ...

69.7K 4.3K 1.3K
                                    







instagram; cordeleima & twitter; cordeleima

hepinizi, bolca konuşmak için özellikle twitter'a yani şu anki adı ile X'e beklerim. wattpad hesabımı da takibe alabilirsiniz, bölüm duyuruları için.

bol bol yorum yapıp yıldızı parlatırsanız sevinirim. destekleriniz için şimdiden teşekkür ederimmm ^^


4. BİR, İKİ, ÜÇ...


Dün gece.
Yemekten hemen sonrası.

Hayat, bizi istemediğimiz yollara sürüklerken kalbimizi acılara alıştırmak gerekir.

Vereceğimiz, kendimizden çok etrafımızdaki ailemizi düşünerek alacağımız kararlar için karşımızdakinin ne kadar ileri gideceğini hesaplamak gerekir ve ona göre hamleler yapmak, ilerde bir pişmanlık yaşamamak için ilk yapılan şey olmalıdır. Planlar kurulmalı, kendine bir yol çizilmeli ve ona uygun ilerlenmelidir. Çünkü geleceğe doğru bir adım atarken geçmişten yardım alınmazsa acıya mahkûm kalınır.

Selim Aker de geçmişinden yardım almamış ve acıya mahkûm kalmıştı.

Babasının, onun babasının ve hatta onun babasının da babasının, kısacası tüm ailesinin nasıl bir pisliğin içinde yaşadığını, daha çok küçük yaşlarında bile biliyor, bilemese bile hissediyordu. O, karanlık bir aileye doğmuş, ailenin gelecekteki karanlığını sırtlayacak o kişi olarak büyütülmüştü. Ama hiçbir zaman, hayatının hiçbir anında ailesinin karanlığını kendi kalbine sürmeyeceğine dair yeminler etmiş, Cansel ile tanışınca bu yemini onun için daha da büyük bir değere erişmişti.

Hatırlıyordu. Babasının ne kadar çaba sarf ettiğini, ilk oğlu doğduğu zaman ne kadar dil döktüğünü, ilk ikizleri olan Emre ve Emir doğduğu zaman ona sunduğu şartları hala hatırlıyordu. Onu yanına çekmek için tüm herkesin vermeyi kabul ettiği imtiyazların ne kadar büyük olduğunu da biliyordu.

Ama kabul edemezdi. Ailesini, biricik eşini, gözünün bebekleri olan çocuklarını, kendi büyüdüğü karanlığa yem edemezdi, en başında kıyamazdı.

Ama o onlara kıyamadığı için onun kızına kıymışlardı.

Kızının ne kadar kötü bir hayat yaşadığını tamamen öğrenmeye kalbi dayanmamıştı. Yanında büyüdüğü o adamın kim olduğunu ve nasıl bir namla dolaştığını biliyordu. Neler yapmış olabileceğini biliyor, eline verilen dosyayı okumaya korkuyordu. Kızından utanıyordu. Kızının yüzüne bakmaya utanıyordu. Onu senelerce öyle bir canavarla büyümeye mahkûm ettiği için utanıyor ve kendinden nefret ediyordu.

Kızının başına gelen her şeyden sorumluydu.

Zehirlenmiş bedeninden, karanlığa tutsak ruhundan, kırılmış güveninden özürler dilemek istiyor ama özürlerinin bir işe yaramayacağını biliyordu.

Elleri kolları bağlanmış şekilde oturmaktan nefret etse bile her şeyden önce asıl gerçekleri ortaya dökmesi gerektiğinden ötürüydü, o canavarı sağ bırakmış olması. Ona şimdiye kadar bir şey yapmamış olmasının tek bir sebebi vardı. Her şeyi ortaya dökmeden, intikam almadan o adam ölmeyecekti.

G ile sorulacak bir hesabı vardı. Bu hesabı çok ama çok yakında görecekti. Ve sonrasında kızını senelerce sevgiden mahrum bırakan o adamı acılara boğacaktı.

Kızının odasından çıkarken içi titriyordu. Onu bırakıp odasından çıkmak istemiyordu aslında ama aşağı inmesi ve ev ahalisine bazı şeyleri anlatması gerekiyordu. Oğullarını her zaman iyi birer insan olarak yetiştirmek için çabalamıştı ama şimdi, bu çabalarının bir hiç olduğunu fark ediyordu. Özellikle de büyük oğullarının Melis'e karşı olan tavırlarından ötürü çok sinirleniyordu.

KARMAŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin