Bölüm 19 - Yalanın Sesi ve Kokusu

2.6K 457 233
                                    

"Elbette. Ne istiyorsun?" Marlo çenesiyle komutanı işaret etti.

"Hayır."

"Söyleyeceği ne var bir dinleyelim Eira."

Kumandan Salvor, gülümsediğinde bir yılan gibi gözüktü gözüme. "Size zarar getirecek bir isteğim olmayacak, merak etmeyin," dedi. Korkunç sakinliğini de yanına alarak yerinden kalktı ve duvarın dibindeki masanın üstünde bulunan cam, süslü bir kavanozdan bal rengi içkiyi yine korkunç bir sakinlikle bardağına döktü.

Beklemek, görünmez elleriyle boğazımı sıkıyordu sanki. Sabırsızlıkla "Dileğiniz ne öyleyse, Kumandan Salvor?" diye sordum.

"Teslim olmalarını istiyorum..."

"Kesinlikle olmaz."

"Ancak..." diye sesini yükselterek ve benim sesimi bastırarak devam etti. Sözünü kestiğim için elbette öfkelenmişti. "Onlara bir zarar gelmeyecek." Doğrudan benimle konuşuyordu. "Buraya geç bir saatte vardınız ve biraz da gecenin karanlığından faydalanarak hiçbir probleme sebebiyet vermeden, bahçemdeki askerlere bile fark edilmeden geldiğiniz göz önünde bulundurulacak olursak, belli kişiler dışında hiç kimseye görünmediğinizi düşünüyorum. Konuyla ilgilenen herkese onların benim birliğim sayesinde yakalandığını söyleyeceğiz. Teslim olmadıklarını ancak yine benim emrimle buraya getirilmeye ikna edildiklerini düşündüreceğiz."

Asla işe yaramazdı. Sonuçta dindar insanlar, günahkâr olduğunu düşündükleri diğer insanlara acımazlardı. Sonuçta Nos'un öldürdüğü genç hala ölüydü ve Marlo da hala Nos'un tarafındaydı.

"Yine de onları öldürmek isteyecekler. Adaletin ancak böyle yerini bulacağını söyleyecekler. Hem Doğal Denge..."

"Doğal Denge'ye gerçekten inanıyor musunuz, Bayan Karlorian?"

Dişlerimi sıkmama engel olamıyordum. "İnanmıyorum."

"Ben de hiçbir zaman dindar birisi olmadım. Bu yüzden onları, yaptıkları yüzünden ölümle cezalandırmanın doğru olduğunu düşünmüyorum, hiç düşünmedim. Yalnızca tamamen suçsuz olmayan bir gencin ölümüyle hiçbir denge tamamen bozulmuş değil. Hiçbir zaman da bozulmayacak. İnsanların görüşlerine gelince... İnsanları bu konuda yatıştırmak ilk zamanlar olduğu kadar zor değil artık, o köprünün altından çok sular aktı. Bir başka Doğrucu bulduğumu, bulduğum Doğrucu'nun ismini onun güvenliği açısından veremeyeceğimi söyleyeceğim ama onun güvenilir olduğunu ve bu ikisinin sorgu sırasında gerçekten doğruyu söylediklerini iddia edeceğim. İsimleri tamamen aklanacak."

Marlo'nun kalbinin çatırtısını duyduğuma yemin edebilirdim.

Bir başka Doğrucu. Güvenilir bir Doğrucu.

Çünkü o uzun süredir güvenilir bir Doğrucu olarak kabul edilmiyordu. Ama bu plan işe yararsa insanların gözünde sadece yanlış anlaşılmış, güvenilir bir Doğrucu olacaktı.

İsimleri aklanacak, diyordu Kumandan çünkü insanlar ona gerçekten inanacaklardı. İsimleri aklanacak ve belki de bunlarca yıldır kaçmak zorunda bırakıldıkları ve haksız yere suçlandıkları için insanlar onlara acıyacaktı. İkisinin de son dileklerinden biri olurdu bu ama nihayet özgür olacaklardı. Marlo, bir Doğrucu olduğu ortaya çıkacak olsa da bununla yaşamayı öğrenebilirdi. Belki de ailesini Aldin'den şehre taşınmaya ikna ederdi. Lumi, Kuzton'daki beyaz renkli binalar arasında, diğer çocuklarla birlikte özgürce büyür, Sorin, o devasa kütüphanenin kendisinden bile daha sessiz olan köşelerinde en sevdiği kitapların arasında sık sık kaybolur ve Kai da hiç sahip olmadığı kadar çok yeni arkadaş edinirdi. Nos, belki de ünlü bir ressam olup çok ciddi iş teklifleri alır ve sevdiği işi yaparken resmetmek istediği her yere, ne kadar uzakta olursa olsun, seyahat edebilirdi. Öte yandan Kumandan Salvor, saygınlığına saygınlık katar ve insanlara başaramayacağı hiçbir şeyin olmadığı ve aslında her şeyin hep kontrolü altında olduğu izlenimini verirdi. Belki daha da güçlenir, himayesi altına alacağı daha fazla askere sahip olurdu. Ben de evime döner ve en başından beri planladığımız gibi kardeşimle anneme kavuşurdum. Bu, kulağa harika gelen hayali gelecekte minik bir pürüz vardı ve o minik pürüzü atlamayacaktım.

Gümüş YürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin