13

24.9K 2.5K 3.5K
                                    

Haiii, ben geldiiim.

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

Taehyung ile birlikteyken ilk sigaramı öksüre öksüre içmiştim. İçeceğimin çöpünü de sigara izmaritlerimizi de çöpe atmış ve sonra yeniden aynı yere oturmuştuk.

"Sana bir şey söyleyeceğim Jungkook." diyerek sessizliği bozduğunda başımı yavaşça ona doğru çevirdim.

"Tabii." diye mırıldandığımda gözlerini kısarak önüne bakmaya son verip bakışlarını bana döndürdü. "Çok güçlü birisin."

Ağzım bir karış aralanırken elimle göğsümü tutup, "Ben mi?" diye mırıldandım.

Başını ağır ağır beni onaylarcasına salladı. "Gerçekten güçlü biri olduğunu düşünüyorum." dediğinde seslice yutkunup başımı önüme düşürdüm.

"Aksine öyle değilim..." diye fısıltıyla karışık bir şekilde konuştum.

Elini çeneme doğru uzattı ve başımı kaldırmak için hamlede bulundu.

O sırada Minhye'nin tiz sesi kulaklarımda çınladı. "Taehyung, burada ne yapıyorsun?"

Taehyung hızla elini çenemden çekerken öksürerek boğazını temizledi. Ardından bana tek bir kelime etmeden oturduğu basamaktan kalktı.

Minhye'nin yanından rüzgar gibi esip geçerek içeriye girdi. Minhye yanıma gelip başıma dikildiğinde ben de yavaşça oturduğum yerden kalktım.

"Ne konuştunuz?!"

"Hiçbir şey." diyerek yanından geçtiğim gibi bilardo salonuna geri döndüm.

Bizimkiler hemen üstüme sinen sigara kokusunu almışlar ve onlara gerçeği söylemek zorunda kalmıştım.

"Biz diyoruz Taehyung'tan uzak dur, bu gidiyor Taehyung ile oturup sigara içiyor şaka gibi gerçekten." Jimin homurdanırken, Hoseok, "Jungkook sen sigara içmezdin ki ya." diye söylendi.

"Bir kereliğine içtim, bu kadar. Arkadaşlar lütfen üstüme gelmeyin..."

Hoseok ellerini iki yanında açarak bana sıkıca sarıldı. "Tamam üzümlü kekim tamam demiyoruz bir şey asma o minik suratını."

*

1 hafta sonra|

Minhye bugün okula gelmemişti. Bugün neredeyse bir ilk yaşanmıştı ve hiç kimse bana bulaşmamış, alay etmemişti.

Ama yine de beden derslerinde dışlanmaya devam ediyordum. Tenis oynayanlar da voleybol oynayanlar da beni takımlarına almıyordu.

Bu yüzden geçen sefer olduğu gibi onları izlemekle yetiniyordum. Aklıma en son beden dersinde soyunma odasına kilitlendiğim geldiğinde ellerimle dizlerimi sıvazlayarak derin nefes aldım.

Taehyung beden dersinde ön bahçedeki basketbol sahasında değildi.

Eve gitmişti belki de. Ama o bulduğu her fırsatta basketbol oynayan biriydi ve her beden dersinde mutlaka basketbol oynardı.

Yavaşça oturduğum yerden kalkıp okula girdim ve sınıfa çıktım. Onu en arka cam kenarındaki sırada bulduğumda yavaşça kapıyı çekip kapattım.

Taehyung başını kaldırırken aceleyle gözlerini sildi. Yüzü kıpkırmızı kesilmişti. Tanrım, ağlıyor muydu?

Bakışlarını bana çevirirken, "Çık dışarı!" diye bağırdığında istemsizce irkildim. "Sen... İyi misin?"

LOVIN A BOY • TAEKOOK  ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin