Yazım hatası varsa affedin düzeltmesini yapacağım.
İyi okumalar canlarım
Kalbin Gücü
20 yıl önce
Güneşli bir hava, ağaçların arasında güzel bir ses vardı. Güneş adeta etrafı sıcaklığıyla yakıp kavuruyordu. İnsanlar her ne kadar buna şikayet etsede balkonunda oyun oynayan küçük kız güneşi çok seviyordu.
Üstünde ince askılı beyaz bir elbisesi vardı. Daha beş yaşında olmasına rağmen beline kadar uzanan sarı düz saçları açık şekilde rüzgarda uçuşuyordu. Yeşil gözleriyle evlerinin ikinci katındaki balkonlarından oturdukları sokağı izliyordu. Güneş tam da yüzüne vuruyor küçük olan gözleri daha da kısılıyor neredeyse kapalı gözüküyordu.
Küçük boyuyla sandalyeye çıkmış, ayaklarını demirliklerden sarkıtarak ileri geri sallıyordu. Etrafına göz gezdiriyor, eğlenceli şeyler bulmaya çalışıyordu. Annesi şuan sandalyeye çıktığını görse ona çok kızardı. Çünkü balkondan düşme ihtimali yüksekti. Ama küçük kız söz dinlemez her zaman gizlice balkonda bu şekilde otururdu.
Canı sıkılıyordu, hem de çok fazla sıkılıyordu. Bir şeyler yapmak oyun oynamak istiyordu. Çok fazla arkadaşı yoktu. Kimseye doğru dürüst yaklaşmazdı. Etrafına baktı bir süre, belki yakınlarda birini görür ve arkadaş olurdu diye düşündü. Sağına baktı, soluna baktı. Ama sokak bomboştu. En son gözü bahçelerinde ki erik ağacına takıldı. Gözlerini oraya sabitledi ve ağacın altına bakmaya başladı.
Küçük kız hafifçe gülümsedi gördüğü şeyle. Çünkü bahçelerinde onun gibi küçük bir erkek çocuğu vardı. Yanındaki erik ağacına bakıyor, koparmaya çalışıyordu. Küçük kız düşündü. Belki de bahçelerindeki bu çocukla arkadaş olabilirdi. Onunla oyunlar oynar, eğlenirdi. Hemen sandalyeden kalkıp balkondan çıktı. Önce mutfağa gidip annesine baktı. Arkası dönük bir şeyler yapıyordu. Küçük kız annesine görünmeden yavaşça kapıyı açıp dikatlice merdivenlerden inip bahçeye çıktı.
Evin ön tarafında sağ kısımda olan erik ağacına doğru yürüdü. Gördüğü çocuk halâ ağaca bakıyordu. Küçük kız usulca çocuğun yanına yaklaştı.
"Canın erik mi istedi?"diye sordu çocuğa çekinmeden. Çocuk bakışlarını ağaçtan çekip kıza doğrulttu. Anlamsızca baktı küçük kıza. Henüz buraya yeni taşındıkları için kimseyi tanımıyordu. Küçük kıza kısılan gözlerle baktı. "Sen kimsin?"dedi kıza.
Kız eliyle evlerini işaret ederek "Burası bizim evimiz. Bak ağacın boyunun bittiği yerde bizim balkonumuz. Bu baktığın ağaçta bizim."diyerek ağacı gösterdi.
Çocuk kızın gösterdiği evin katına baktı. Küçük kız sayı saymayı bilmediği için ağaçla tarif etmişti evini. Çocuk okula yeni başladığı için kızın gösterdiği yerin ikinci kat olduğunu öğrenmişti. Kıza dönüp "Gösterdiğin yer ikinci kat oluyor bilmiyormusun?" Kız utançla başını eğip iki kolunu arkada birleştirdi. Uzun sarı saçları önüne düştü. Mahcup bir ifadeyle "Şey... ben henüz okula başlamadım o yüzden sayıları bilmiyorum."dedi.
Çocuk kızın utandığını anlamıştı. Henüz onu tanımadığı içinde üzmek yada yanlış bir şey demek istemiyordu. "Bende yeni öğrendim. Üzülme sende öğrenirsin."dedi ince çıkan sesiyle.
Kız kafasını kaldırıp gülümseyerek baktı çocuğa. "Sen bana öğretsene sayı saymayı. Hem sen benden büyüksün biliyorsun."diyerek teklif sundu çocuğa. Amacı onunla arkadaş olmaktı. Çünkü hiç arkadaşı yoktu ve karşısındaki çocuktan korkmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masum ve Suçlu
Teen FictionBu kitapta kimse masum değildi. Katilin tek bir amacı vardı? Peki ya neydi bu amacı? intikam mı? Peki masum insanlar Kurban mı ? Her şey karanlığa gömülmüştü. sırlar yalanlar gerçekler ve sevgiler. Bir suçlu hepsini yıkmıştı. İki komiser tek bir...