94.TAHT ve TAÇ

8.1K 1K 461
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, keyifli okumalar!

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, keyifli okumalar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şarkılar: Ellie Goulding - By The End Of The Night

Bölüm 94:TAHT ve TAÇ

"Huzur ve sessizlik biraz böyledir. Her zaman en şiddetli fırtınaların ve en korkunç acıların ardından gelir."

Ölümün adının anıldığı yerin, en çok umudun olduğu yer olması ne tuhaftı, değil mi?

Kalp umuda en yakın olduğu zaman, ölümün kalbe en yakın olduğu an oluyordu hep. Etrafım bir umut, bir çare arayan gözlerle doluyken ben ölümü hissediyordum artık.

Ruh Ağacı'nın dökülen yapraklarına, düşen meyvelerine ve artık sarkarak yerlere değmeye başlayan cansız dallarına bakarken umut etmekten çok uzaktaydım. Öyle ki çaresizlik koynumda uyuyor gibiydi. Ağaca her an biraz daha yaklaşırken artık ilk kraliçeden hiç ses yoktu. Artık büyükannemden hiç nefes yoktu. Ruh Ağacı onun ruhu tarafından terk edilmiş bir kovuk gibi kalmıştı ortada.

Burası bizim tapınağımız, burası bizim kutsalımız, burası ruhlarımızı dinlendirip yaralarımızı sardığımız o ev... Savaşçıların en çok koruması gereken yerlerden birisiydi ama başaramamıştık.

Ruh Ağacı'na bir damla Yılan kanı damlarsa ağaç kurur.

Böyle söylemişti Kuzgun, onunla ilk tanıştığım zamanlarda. Şimdi, binlerce, hatta milyonlarca damla akıtılmıştı ağacımıza. Çevremdeki ağlayan yüzleri izliyordum, elleriyle bu kanı temizlemeye çalışırken paçalarına kadar kana batmış insanlarımı görüyordum. Ben kazandığımız savaşın kaybını ilk defa bu kadar net görüyordum.

"Hala," dedi bir ses. "Hala, ne yapacağız?" Su'ydu konuşan. Ağacın yanından akıp giden şelaledeki suyu kullanarak ağacı temizlemeye çalışıyordu Benan hala ama başarılı olabildiğinde şüpheliydim. Bu kan lanetli gibiydi, bu kan suyu da kirletiyordu. Ellerde, yüzlerde kalıyordu. Yılan kanı mabedimizi kirletiyordu.

"Ağaç öldü," diye fısıldadığımda birden bütün gözler üzerime döndü. Ağlayan gözler durdu, sesler kesildi ve herkes bana döndü. Ağlayan gözlerin temsilcisi gözlerimdi. "Ruh Ağacı öldü."

"Hayır," dedi kadınlardan birisi. "Olamaz."

Yutkundum. "Bir şey... Bir şey yapmalıyız. Onu ayakta tutmak için en azından." Titreyen elim ağacı gösterdiğinde herkes birbirine baktı.

YILANLAR & SAVAŞÇILAR °VERA°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin