Paramparça bir kalp

En başından başla
                                    

Etkilenecekler buradan sonra okumasın, spoiler olmasın diye tam neyden etkilenebileceğinizi yazmıyorum bu yüzden bunu dikkate alıp okuyun ya da okumayın lütfen, teşekkürler ve iyi okumalar.

...

Bedenim sarsılamaya başladığında telaşla gözlerimi açmış ve gözlerim hemen kemerimi bağlamaya çalışan Taehyung ile buluşmuştu. Korkuyla elini tutmuştum. "Ne oluyor, korkuyorum." Etraftan çığlık sesleri yükselmeye başladığında Taehyung kemerimi bağlamış ve elleriyle kulaklarımı kapatmıştı ve kısaca 'Korma, bir şey yok.' demişti fakat kötü bir şey oluyordu.

Taehyung'un benden daha çok sarsıldığını fark ettiğimde kaşlarım çatılmıştı. Kemeri yoktu, kulağımdaki ellerini çektiğimde titreyen ellerimle kendi kemerimi çıkartmaya çalışmıştım fakat beni durdurmaya çalışan eller vardı. "Jeongguk kemerini çıkartma!" Sinirle ellerini itip ona baktığımda afalladığını anlamıştım. "Senin kemerin yokken ben neden kemer takayım söylesene!" Sinirle kemeri çıkarttığım sırada büyük bir sarsıntıyla kafamı cama vurmuştum. Taehyung hemen yanıma yaklaşıp beni kendine çektiği gibi kemerimi tekrardan takıp bana sarılmış ve başımdan öpmüştü. Korkuyla titreyen ellerimi beline sarmış ve sıkıca ceketini kavramıştım. "Korkuyorum." Saçlarımda eller dolanmaya başladığında gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı bile. "Ben yanındayım, gözlerini kapat ve bana sıkıca sarıl. Bir şey olmayacak sana söz veriyorum küçüğüm." Gözlerimi kapatmış ve dinmeyen çığlıkları göz ardı etmeye çalışıyordum. Bize bir şey olmayacaktı, ikimizde çıkacağız buradan.

Büyük bir sarsıntıyla çığlık atmış ve kollarımı daha da sıkmıştım fakat o an ayrılan bedenlerimiz ve başımda hissettiğim ani acıyla gözlerim kapanmıştı, ne olmuştu ve sıkıca sarıldığım beden neredeydi?

...

Gözlerimi açtığımda havada asılı olduğumu fark etmiştim. Elimi başıma çıkartmış ve alnıma götürdüğümde ıslaklık hissetmemle kanadığını anlamıştım. Etrafıma baktığımda üstümdeki camın kırık olduğunu gördüğümde kemerimi çıkartmış ve dizlerimin üstüne düşmüştüm. "Ne yapacağım ben.." Ağlamaklı konuşmuş ve dizlerimin üstünde ilerleyerek tam camın altına geçip ayağa kalmıştım. Her yer toz ve fazlasıyla sıkışıktı. Cama uzanmış ve tutunduğum gibi kendimi zorlukla yukarıya çektiğimde vagonu üstüne yığılmıştım.

Oturur pozisyona geldiğimde etrafıma şaşkınlıkla bakmıştım. Tren raylardan çıkmış ve yan yatmış bir vaziyette duruyordu. "Taehyung." Hıçkırıklarım arasında adını söylediğimde bir umutla etrafıma bakmıştım ama bir tek ses bile yoktu. "Taehyung.." Ağlamaya başladığımda acıyla ayağa kalmış ve vagonun üstünde ilerlerken ne yapacağımı bilmiyordum. Tekerlerklerin oraya geldiğimde yüksekliğe bakmış ve trenin tam ucuna oturup aşağı, yeni yeni tutmaya başlamış karların üstüne atlamıştım. "TAEHYUNG, TAEHYUNG SES VER BANA LÜTFEN."

Yere çömelmiş gelecek ufacık bir sesi dinlemeye çalışmıştım fakat hiçbir ses yoktu. Ayağa kalkmış vagonun biraz daha ilerisin ilerlerken bağırışlarım hiç kesilmiyordu. "Hadi ses ver bana yalvarırım." Yere eğilmiş çıktığım vagonun etrafındaki taşları etrafa atmaya başlamıştım. "Ses var ban sevgilim, sesini duymaya ihtiyacım var..." Ağlayarak çaresizce bir umut ses duymayı bekliyordum. Elimi sertçe yere vurmuş ve ismini sayıklayarak ağlamaya başlamıştım. "Koruyamadım seni, sözümü tutamadım... Yine beceremedim." Kendi kendime konuşurken duyduğum ses ile arkama dönmüştüm, Taehyung. "Çıkartın beni, yardım edin." Arkama dönüp dikkatlice sesin geldiği yöne ilerledim. "Taehyung! ses ver. Nerdesin?" Hıçkırıklarım arasında konuştuğum sırada yere çömelip boşluklardan içeri bakmaya çalıştım. "Çıkartın beni, ölmeye hazır değilim. Ölmek istemiyorum." Vagonun altındaki açıklıktan uzatılan kanlı eli gördüğümde hemen tutmuş, ağlayarak konuşmuştum. "Ölmeyeceksin söz veriyorum çıkartacağım seni. Korkma tamam mı? ben buradayım çıkartacağım şimdi seni."

"Jeongguk." Tuttuğum eli okşarken burnumu çekip kendime gelmeye çalışmıştım. "Efendim, buradayım. Çıkartıcağım seni, söyle bana nerelerin acıyor." Elimi sıkan eliyle yere uzanmış ve boşluktan içeriye bakmaya başlamıştım. "Her yerim. Gitme tamam mı?" Başımı olumsuz anlamda sallamıştım."Gitmiyorum, buradayım. Seni ben çıkartacağım ve acıyan her yerini bir bir öpeceğim." Elini yavaşça bırakmış ve etraftaki taşları atmaya başlamıştım. "Kurtaracağım seni." Elimdeki acıları umursamadan taşlardan kurtulmaya çalışıyordum. "Taehyung şimdi ben büyük taşları kaldıracağım ama korkma gitmiyorum tamam mı? Çıkman için bir alan oluşturacağım." Onlaylar şekilde mırıltılar geldiğinde ayağa kalmış ve vagonun düşmesini engellemeyecek taşlara bakınmıştım. Büyük bir taşı iki yanından tutmuş ve sertçe kendime çekmeye başlamıştım fakat gücüm yetmiyordu. "Taehyung biliyorum kötü durumdasın ama boştaki elinle içeriden hemen sağındaki taşı ittirebilir misin?" Kanlı elini içeriye çektiğinde içim cız etmişti. "Yapabilirim." İçeriden uygulanan baskıyla beraber ben de hemen taşı tüm gücümle kendime çekmeye başlamıştım. Taş zorla da olsa çıktığında arkaya doğru sendelenmiştim. Hemen ayağa kalkmış ve çıkarttığımız taşın yanındaki irili ufaklı taşları da çıkartmaya başlamıştım.

İçeri girebileceğim kadar boşluk oluşturduğumda yüzüstü yatmış ve içeriye doğru sürünerek girmiştim. "Şimdi ayağının üstüne düşmüş koltuğu olabildiğince havaya kaldıracağım ve sende hemen ayağını çekeceksin tamam mı?" Acılı bir ses tonuyla beni onayladığında koltuğu olabildiğince iyi kavramış ve üçten geriye saymaya başlamıştım. "3, 2, 1" Koltuğu büyük bir zorlukla az bile olsa hareket ettiridiğim sırada üstümüzdeki vagondan çıkan ses ile gözlerimi sıkıca kapatmıştım. "Jeongguk?" Gözlerimi hemen açmış ve başımı çevirip Taehyung'a bakmıştım. " Bir şey yok, hadi çıkartalım seni." Ayağına baktığımda koltuktan kurtardığını gördüğümde içimi bir huzur kaplamıştı. "Ayaklarından seni ittireceğim tamam mı?" Acıtmayacak şekilde ayaklarından ittirmeye başladığımdan o da sürünmeye başlamıştı. Yerde parçalanmış metal parçaları ve taşlar kollarımı ve bacaklarımı kesiyordu fakat bunu şu an sorun edecek durumda değilidim, zaten yeterince bitik haldeydim. "Çıkıyorum Gguk, az kaldı." Gülümseyerek ona baktığımda beline kadar çıkmış olduğunu gördüğümde kalan son gücümle onu ittirmiştim. "Çıkıyorsunuz bayım..."

Taehyung çıktığında bana doğru uzanıp elini uzattığında elini sıkıca tutmuştum. Gülümseyerek beni kendine çektiği sırada sağ kolum güneş ile buluştu fakat bütün bedenimi büyük bir acı ve karanlık kaplamıştı. Her şey bitmişti. Başarmıştım, sevdiğimi kurtarmak için ölümü göze almıştım. Sadece bir anlık bir acıydı ama eli elimdeyeken o acıyı bile hissetmedim.

Bizim aşkımızı bir tren enkazının bitireceğini kim bilebilirdi ki? Geride sadece birbirine kenetlenmiş, kanlar içinde olan bir çift el ve paramparça bir kalp kalmıştı.

Merhaba... Bu bölümü yazarken fazlasıyla üzülerek yazdım ama bu sonu hak edecek bir kitaptı bence.

Train Wreck en sevdiğim şarkılardan birisi ben de neden bu kitabımın sonu böyle olmasın dedim. Aslında araba kazası yapacaktım lakin araba çok klasik kalacaktı?

Bundan sonra bir bölüm daha var bitti diye hemen silmeyin kütüphanenizden lütfen:)

Umarım beğenerek okumuşsunuzdur çünkü ben çok severek yazdım bu kitabı, sizleri çok seviyorum sağlıcakla kalın...

Saudade -tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin