"Şimdi sana kendimi bir tanıtacağım siddin sene unutamayacaksın," elimdeki ayakkabıları kafasına kafasına fırlattım ancak tam bir profesyonel olarak kaçtım.
İçeriye adım atıp yanından geçerken kafasının arkasının arkasına vurdum. "Bu gulyabanin hesabını soracağım,"
"Ama,"
"Kes," üstüne tükürüp merdivenlere doğru yürüme başladım. Benim adım Mahira Ayazkan'sa abimden de Samet'ten de bu gulyabinin intikamını fena alacaktım. "Yanlış kişiye hata yaptın çocuk,"
"Volkan abinin," peşimden koşturup derdini anlatmaya kalktığında merdivenin başında durarak ayağımı koluna bastırıp yukarı çıkmasını engelledim.
"Uzun süre gözüme gözükme,"
Merdivenden paldır küldür çıkarken Sancak da sessiz kalarak arkamdan takip etmeye başladı. Kızlarla kaldığımız odanın önüne geldiğimde Sancak'a doğru döndüm ve odasını işaret ederek, "Camı kırıldı ya oda soğuk olacak nasıl kalacaksın?"
"Kırdın ya," diyerek hatırlatma yakıp cümlemle dalga geçti.
"Özür dilerim," diyerek mırıldandım ve suçlulukla ayaklarımla halıyla oynamaya başladım.
"Dileme," halime bakıp gülümsedi ve kalbim sıcacık oldu. "Çaresine bakarım."
"Aklım sende kalacak ama," diyerek itiraf ettim.
Sancak'ın yoğun bakışları gözlerime takıldı. "O güzel aklın bende kalmasın. Camın çerçevelerine yorgan çiviler hallederim." Arkamdaki odanın kapısını işaret etti ve kalın ses tonunda göğsümü eriten şefkatle, "Güzelce uyu Mahira uykunu alamadığında üşüyorsun ve bu şehir buz gibi hasta olmanı istemiyorum."
Sevmek tam olarak neydi? Birine güzel sözler söyleyip yanı başından ayrılmamak mıydı yoksa onun ihtiyaçlarını kendininkilerinin önüne koyup kendisinin bile fark etmediği, umursamadığı zayıflıklarını güçlendirmek miydi?
Sevgi tam olarak neydi? Birini sevmeyi düşünmek mi yoksa ona fark etmeden kapılmak mıydı?
"Yan odamda üşüme ihtimalini düşünerek uyuyamam," başımı iki yana salladım ve güzel düşüncelerine dürüstlükle cevap veremeden duramadım.
Merdivenin başında durduğu yerden yanıma gelmek için adım atacak gibi olduğunda kalbim sertçe gümledi. "Beni kendinden daha çok düşünürsen de ben uyuyamam,"
"O zaman bana söz vermelisin,"
"Ne istersen," dediğinde Sancak'ın da kalbinin zincirlerini serbest bıraktığını sözlerinden ve bakışlarından anlayabiliyordum.
Dudağımı ısırdım. "Eğer üşürsen ya Onur abiyle ya da aşağıya inip abimlerle kalacaksın."
"Söz Mahira,"
"O zaman odama geçiyorum," diyerek geri geri gidip kapının kulpunu tuttum ve el sallayarak, "İyi geceler,"
"İyi geceler Mahira,"
Bilerek yavaşça kulpu aşağıya doğru indirirken bıraksanız sabaha kadar burada durup saçmalasam bile konuşmaya devam ederdim fakat Sancak yol yorgunu olmakla birlikte abimlerle uğraştığı için bitkindi. Kapı aralandığında son kez el sallayıp içeri girdim ve kapıyı kapatır kapatmaz işaret parmağımı dudağıma bastırdım.
Tam da tahmin ettiğim gibi Ela ve Nur bağırmak için hazırlanırlarken işaretimi görünce ağızlarını kapatıp nefeslerini verdiler. Kulağımı kapıya yaslayıp yan odanın açılma kapanma sesini duyduktan sonra önüme döndüm ve gözlerimi belerterek, "Duydunuz mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıltepe Mahallesi
Teen Fiction*Abimin arkadaşı konulu mahalle kitabı "Ah be küçük kız. Beni peşinden koşturmayı çok seviyorsun," dediğinde soluklanmak için durduğu kısa saniyede kaslı göğsü sertçe yükseldi. "Koşma o zaman!" Aramızdaki mesafeyi tek adımıyla kapattığında belimin...
16 - ↱His Testi ↲
En başından başla