Selam 2.bölümle ben geldimmm
Hepinize keyifli okumalar diliyorum ♥️♥️ (Sorulardan sonra gelen kısmı okumayı unutmayın :) )
Dracules Nur'la ikimizinde mahalle kitabı var ve aramızda en hızlı kim bölüm atacak yarışına girdik. Kazananın ödülünü belirlemedik ama 1-0 öndeyim 🥳
Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum ✨
Uyduracağım yalanları kafamda sıralarken küçük adımlarla yanına doğru ilerledim. Yüzünde köşeye sıkışmamdan dolayı eğlenen bir ifade vardı. Sancak ağabeyle aramızda saygı sınırları olsa da birbirimize sataşmadan duramıyorduk. Daha çok ben ona sataşıyordum o da benimle uğraşıp duruyordu. Buna katlanmak zorunda kalıyordu da denebilirdi ancak böyle bulduğu küçük fırsatları gole çevirmeden geri kaçmıyordu.
Yüzümde sahte kızgınlıkla kollarımı göğsümde toparlayıp, "Başıma iş açtığımı nereden çıkarıyorsun?"
Uzun boyundan dolayı yüzlerimiz aynı hizaya gelsin diye eğilerek işaret parmağı ve orta parmağının arasıyla burnumu sıkıştırıp çekiştirdi. "Bana yalan mı söyleyeceksin Pinokyo?"
Eline vurup inkar etmek için geri çekildiğimde lafımı ağzıma tıktı. "Nur'la bir araya gelip böyle kaçıştığınıza göre," kaşları çatılıp gözleri arkamdaki bir noktaya döndüğünde sokağın başında duyulan adamların sesiyle dudağımı ısırdım.
Kelimenin tam anlamıyla sıçtın
Hadi ya!
Omzumun üzerinden sokağın başına baktığımda korumalardan biri beni işaret ediyordu. Sancak abi öfkeli bakışlarını adamlardan bana çevirerek kolumu tuttu. "O adam neden seni işaret ediyor Mahira? Yine ne yaptınız?!"
Başparmağımla işaret parmağımın ucunu göstererek masum masum sırıttım. "Birazcık kavga çıkarmış olabilirim?"
Sertçe, "Biraz ve sen?" dediğinde kelimelere yaptığı baskıdan ne kadar kızdığını anlayabiliyordum. Ela gözlerini ışıkta seçemediğim için kızgınlığının büyüklüğünü de anlamıyordum. "Siz o heriflerden kaçıyordunuz demek!"
Hala yerlerinde duran adamlara aldırmadan üzerimdeki kıyafetlere bakıp kaşlarını çattı. "Senin bu üzerindeki kıyafete ne demeli?"
"Ne varmış üzerimde?" aksi aksi konuşup kıyafetlerime döndüğümde sesimi kesmeye karar verdim. Koşuşturmadan dolayı eteğim giydiğim şort külotu bile aşmıştı ve çıplak bacaklarımın neredeyse tamamı ortadaydı.
"Sen bu haldeyken onlar da seni kovalayacak kadar cesurlar ha!" Üzerindeki ceketi çıkararak omuzlarıma bıraktı ve önümü kapattı.
"Açıklayabilirim," dediğimde attığı bakışla susmak zorunda kaldım. Giydiği gömleğin kollarını katlayarak dirseklerine kadar çekti. Kaldırdığı ağırlıkların maşallahı varmış belli ki kollarındaki kaslar sıktığı yumruğu yüzünden anında şişerken damarları sokak lambasının aydınlattığı kadarıyla gözlerime belirgin ve farklı göründü. En son ne zaman tişörtü olmadan gördüğümü geçmekle beraber dikkat ettiğimi hatırlamıyordum.
Kaldırdığı ağırlıkların mı yoksa Sancak'ın mı maşallahı var bilemeyeceğim Mahira.
Sus be edepsiz. O senin ağabeyin ağabeyin!
İç sesime haddini bildirmeyi bırakarak öfkeli yakışıklıya odaklandım. Öfkeyle öne çıkıp kaşlarını çattı. "Gelsinler bakalım akşamın bu saatinde seni kovalamak neymiş bir de bana anlatsınlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıltepe Mahallesi
Teen Fiction*Abimin arkadaşı konulu mahalle kitabı "Ah be küçük kız. Beni peşinden koşturmayı çok seviyorsun," dediğinde soluklanmak için durduğu kısa saniyede kaslı göğsü sertçe yükseldi. "Koşma o zaman!" Aramızdaki mesafeyi tek adımıyla kapattığında belimin...