❉ Yabani| Bölüm 27 ❉

71K 2.5K 261
                                    

''Beni kovdun, acaba yüzsüz gibi niye senin peşinde dolanayım?"

Yüzüme ciddiyet ile baktı.

''Sinirliydim, ve inan bana, sinirli olduğum halde sessiz kaldım, seni daha fazla kırardım, kendimi tutamasam. Kötülüğünü düşündüğümü zannediyorsun.''

Elimi göğsümde birleştirdim.

''Beni hala kırdığın için özür dilemedin.'' Ciddiyet ile ona bakarken, Şirvan sabır dileyerek baktı bana.

''Eğer özür dilemek isteseydim, bu teklif ile gelmezdim.''

Açıkça özür dilemeyeceğini belli ederken, öfke ile baktım ona. Ardından gözlerimi kıstım.

''Ben seninle bir yere gelmem. Uzak dur benden.'' Sesim, hırçın bir çocuğun ifadesini alırken Şirvan sabır diler gibi baktı bana.

''İşleri yokuşa sürmeyi fazlası ile seviyorsun.''

''Evet seviyorum, mutlu olmalısın artık benimle uğraşmak zorunda kalmayacaksın.''

Kaşları derince çatılırken, ağzından bir şeyler mırıldandı. Ardından bana doğru yürüdü. Kaşlarım onun gibi çatılırken, beni hızlıca omzuna un çuvalı gibi attı. Yaptığı bu hamle ile ağzımdan bir çığlık yükselirken, hiç zorlanmadan daireden çıkarttı beni.

Ağzımdan yine bir sürü çığlık yükselirken, kimse sesimden dolayı çıkmadan dairesine geçtik. Çiçek kapıyı açık bırakmıştı. Bu yüzden hemen geçebilmiştik.

Salona geçtiğimizde, Çiçek ve Hazar abiyi içeride gördüm. Ciddiyet ile konuşurlarken, bizi görmeleri ile duraksadılar, belli bir kısa süre. Beni bıraktığında ise Şirvan, öfke ile baktım.

''Biz arayı düzelttik. Yeni eve ihtiyaç yok. Siktir olup gidebilirsin, gözün burada kalmadan Mardin'e. Kız hala bana emanet.''

Dediği şey, kaşlarımın çatılmasına neden oldu.

''Bir de şizofrenik mi oldun Şirvan Aşiti? Daha özür dahi dilemedin.''

Şirvan sabır dilerken, bakışları Çiçek ve Hazar'a kaydı. Bir şey diyecekti ama duraksamıştı onlar yüzünden. O anda Çiçek anlamış gibi, Hazar'a döndü.

''Hazar, çok güzel kahve yaparım. Gelmek ister misin benimle? Aden, arkadaşınla konuşsun. Sen yine kardeşine ev bak, eğer konuşulduğu halde düzelmezse durum.''

Çiçek bastıra bastıra bunu söylerken, Şirvan Çiçek'e kötü kötü baktı. Çiçek ise onu takmamıştı.

''Konuşulmayı gerektirecek bir durum yok, Şirvan benim yakın arkadaşım ama onun sırtına da büyük bir yük bindiremem. Yine konuşsunlar ama, başka bir yer ile zaten anlaşmak üzereyim.''

Sesini ifadesiz tutuyordu Hazar. Ben ise bu duruma oldukça mutlu olmuştum. Sonunda, Hazar da durumun ciddiyetini anlamıştı. Yerinden kalkarken, bakışlarım kısa süreli oraya döndü. Gittiklerinde ise ardından yine Şirvan'a döndüm.

''Ne yapmaya çalışıyorsun acaba sen? İstediğin oluyor, bence arkana yaslan. Mutlu ol.''

Ciddiyet ile baktı. 

''İstediğim bu değil, uzatma!''

Sesi sinirli çıkarken, yine ritüelleşmiş bir şekilde bana doğru yürüdü.  

''Etrafında bir sürü tehlike varken, bu kadar rahat davranan birini ilk defa görüyorum. Başına kötü bir şey gelmemesi için uğraşan birine bu kadar kızgın olanı da.''

YABANİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin