❉ Yabani| Bölüm 20 ❉

73.7K 2.7K 113
                                    

Sorunu neydi bu kadının bilmiyorum. Bakışları arasında kahveleri pişirip kahve fincanlarını tepsiye koyarken ellerimin titremesine izin vermeden, onlara doğru yürüdüm.

Önlerinde hafifçe eğilip, almalarını sağlarken; beni bir kez daha süzdü.

"Saçların..." Dedi gözlerini bana çevirirken.

Bakışlarımı ben de ona çevirdim ne diyeceğini merak ederek.

Çiçek'e döndü. "İlk dışarı çıktığınızda Aden'in saçlarının rengini değiştirip bir ton koyuya boyuyorsunuz. Saçlarının bu rengi seni yaşlı gösteriyor ve yüzünün keskinliğini örtüyor."

Çiçek gülümserken, bana döndü. Özür diler gibi bakıyordu.

"Annemin moda evi var, daha önce de anlatmıştım sana. İşi zaten kadınlarla, sokakta geçen herhangi bir kadını durdurup;, eğer saçı ona uygun değilse ona söyler ve öneriler verir. Ya da kıyafeti biribiyle uyumlu değilse. Annemin mesleki tecrübelerinden kalma bir şey bu. Şu an seni derinlemesine izlemesinin sebeplerinden biri de bu."

Çiçek kendince, heyecan dolu bir açıklama yaparken Melek teyze hafifçe gülümsedi.

Sanırım alışmıştım gülmesine.

"Çok güzel bir kızsın. Sadece ufak tefek sorunların var. Kaş alımın çok yanlış mesela, yüzünde de ufak tefek de olsa kusurlar var ama asla halledilmeyecek gibi değiller. Bebek gibisin."

İltifatına utangaçlık ile karşılık verdim.

Demek ki bu yüzden beni geldiğimden bu yana böyle derinlemesine izliyordu. İltifatı ise beni biraz olsun mutlu etmişti. Zor beğenen bir kadın olduğu belliydi.

Hemen karşılarındaki koltuğa oturup yavaşça Melek teyzeye baktım. Zarif hareketlerle kahvesini içerken bakışları Çiçek'e döndü.

"Ne zamandır burada arkadaşın?"

Beni değil de Çiçek'i muhatabı yapması saçma gelmişti bana. Çünkü sorunun gizli öznesi bendim sonuçta. Direkt bana sormalıydı.

"Yeni tanıştık, ama çok iyi bir insan anne."

"Aslen nerelisin?" Diye sordu bu sefer bana ithafen. Gözleri gözlerimde perçinlenmişti.

"Mardin, ama İzmir de doğdum. Annem İzmirli."

Sonra dediğim şeyle pişman olmuştum. Çiçek beni tamamen Mardinli olarak biliyordu. İzmir'i nereden katmıştım ben?

Umarım Çiçek duymamıştı, aksi takdirde Hazar'ın sahte ailemiz hakkında söylediği tüm yalanlar ortaya çıkabilirdi.

Sakinliğimi korumaya çalıştım. Yüzümdeki endişeyi anlarlarsa sanki her şey darmadağın olacak gibi geliyordu bana.

Çiçek'e baktığımda hiçbir şeyin farkında olmadığını, hayran hayran annesini seyredişinden ne dediğimi duymadığını anladım.

İçimin burkulduğunu hissettim o an. Çiçek hep annesine böyle bakan bir çocukmuş eskiden. Onu çok özlediğinde, bilgisayar ekranından izlemekle yetinirmiş. Uzaktan.

Onunda hayatı benimkinden farksız değildi.

O da annesini sanki cam bir fanusun içindeymiş gibi dışarıdan bakarak izliyordu. Ben de annemle babamı toprak parçalarının mesafeler oluşturduğu o fanusta.

YABANİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin