Şömine

462 42 19
                                    

jeongin'den
Hyunjin ile eve girdik. Etrafa hayran hayran bakıyordu ve bu benim hoşuma gitmişti doğrusu.
Jeongin: Evi beğendin sanırım?
Hyunjin: Hm hm çok güzel
Jeongin: Şömineyi yakacağım sende otur istersen.
Hyunjin salonda oturmuş beni izlerken bende şömineyi yakacaktım ki odun olmadığını fark ettim.
Jeongin: Sikeyim böyle işi odun kalmamış.
Hyunjin: Gerilme bu kadar Ginnie. Ormandayız
Jeongin: Yani?
Hyunjin: Yanisi her yer odunla kaynıyor. Ben bir kaç tane alır gelirim.
Jeongin: Olmaz
Hyunjin: Nedenmiş peki?
Jeongin: Birincisi hava soğuk, ikinicisi sen burada kaybolursun.
Hyunjin: Abartma ginnie. Alt tarafı odun alıp geleceğim.
Jeongin:Tamam çok oyalanma. Bende bir şeyler hazırlarım. Telefonunu almayı da unutma.
Hyunjin: Tamam..
Hyunjin evden ayrılalı 18-19 dakika olmuştu ama hâlâ gelmemişti. Açıkçası endişelenmiştim çünkü onu da kaybetmek istemiyorum. Onu bulmak için evden çıktım. Elimde fenerle etrafa bakınıyor bir yandan da onu arıyordum ama ulaşılamıyordu. İstemsizce göz yaşlarım akarken, ağaçların arkasında birini gördüm. Hyunjin olduğunu ümit ederek oraya ilerledim. Tanrıya şükür ki Hyunjin'di.
Jeongin:neredesin sen? çok merak ettim
Hyunjin: Ginnie ağlıyor musun?
Jeongin: Sence şu an önemli olan bu mu?
Hyunjin: Evet.
Jeongin: Seni merak ettim çünkü Hyunjin. 20 dakika geçmesine rağmen eve gelmedin. Saat nerdeyse 12 olacak. Burası sana göre vahşi. Ya sana bir şey olsaydı?
Hyunjin: Sakin ol Ginnie ben iyiyim. Ayrıca neden bu kadar endişelendin. Sabah beni yanından kovmak istiyordun resmen.
Jeongin: Uykum vardı. Ayrıca sen benim arkadaşımsın. Tabii ki endişeleneceğim.
Hyunjin: arkadaş..
Jeongin: Ne dedin? anlayamadım
Hyunjin: Üşüdüm eve geçebilir miyiz?
Jeongin: Gel hadi.
Eve geçince şömineyi yaktım ve Hyunjin ile karşılıklı koltuklara oturduk. İkimiz de konuşmuyorduk.. Daha sonra aklıma çay yaptığım geldi. O anlık panikle her şeyi olduğu gibi bırakıp evden çıktığım için çay içmeye vakit bulamamıştım.
Jeongin:Çay yaptım Hyun. İster misin?
Hyunjin: Olur içerim.
Jeongin: Getiriyorum.
Çayı Hyunjin'e verdikten sonra yerime geri oturdum. Ortam o kadar sessizdi ki odunun yanma sesi duyuluyordu. O sırada köpek havladı ve Hyunjin korkuyla elindeki çayı üzerine döktü.
hyunjin'den
Hyunjin: HAY SİKEYİM!
Jeongin: Hyun biraz daha dikkatli olman gerek. Çıkar şu üzerindekini. Ben de sana krem getireyim.
Jeongin'in lafını ikiletmeden kazağımı çıkardım. Vücudum yanıyordu ve çok canım acıyordu. Jeongin elindeki kremle koşar adımlara merdivenleri indi ve yanıma geldi.
Jeongin: Şimdi biraz canın acıyacak ama emin ol yarına daha iyi olacaksın
Bir şey demeden Jeongin'in kremi sürmesine izin verdim. Birbirimize çok yakındık ve ben heyecanlanıyordum. Gözümü bir an olsun ondan çekmedim. Kafasını kaldırınca burun buruna geldik. Nefesini yüzümde hissediyordum ve o da kendini geri çekmiyordu. Bir şey demeden kafasını çevirdi ve yanımdan kalktı.
Jeongin: Film izlemek ister misin?
Hyunjin: Olur izleyelim.
Jeongin: Mısır patlatacağım dikkat et kendine yine bir şey olmasın
Hyunjin: Merak etme sadece oturup seni bekleyeceğim.
Jeongin mutfağa geçtikten sonra telefonuma mesaj geldi. Han Jisung'dan 1 yeni mesaj
Jisung:
Selam Hyunjin. Müsait misin?
Hyunjin:
Jeongin ileyim neden sordun?
Jisung:
Hyunjin sana onun hakkında söylemem gereken şeyler var. Lütfen yarın görüşelim.
Hyunjin:
Maalesef hyung. Yarın jeongin ile vakit geçireceğiz. Bu kadar önemli olan ne?
Jisung:
Emin ol buradan anlatabileceğim bir şey değil. Her neyse iyi akşamlar
Hyunjin:
Sana da hyung
mesajlaşma bitti
Jeongin elinde mısır ve kolayla geldi. Bende refleks olarak telefonumu saklama gereği duydum.
Jeongin: Kiminle konuşuyordun Hyun?
Jeongin: Neden cevap vermiyorsun?
*************************************************
19.12.21
Fikirlerinizi merak ediyorum. Sizce nasıl gidiyor?

bad ideaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin