"Üç tane bira söylüyorum." dedi Osman abi, parmağımı kaldırdım ama saniyesinde güçlü bir el tarafından indirdildi.
"Bir de enerji içeceği söyle." dedi Efes, oh çok şükür meyve suyu klasiğine girmemiştik. L koltukta Efes'e en yakın oturan bendim. Bu yüzden biraz daha yaklaştım sıcak vücuduna.
Bugün her zamankinden farklı olarak siyah bir gömlek, altına da siyah pantolon giymişti. Sağ ayak bileğini, sol dizinin üstüne koymuştu. Daha da bir yakışıklı duruyordu, özellikle pantolonun üzerinden belli olan aleti bana geçen gün yaşadığımız şeyi hatırlatıyordu.
"Geçen gün yarışa gittin mi?" diye sorduğumda birkaç saniye duraksadı ama ardından kafasını olumlu anlamda salladı, kenarda duran çerezden iki tane ağzına attı.
"Sende mi yarıştın?" diye sordum, boyu oturduğunda bile benden uzun olduğu için kafamı kaldırıp konuşuyordum.
"Yok, biraz geciktiğim için benim sıramı başkası aldı." bir şey daha soracakken barda çalışan çocuğun içkileri getirmesi ile konu dağılmıştı, çocuğa yapmacık bir şekilde gülümseyip birasını eline aldı. Ben de bir büyük bardağa doldurulmuş enerji içeceğimi alıp bir yudum aldım.
"Efes mi bu?" diye sordu daha birayı içmeden. Çocuk abim ve Osman'a birasını uzatırken kafasını Efes'e çevirdi.
"Yok abi Tuborg." diye mırıldandı, Efes yüzünü buruşturup birayı geri uzattı.
"Bana Efes getirir misin?"
"Abi valla Efes kalmamış." dedi mahçup çıkan sesiyle.
"Koskoca mekanda bir Efes bira yok mu yani?" diye şaşkınlık ve sinirle sordu Efes. Gözlerimi devirdim, ağzına başka içki almıyordu resmen. En azından biralardan.
"Yok abi."
"Tamam gülüm git sen." dedi abim, konunun uzayacağını anladığında. Efes elinde ki birayı çocuğun gözlerinin içine bakarak geri tepsiye bıraktı.
Çocuk giderken arkasından ters ters bakıyordu, sanki kendisine küfür etmişti. Sırıttım.
"Bir keyif yapalım dedik burnumuzdan geldi." dedi bakışlarını bana çevirdiğinde güldüğümü görünce elini belime doğru attı ve tişörtün içine soktu elini.
"Gülme, barın tuvaletinde ağlatana kadar sikerim seni." diye mırıldandı kulağıma doğru. Söylediği şeyle içim titremişti.
"Gülmek istiyorum." sırtımı okşadı.
"Yapma." diye mırıldandı.
"Rüzgar bugün geldin diye Efes yanına kız almadı, ne güzel önümde yiyişiyorlardı canlı porno izliyordum." dedi Osman abi birden patavatsız bir tavırla. Kaşlarımı çattım ve sırtımda dolanan elden kurtulmak için öne doğru ittim kendimi.
"Osman..." diye sinirle mırıldandı Efes, elini çekmek zorunda kalmıştı. Osman abi ise pis pis sırıtıyordu.
"Sevgilim..." sadece benim duyabileceğim şekilde bana yaklaştı, "yalan söylüyor, sevgili olduğumuzdan beri kimseye dokunmadım."
Ona inanmak istiyordum.
"Efes biranın üzerine yemin et." diye sordum, 'haydaaa' diye baktı yüzüme. Omuz silktim. "Yemin et."
Derin bir nefes aldı.
"Bir daha Efes bira içmeyeyim ki yemin ederim." hah şimdi olmuştu.
Efes'e sıkı sıkı sarılıp etrafıma bakındım, herkes kendi halinde takılıyordu ama tabi ki abim ve Osman abi sevgilileri olmasına rağmen başka kızlara bakıp göz kırpmayı ihmal etmiyorlardı.
"İyi ki sen onlar gibi değilsin." dedim Efes daha sormadan neyi kastettiğimi anlamıştı.
"17 yıldır başımda bir bela var, olamıyorum." benim enerj içeceğimden iki yudum alıp geri bana uzattı.
"Oh iyi olmuş."
Bakışlarım mekanın girişine kaydığında orada duran tanıdık beden ile kaşlarım çatıldı, Ares.
Işıltılı ortamda rüzgar ve karanlık hissi yaratan bedeni ve bakışları ile bizim olduğumuz tarafa bakıyordu. İçeri girmek ile girmemek arasında gidip geldi, gözlerini benden ayırmadan bekledi.
Bir garson ona bira götürdüğünde bakışlarını yana doğru çevirmişti, ona da gözlerini göstermek istemiyor gibiydi. Birayı alıp para uzattı ve ardından nazikçe gülümseyip dışarı çıktı.
Neden mekana girmiyordu?
Onu gördüğümde masallar âleminde gibi hissediyordum. Saatlerce onu izlemek, günlerce en sevdiğin müziği dinlemeye bedeldi sanırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFES
Teen Fiction[TAMAMLANDI] Abimin arkadaşına saplantılı bir şekilde bağlanmak mı?