Skillet, Monster
1.
KARINCA'NIN HAYAT ÇİZGİSİ
"Zamanın sonsuzluğuna güvenme, sahip olduğun güce aldanma."
Sonsuzlukla cezalandırılan bir insanın gücü de sonsuzdur. Sonsuz güç bir mükafat gibi gözükse de eline geçirdiği insanı öldürür.
Karşımda bana bakan gözler, bir insanın gözleri olamazdı. Bir insan bu kadar acımasızca bakamazdı. Karşımda bana bakan gözler, bir zamanlar sevdiğim bir insana ait gözler olamazdı.
Kanın akarak zeminde bıraktığı ses, kulaklarımın uğuldamasını sağlarken dudaklarımdan kan süzüldü. Kan yutuyordum, kan kokuyordum, kana susuyordum.
"Tam dört asır sonra, sevgili küçük Mina." dedi Merih. Ardından dizleri üzerine çöktü. "İlk gerçek savaşı sen başlattın. Ve bu az kalsın canına mâl olacaktı." şamdanı hızlıca kalbimden çeksem de ellerim benim kontrolümde değildi. Vücudum titriyordu, gözlerim bulanık görüyor, kalbim tekliyordu. Dizlerimin üzerine çöktüm ve başımı zorlukla da olsa geriye, annemin cansız bedeninin uzandığı zemine çevirdim. Kanlar içerisindeydi. Boynundan akan kanların arasında dehşetle sonuna kadar açmış olduğu gözleriyle yatıyordu. Boğazımdan acı dolu bir ses yükseldi.
"Ama artık eminim." gözlerimi tekrar Merih'e çevirmedim. Neyden emindi? Ölecek miydi, ölecek miydim? Hiçbirinin bir önemi yoktu şu anda. Zaman sanki havada asılı kalmış gibiydi. Kalbimin üzerinde hiçbir zaman geçiremeyeceğim bir boşluk oluştu.
"Annemi ölürdün." her şeyi baştan yaşadım. Tüm olanlar, bıçağın annemin boğazının üzerinden kayışı, dökülen kanlar... Birer birer önümden geçti. Zihnimle oynuyordu. Bana acı çektirmek istiyordu ki tüm gücü onun eline bırakayım. Canımı yakmak istiyordu.
"Mina." Kunter'in acı dolu sesi kulaklarıma dolduğunda başımı ona çevirmedim. Kalbimin üzerindeki acıyı hissetmiyordum bile. Sadece ruhum acıyordu.
Seni bir daha göremeyecek miyim?
"Yalan söyledim, de Merih." burnumu çektim ama ağlamıyordum bile. "Kontrolünü kaybetmen için yaptım, yalan söyledim de. Annen yaşayacak, de."
"Eğer yalanlara inanmak istersen," hırıltırlı sesi aniden kesildi, duraksadı ve öksürdü. Onun hali benden daha kötüydü. Ben ölmüyordum ama o sanki ölümden önce son anlarını yaşıyor gibi kıvranıyordu. Acı içindeydi. "Sana o yalanları söylerim Mina ama uyandığında alacağın haber, inanmak istemediğin gerçekleri tokat gibi yüzüne çarpacak."
"Kes sesini, puşt." Kunter ayağını Merih'in siyah sırtına koyduktan sonra tüm gücüyle kalbine sapladığı şamdanı çekti ve kenara fırlatarak yerde duran torbayı eline aldı. Gözleri tekrar beni bulduğunda ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.
Yas mı tutmalıydım, bir çözüm yolu mu bulmalıydım? Yavaşça bu dünyadan koptuğumu hissettim. Kulağıma uzaktan telefon sesi dolduğunda yer titredi. "Mina," Kunter ellerini yüzümün iki yanına koydu ve gözlerimizi birleştirdi ama onu net göremeyecek kadar kontrolü elimden kaybetmiştim. "Bak bana, sakın uyanma. Duydun mu? Eğer uyanırsan hiçbir şey yapamayız. Burada kalmalısın."
"Yaralıyım." diye fısıldadım ama bu benim kurmak istediğim cümle değildi. "Gücüm kalmadı."
Gözlerini bir çözüm yolu arar gibi etrafta gezdirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH CİNAYETLERİ
Fantasy| Wattys2021 KORKU ve EN YARATICI HİKAYE Kazananı | "Uyu küçük Mina. Uyandığında gündüzün, kabusun olacak." "Cennetten kovulmadan önce 19 Büyük Şeytan, insanların rüyalarında yaşıyordu." İçlerindeki sönmez intikam ateşi ve kötülük, büyük bir savaş b...