27-ÖLÜNCE SEVEMEZSEM SENİ

125K 5K 5.3K
                                    

Bu arada instagram hesabı açtım. @pekbiafiliyalnızlık gelin takipleşelim. Alıntılar paylaşacağım. Sohbet eder, eğleniriz kız. 

Toprağından dönsün yüzüm, ölünce sevemezsem seni

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Toprağından dönsün yüzüm, ölünce sevemezsem seni...

Ölüm...

Bu dört harfli kısa kelime, belki de dünyanın en soğuk ve en ürpertici kelimesiydi. Kaç nefesten ibaretti ve ya kaç göz açıp kapamaktı bilinmez ama insanoğluna göre her daim erken, her daim vakitsizdi. Kimileri ölümü kendi çağırır, kimileri ise ölümden kaçarken onun kucağına atılırdı. Öyle ya da böyle bir hayatın sonu demekti bu kısa kelime.

Çok acımasızdı işte, ben bu soğuk kelimeyle henüz çocukken tanışmıştım. Annem kanserdi, gençti henüz. Çok gençti. O güzel yüzü, ve ışıltılı gözleri her daim parlardı. Annemi son gördüğüm an bile bana tebessüm etmişti. Aklıma kazdığım o resim tam kalbimde, ruhumda en derinlerimde.

Kaybetmek çok zordu, bunun ardından dayanmak, hayatta kalmaya çalışmak çok... Çok zordu. Mesela ilk başlarda nefes almak size o kadar anlamsız gelir ki, nedenini sorgularsınız. Tam kalbinizde kocaman bir ağrı meydana gelir. Yutkunamazsınız, korkmazsınız ama bu acıdan, çünkü artık yaşamanın sizin için pek de anlamı yoktur.

Ölsem de olur artık dersiniz.

Peki Ali de şimdi bunu diyor muydu?

Onu son kez görmek isteyecek miydi?

Buz gibi olmuş vücuduna elini sürecek, o oynamayı çok sevdiği saçlarını yine onu gıcık etmek için geriye itecek miydi?  Selim bu sefer 'Ya abi yapma ayar oluyorum.' Diyebilecek miydi?

Elinde tuttuğu kahverengi kürekle kardeşinin mezarına toprak atacak mıydı?

Selim'den sonra hayatta kalabilecek miydi?

Yanımda duran acıdan kavrulan adama sıkıca sarıldım, bu sefer ben çektim onun başını göğsüme. İkimizde ağlıyorduk evet söz vermiştim, güçlü duracak, ağlamayacaktım. Ama ben korkuyordum ki, çok korkuyordum hem de.

Gözyaşlarım ince ince süzüldü yanaklarıma. Ali'nin saçlarını okşuyordum.

''Halide.'' dedi tüm çaresizliğinin arasından zar zor. Ellerimin arasına aldım sevdiğim yüzünü, ilk defa bu kadar dağılmıştı, en kötü günüydü bugün belki de.

''Selim ölürse... Ben yaş- yaşayamam.''

Ağlamamak için direniyordu, sesi her harfte titrerken canının yandığını biliyordum. 

''Allah belamı versin. Tanıyamadım ben onu, gözümün önünde eriyip giderken fark edemedim! Gözlerime derin derin bakarken görmedim ben onu! Yıllarca ulan, yıllarca öyle acıdı ki canım, her gece kabuslardan adını haykırarak uyandım... Selim benim her şeyimdi Halide... Şimdi ben her şeyimi kaybedersem eğer, ben öl-''

ZORA SARILDIK/TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin