Hani demiş ya Sezen Aksu 'Alışır her insan alışır zamanla, kırılıp incinmeye. Çünkü olağan yıkılıp yıkılıp, Yeniden ayağa kalkmak...' Ben şimdi bu iki yaralı kardeşin gözlerimin önünde yaşadıkları her şeye rağmen yeniden ayağa kalkmalarına şahit oluyorum, gözlerimden firar eden yaşlarla.
Artık onlar birbirlerini hiçbir zaman bırakmayacaklarını söylerken hayata karşı da 'Hadi gelin üstüme korkmuyorum.' demişlerdi aslında.
Bundan sonra ne olursa olsun, başlarına ne gelirse gelsin ayrılmayacaklardı, birbirlerini geç bulmuşlardı ve kaybetmeye de hiç niyetli değillerdi.
Ölüm denen dört harfli, sonsuz ayrılık umarım bulmazdı onları. Çünkü bu iki kardeşin daha hikayesi yeni başlıyordu. Açtıkları beyaz sayfanın hızlıca siyaha bürünmesiydi son arzum.
Ali kolunu kardeşinin boynuna dolayıp kendine çekti. Selim'de abisinin kolunun altında olmaktan duyduğu mutlulukla kolunu abisine doladı.
''Şimdi siz 0 kardeşsiniz dimi abicim?''
''Yok Fırat, Q anasını satayım!''
''Ne bileyim ulan, herif üzülmesin diye ağzımızı açıp soramadık bir şey.''
Ali, Selim'e baktı. Yüzüne uzun zamandır görmediğim candan bir gülümseme koydu. ''Kardeşiz Fırat, Selim'le ben kardeşiz.''
Selim bıyık altından gülümserken Ali'nin bu sözlerinin çok hoşuna gittiğini biliyordum. Alphan omzuna vurdu Selim'in.
''O zaman artık bizim de kardeşimizsin.''
''Önceden değil miydim sanki?''
''Öyleydin,'' dedi Alphan, ''Şimdi ölüme kadar beraberiz koçum. Kardeşim diyorsak anca ölüm ayırır bizi.''
Selim'in bakışları durgunlaştığında içli bir nefes verdi. Biliyordum ki şimdi en büyük isteğiydi yaşamak...
Havaalanından çıktık, artık evlere dağılma vaktiydi. Ben Ali'nin yüzündeki gülümsemeyi izlemekten uzak kalacağım için üzülsem de, kardeşiyle vakit geçirmesini gerektiğini biliyordum.
Yılların birikimi vardı, ya her şeyi konuşacaklardı ya da susup yeniden başlayacaklardı. Geçmişi temizlemeden geleceğe adım atmak ne kadar sağlıklıydı bilmesem de onlar için en iyisini diledim sessizce.
Herkes arabalara geçerken bende Suna'nın arabasına binmek için adımladım. Ali zarifçe bileğimden tutup durdurdu beni. Dudaklarını şakağıma bastırdığında içimdeki kelebekler uçmaya başladı birer birer. Ardından kollarını bana sardı, başım tam kalbinin üzerinde kalırken kokusunda dinlendim yine. Bir eliyle saçlarımı okşarken, diğer eli belimi sarmıştı. Üniformasın ve tam kalbinin üzerine belli belirsiz bir öpücük bıraktım. O yaralı kalbin içinde olduğum için her zaman mutlu olacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORA SARILDIK/TAMAMLANDI
General FictionBordo Bereli cesur bir askerin ve başarılı bir doktorun hikâyesi... ''Halide sana deli gibi aşık!'' En yakın arkadaşım, sevdiğim adama sırrımızı söylerken, duvarın dibinde gizlice onları izliyordum. Tüm bedenim heyecan ve korkuyla titriyordu, Ali D...