Ayrılmıştık.

Nereden bilebilirdim ki gözlerimi kapattığım zaman bunun onu uzun bir süre göremeyecek olduğum anlamına geldiğini? Bilemezdim... bilseydim kapatmazdım asla gözlerimi. Belkide benimle gelmesi için yalvarırdım.

Beni unutmaması için yalvarırdım...

🍃

Boğazımda kurumuşluk hissiyle gözlerimi yavaşça aralamaya çalıştım. Uykum vardı. Sürekli uykum vardı. Bedenim uyuşmuştu ve ciğerlerim acıyordu.

Uyuşan sol elimi hareket ettirmeye çalıştığımda başarılı olmuştum. Bir yataktaydım. Üzerimde de örtü vardı. Gözlerimi açmadan sadece bunları anlayabilmiştim. Yavaşça iç çekip kurumuş dudaklarımı ıslattım ve yutkundum. Diğer uzuvlarım sanki çalışmayı bırakmıştı. Hareket etmemekte ısrar ediyorlardı. Buna kanatlarımda dahil.

Başımı sağ tarafa çevirip gözlerime gelen güneşi engellemeye çalıştım. Olduğum oda buram buram orman ve toprak kokuyordu. Bu iyi bir şeydi sanırım.

Titrek bir nefes almaya çalıştığımda karnımın sağ tarafı sızlamıştı. Yüzümü buruşturup sol elimi kaldırdım ve oraya baskı uyguladım. Bu biraz aptalcaydı çünkü dokunduğum yer sargılıydı ve dokunduğum anda büyük bir acı bedenime saplanmıştı.

Acıyla inleyip elimi ateşe dokunmuş gibi oradan çektim. En son ne olmuştu? Neden hiçbir şey hatırlamıyordum ve neden şeytan yanımda değildi?

Sıkıntıyla iç çekip üzerimde ki örtüyü yavaşça kaldırdım. Tamda tahmin ettiğim gibi üzerimde iç çamaşırlarımdan başka bir şey yoktu ve karnımın sağ tarafında büyük bir sargı vardı. Sanırım biri beni öldürmeye çalışmıştı. Bu normal değildi.

"Savaş?" Diye seslendim boş odayı inceleyerek. Yatakta, acıyan yerime dikkat ederek doğruldum. Kanatlarımı bile kapatamıyordum. Yatağın üzerinden uçları aşağı doğru sarkıyordu.

Derin bir nefes almaya çalışıp kahverengi saçlarımın önümden çektim. Farkettiğim şeyle ise duraksadım. Kolyem hala boynumda duruyordu. Bu şeytanla ayrıldığımız zaman hayatta kalmamızı sağlayacaktı. Neden hala boynumda asılıydı?

Aklıma gelen fikir kalbimde bir ağırlık oluşturdu.

Çünkü ayrılmıştık!

Yaşadığımız görüntüler zihnime teker teker sıralandığında hızla yataktan kalktım. Bu girişimim başarısızlıkla sonuçlanmış, gözlerim kararmıştı. Duvara yaslanıp gözlerimi kırpıştırdım. Sonra ise odayı büyük bir dikkatle inceledim.

Sade bir odaydı. Odanın köşesinde küçük bir koltuk ve üzeri ilaç dolu ahşap bir masa vardı. Yatak ise... düz beyaz çarşaflı normal bir yataktı.

Odada çok oyalandığımı farkettiğimde kapıya dikkatli adımlarla ilerledim. Ayakta durmakta zorlanmam dışında başka bir sorun yoktu. Elimi tam kapının kulpuna atmıştım ki üzerimde bir şey olmadığını hatırladım. Sadece iç çamaşırlarım vardı. Böyle şeytanı bulamazdım.

Odada gözlerimi gezdirdiğimde koltuğun üzerindeki renkli elbiseyi farkettim. Bana göre çok renkliydi. Bunu umursamadan koltuğa uzandım ve elbiseyi aldım. Şükürki kanatlarım için sırtında açıklık vardı. Yoksa dışarı böyle çıkmak zorunda kalırdım.

Elbiseyi üzerime dikkatli bir şekilde geçirip kapının kulpunu kavradım. Yavaşça aşağı indirip kapının sessiz bir şekilde aralanmasını sağladım. Yalın ayaklarımın bastığı ahşap zemin her adımımda gıcırdıyordu. Bu evde olan biri uyandığımı anlardı ama etrafta hiç ses yoktu. Pencereden uğuldayan rüzgarın sesi dışında...

Dolunayın AltındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin