suna: ÇIK ÇABUK
osamu: nereye?
suna: dIŞARI
BEKLİYORUM
AŞAĞIDAYIMosamu, gelen mesaja bakar bakmaz şaşkınlıkla pencereye çıkıp gözleriyle rintarou'yu arar. çekik gözlü oğlan tıpkı söylediği gibi aşağıda. osamu, bu mesafeden bile onun rüzgardan dağılmış saçlarını ve derin nefes alışlarını görebilir.
miya apar topar hazırlanıp aşağıya iniyor. ayakkabılarını bile tam olarak giyinmez. suna'nın olduğu yere koşuyor.
"burada ne arıyorsun?" osamu, şaşkınlıkla ona bakar. anlamıyor.
"sana," rintarou, derin nefesler alıp kendini kontrol etmeye çalışır. göğüsü koştuğundan dolayı hızla inip kalkar ve alnında terler birikir. "sana söylemem gereken bir şey var."
"nedir?"
suna yutkunuyor. bunu yapabilir. evet. dün geceden beri söyleyeceklerini çalıştı, ezberledi. romantik sitelerden bulduğu cümleleri ve aşk şiirlerini harmanlayıp bir yazı oluşturdu.
bunu yapabilir.
yumruklarını sıkıp kafasını hızlıca kaldırarak osamu'yla göz göze gelir.
gri saçlı oğlan, kocaman açılmış, maviye çalan koyu gözleriyle ona bakıyor. kalın kaşları havaya kalkmış, gri saçları kabamış. pembe, dolgun dudakları hafifçe açık. mavi pijamasının üzerinden sarkan bir şal var. ayakkabılarının arkasına basarak ayakta duruyor. rintarou'ya merakla bakıyor.
ah, olamaz.
rintarou söyleyeceği her şeyi unuttu.
"ne söyleyeceksin?" osamu'nun gözleri beklentiyle parıldar.
suna yutkunuyor. ne söyleyecek?
senden çok hoşlanıyorum.
sana tapıyorum.
çok güzelsin.
sevişelim-
son düşündüğü şeyle kafasını iki yana sallıyor. hayır, şimdi bunun sırası değil. osamu'nun onunla sadece vücudu için ilgilendiğini düşünmesini istemiyor. bu yüzden burada.
ama ağzını açtığı her an, geri kapatıyor. yanaklarından başlayıp ensesine kadar uzanan sıcaklığı hissediyor. şu anda, yüzünün kıpkırmızı olduğundan emin.
rintarou, bunun her zaman farkındaydı. konu cinselliğe gelince çoğu insandan daha açık sözlüdür fakat işin içine duyguları girdiğinde ne diyeceğini bilemez bir hale gelir.
konuşamayacağının farkına vardığında ise her şey daha da karmaşıklaşır. osamu, hâlâ onun ne yaptığını anlamaya çalışırken daha fazla dayanamıyor.
gri saçlı oğlanın kazınmış ensesinden tutup kendine çeker ve onu öper. yumuşak dudaklar birbirine değdiğinde ikisinin de nefesi kesilir.
bu bir kelebek öpücüğü. kısa bir süre içinde ayrılıyor. eli hâlâ osamu'nun ensesinde.
"bu- neydi?" miya, algılayamazcasına fısıldıyor. en az rintarou'nunki kadar kızarmış yüzüyle ona bakıyor. gözlerinde hafifçe büyümeye başlayan parıltılar var.
"tumblr hesabından nefret ediyorum." suna, sonunda sesini bulduğuna inanıyor. kalbinin sesini kulaklarında hissediyorken artık duyguları konusunda açık olması gerektiğinin farkında. "neden öyle bir şey açmaya ihtiyaç duydun ki?"
"ne?" osamu, az öncekinden daha şaşkın görünüyor. "hesabımı sevdiğini sanıyor-"
"sadece vücudunu görebildiğim içindi." kafasını eğip osamu'nun omuzuna koyuyor. ellerini gri saçlı oğlanın beline sarar. "ama başkalarının da görebildiği düşüncesinden hoşlanmıyorum." fısıldıyor. "seni sadece kendime istiyorum."
"rintarou," osamu aldığı itiraflarla yanaklarının ısındığını hisseder. "acaba sen, benden hoşlandığını mı söylemeye çalışıyorsun?"
rintarou, ellerinin arasındaki beli sıkıyor. küçük bir 'evet' demek neden bu kadar zor?
"bence tekrar öpüşmeliyiz." suna sorudan kaçarak dudaklarını osamu'ya tekrar uzattığında kısa olan parmaklarını rintarou'nun dudaklarına koyarak onu durduruyor.
"benden hoşlanıyor musun?" miya beklentiyle sorar. "cevabını duymak istiyorum."
çekik gözlü oğlanın omuzları düşüyor. osamu, ona böyle parlak gözlerle bakarken nasıl konuyu değiştirebilir ki? yüzünün yandığını hisseder. yutkunuyor. "evet." dudağının üzerinde duran tombul parmakları öpüyor. "senden çok hoşlanıyorum."
"buna sevindim." miya gülümsüyor ve hemen ardından onları bölen parmaklarını çekip öpücüğü başlatıyor.
aslında, kalçasında bir el hissedene kadar öpücüğün iyi gittiğini düşünür. dudaklarını ayırıyor. "rintarou."
"yaklaşık bi' senedir bunun hayaliyle yaşıyorum." rintarou, derin bir iç çekti. "bırak da hayalimi doya doya gerçekleştireyim."
suna, kendi kalçasından o kadar değerli bir şeymiş gibi bahsediyor ki, osamu bunu komik bulur. bu yüzden kıkırdamaları kahkahaya dönüşüyor.
rintarou gülümseyerek onu izler. osamu'ya gülmek kesinlikle çok yakışıyor. bunu daha sık yapmalı. "hey, osamu."
"evet?" miya, hâlâ gülümserken ona bakıyor.
çekik gözlü oğlan elini ağzına götürip sahte bir şekilde öksürür ve elinden geldiğince ciddi görünmeye çalışır. "tahminen ne zaman sevişiriz?"
osamu'nun kıkırtıları artar. rintarou, hep aynı. ama bir şekilde gri saçlı oğlan buna alıştığını hissediyor. "asla akıllanmayacaksın, değil mi?"
"aklımı alan sensin." rintarou, ona yaklaşıyor. dudaklarını tekrar buluşturmadan önce fısıldar. "yapabileceğim bir şey yok."
yeni birlikte olan çift mutlulukla öpüşürken bu sırada atsumu, pencereden eğilip fotoğraflarını çeker. osamu dışarı çıktığından beri onları şaşkınlıkla izledi ve neler olduğunu anlamaya çalıştı. suna'nın osamu'yla aynı sınıfta oldupunu biliyordu ama bu kadar yakın olduklarını bilmiyordu.
aslında ilk başta osamu'ya sinirlendi. sonuçta ikizlerdi ve ona söyleyebilirdi! fakat düşündükçe aklına dolan sinsi düşünceler onu sakinleştirdi.
çektiği fotoğrafa bakıp derin bir iç çekiyor. yüzüne yayılan sırıtış pek de iç açıcı değil. "köpeğim olmaya hazır olun, sevgili ikizim ve onun biricik sevgilisi."
-
elbette bu düşünce, rintarou'nun atsumu'yu tehdit etmesiyle sona erer. nasıl olduğunu anlayamasa da suna, kita-san için yazmaya başladığı fakat son sayfalarında sakusa kiyoomi'den bahsedip duran aşk defterini buldu.
atsumu, kardeşinin böyle oyunbozan bir çocukla çıkmasını kesinlikle desteklemiyor.
osamu'ysa ona sadece kıskandığını söyler.
eh, haklı olabilir.
_________________________
ehm, merhaba 🕺
cOK TESEKKÜR EDERİM KİTAP HEM SUNAOSA'DA HEM DE OSASUNA'DA #1 OLMUSTU NE DİYECEGİMİ BİLEMİYORUM COK TATLISINIZ!!!
baska sunaosa/sakuatsu kitaplarında görüsmek üzere!!
öptüm 💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sunaosa ー dirty laundry
Fanfictionsuna, osamu'nun nude hesabını bulur. [ m bölüm yok, eglencesine yazilmis bi fic, cok ciddiye almayın, keyifli okumalar ♡ ] !¡ suna rintarou x osamu miya ¡! #1 sunaosa - [ 23. 01. 20 ]