kaplamak
Görünüm
Türkçe
[değiştir]Eylem
[değiştir]kaplamak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi kaplar)
- her yanını örtmek, istila etmek
- Her tarafı sessizlik kaplamış, ovalar, biten bir günün hüznü içinde susmuştu. - H. S. Tanrıöver
- çepeçevre sarmak, kuşatmak
- Evlerin bir tarafını yol, üç tarafını da yine çam ormanları kaplar. - S. F. Abasıyanık
- bir kabın, kılıfın, örtünün içine almak
- yayılıp doldurmak, etkisinde bırakmak
- bir yüzeyi döşemek, başka bir nesne ile örtmek
- Dudaklarının üstünü kaplayan muntazam kesilmiş sert ve koyu siyah bıyıkları... - A. Ş. Hisar
- kaplama adı verilen ince ağaç levhaları, değişik yöntemlerle hazırlanmış yüzeylere yapıştırmak
- (kimya) bir madeni bir başka madenle kimyasal bir yöntemle örtmek
- bir kişinin veya bir şeyin nitelikleri herkesçe bilinir olmak
- Ünü cihanı kapladı.
- doldurmak
- İçini sevinç kapladı.
- Bulutlu düşünceler dimağını kapladığı sırada uzun siyah kirpikleri arasından iki şimşek çaktı. - A. H. Müftüoğlu
Çeviriler
[değiştir]çeviriler
Kaynakça
[değiştir]- Türk Dil Kurumuna göre "kaplamak" maddesi