İçeriğe atla

cennet

Vikisözlük sitesinden
Ayrıca bakınız: Cennet, cənnət

Türkçe

[değiştir]

Söyleniş

[değiştir]
Heceleme: cen‧net

Köken

[değiştir]
Osmanlı Türkçesi جنت‎, o da Arapça جَنَّة(cenne) kelimesinden gelir.

cennet (belirtme hâli cenneti, çoğulu cennetler)

Vikipedi
Vikipedi
cennet hakkında Türkçe Vikipedi'de ansiklopedik bilgi bulabilirsiniz.
  1. (din) dinî inanışlara göre imanlı, Dünya'da iyi işler yapmış kimselerin öldükten sonra ebedî saadete kavuşacakları yer, uçmak
    Cennet, cennet dedikleri, birkaç köşkle birkaç hûrî. İsteyene ver sen anı, bana seni gerek seni - Yunus Emre
    Cennet, cehennem, âhiret, ebedî hayat hayallerine bir daha dönmesine imkân yoktu. - R. N. Güntekin
  2. (mecaz) herhangi bir şeyden fazlasıyla bulunan yer
    Kitap cenneti sanki bu dükkân!
  3. (mecaz) herhangi bir şeyin kolayca yapıldığı yer
    Türkiye turizm cenneti olarak bilinir.

Çekimleme

[değiştir]

Karşıt anlamlılar

[değiştir]

Üst kavramlar

[değiştir]

Deyimler

[değiştir]

adn cenneti, cennet gibi, cennet öküzü, cennete çevirmek, cennete dönmek, cennetin kapısını açmak, firdevs cenneti

Çeviriler

[değiştir]

Ön ad

[değiştir]

cennet (karşılaştırma daha cennet, üstünlük en cennet)

  1. çok güzel, huzur veren (yer)
    "Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?" - M. A. Ersoy

Çeviriler

[değiştir]

Kaynakça

[değiştir]

Atasözleri

[değiştir]

Gagavuzca

[değiştir]

Köken

[değiştir]
Arapça جَنَّة(cenne)

cennet

  1. (İbrahimî dinler) cennet

Kaynakça

[değiştir]
  • Etymological Dictionaries - Andras Rajki

Türkmence

[değiştir]

Köken

[değiştir]
Arapça جَنَّة(cenne)

cennet

  1. (İbrahimî dinler) cennet

Kaynakça

[değiştir]
  • Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.